"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
İLK DERECE
MAHKEMESİ: ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekli dava sonunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/09/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.
Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı, mirasbırakanları ...'ın davalı ... Petrol Ürünleri ve Nakliye Ticaret Ltd.Şirketini, kuruluş için en az iki ortak zorunlu olduğundan o günlerde tahsil hayatını yurt dışında tamamlamış oğlu ...'a karşılıksız % 40 ortaklık hissesi vermek suretiyle 1984 yılında kurduğunu, ...ın kuruluşta herhangi bir maddi katkısının olmadığını, tecrübesinin bulunmadığını, 1995 yılında Yalman Ağaç Ürünleri San ve Tic. A.Ş. ünvanlı ikinci bir sermaye şirketi kurulduğunu, anılan şirketin sermayesinin % 80'inin ...Petrol Tic. Ltd. Şti.den elde edilen kazançla karşılandığını, mirasbırakanın 832 ada 64 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 05/03/2012 tarihinde davalı ... Petrol Ürünleri ve Nak. Tic. Ltd Şti.ye devrettiğini, mirasbırakanın temlikten 4 ay sonra 13/07/2012 tarihinde Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/290 Esas sayılı dosyasında aşırı yaralanma nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığını, ancak bu davadan 01/10/2012 tarihinde feragat ettiğini, mirasbırakanın Kadıköy 16. Noterliğinde düzenlenen 08/10/2012 tarihli ve 16340 yevmiye no.lu beyanında satışın ve davadan feragat işleminin baskı ile yapıldığını, temlikin diğer mirasçıların zararına olduğunu ifade ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davada davacı, asıl davadaki iddiaları tekrarla, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, tenkis istemi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanın şirket sermayesine ayni katkı sağlayarak TTK gereği koymayı taahhüt ettiği kuruluş sermayesi olan 11.454.474,60 TL’yi dava konusu taşınmazı temlik ederek ödemiş olduğunu, diğer ortak ...’ın ise, şirket hissesine % 40 miktarına denk gelen 8.000.000 TL tutarındaki miktarı taahhüt ederek şirket ortağı olduğunu, şirket ortağı ...'ın üniversitedeyken ABD’de bilfiil çalışarak iş tecrübesini edindiğini ve para kazandığını, daha sonra Türkiye'de askerlik hizmeti sırasında diğer yedek subaylardan daha fazla maaş aldığını, askerlik hizmetinden sonra tekrar ABD'ye dönmek isteyen ...’ın mirasbırakan tarafından ikna edilerek elindeki birikimlerinin davalı Şirkete kuruluş sermayesi olarak yatırmasının sağlandığını, Şirketin daha önce işlettiği benzin istasyonu ve arsasının kamulaştırıldığını, dava konusu taşınmazın mirasbırakan ile kardeşlerine ait olduğunu, daha önce istasyonun kurulu olduğu arsa kamulaştırılınca mirasbırakanın Shell Şirketi tarafından davalı Şirkete gönderilen parayı kullanarak dava konusu taşınmazı dava dışı kardeşlerinden satın aldığını ve davalı Şirkete 500.000 TL bedelle sattığını, aslında aynı arsa için Şirketten iki defa para alınmış olduğunu, mirasbırakanın 500.000 TL'yi davacının da içinde bulunduğu üç kızına gönderdiğini, ...'ın zaten şirketin % 40 ortağı olup kendisinin fiilen bu şirketin başında 35 yıldır çalıştığını ve Şirketin durumunu gün geçtikçe daha iyi hale getirdiğini, bunun yanı sıra davacılar ve diğer kız kardeşinin mirasbırakanın Şirketteki toplam % 60 hissesinin tamamını İstanbul Kadıköy 16. Noterliğince düzenlenen 08/10/2012 tarihli 16339 yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde miras sözleşmesi ile devraldıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı devretmesindeki iradesinin mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmaya ilişkin olmadığı, bizzat kendi beyanına göre davalı Şirket ortağı oğlunun baskısıyla ve bedeli karşılığında taşınmazı davalı Şirkete devrettiği, kendisinin taşınmazı devir amacının mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı, adına kayıtlı başka taşınmazların da bulunduğu, devrin tenkise tabi kazandırmalardan olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın devirdeki asıl amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu, temlikten 4 ay sonra 13/07/2012 tarihinde Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/290 Esas sayılı dosyasında aşırı yararlanma nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığını, ancak ...'ın baskısıyla davadan feragat etmek zorunda kaldığını, mirasbırakanın ölümünden 40 ay önce Noterde düzenlenen beyanında satışı ve davadan feragat işlemini baskıyla yaptığını, temlikin diğer mirasçıların zararına olduğunu ifade ettiğini, davalı vekilinin 26/02/2020 tarihli beyan dilekçesinin 3. bendinin dikkate alınmadığını, taşınmazın gerçek değeri ile resmi akitteki değeri arasında fark olduğunu, mirasbırakana satış bedelinin ödenmediğini, anılan devir ile davalı Şirketin % 40 hissedarı olan ...’a kazandırmada bulunulmuş olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf dilekçesinin süresinde sunulduğu davalı şirket hesabından 500.000,00 TL çekildiği ve mirasbırakanın hesabına 490.000,00 TL yatırıldığı, mirasbırakanın taşınmazı devretmesindeki amacının mirasçılarından mal kaçırmak olmadığı, bizzat kendi beyanına göre davalı Şirket ortağı oğlunun baskısıyla ve bedel mukabilinde taşınmazı davalı Şirkete devrettiği gerekçesi ile HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacıların istinaf isteminin esastan reddine kararı verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 102,10 TL. bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 27/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.