"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen ret kararının Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar süresi içinde davalılar A.. B.. ve Ş.. G.. vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... köyü ... ada ..., ... ada ..., ...,..., ... ada ..., ..., ... ada ..., ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazların kayınpederi ... tarafından ölünceye kadar bakma vaadi sözleşmesi gereğince kendisine bırakılan yerler olduğunu, davalıların bu yerde herhangi bir haklarının bulunmadığını belirterek, davalıların paylarının iptali ile tam pay olarak adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı M.. U..’ın davalıların amcası ...’ın damadı olduğunu, çekişmeli taşınmazların dedeleri ...’dan intikal eden yerler olduğunu, ...’ın ... ve ... isminde iki çocuğunun bulunduğunu, davalıların ... mirasçıları olduğunu, ...'nın payının ise ölünceye kadar bakma vaadi karşılığı davacıya kaldığını, ölünceye kadar bakma vaadi sözleşmesinin kendileri ile bir ilgisinin bulunmadığını, davanın ortaklığın giderilmesi davasını sürüncemede bırakmak için kötü niyetli olarak açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/10/2009 tarihli ve 2008/226 E. 2009/470 K. sayılı kararıyla; keşif giderlerinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
... ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17/01/2011 tarihli 2010/3481 E. 2011/73 K. sayılı kararı ile keşif giderlerinin yatırılması için verilen sürenin HUMK’un 163. maddesine uygun olarak düzenlenmediği, Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde taraf delilleri toplanarak netice hakkında karar verilmesi gereğine değinilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. ... ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/09/2017 tarihli ve 2011/226 E. 2017/266 K. sayılı kararıyla, Mahkemece mahallinde yapılan keşif sırasında mahalli bilirkişilerin, davacı ve davalı tanıklarının tamamının; dava konusu taşınmazların davacı tarafından kullanıldığını, davacının muris ...'ın damadı olduğunu ve muris ile birlikte davacı ve ailesinin hep birlikte oturduklarını beyan ettikleri bu suretle ölünceye kadar bakma sözleşmesine yönelik yükümlülüklerin yerine getirilmiş olduğunun Mahkemece gözlemlendiği, ayrıca davalının iddiası doğrultusunda muris ...'nın kardeşi olan ...'in de dava konusu yerler ile ilgili hak sahibi olup olmadığının sorulduğu, yine tüm mahalli bilirkişiler ve davacı ve davalı tanıklarının İ.. G.. diye birisini hiç tanımadıklarını, köyde kimsenin de bu şahsı tanımadığını beyan etmeleri nedeniyle davanın kabulüne, ... ili, Kdz ... ilçesi, ... köyünde kain davalılar adına kayıtlı ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların 22/11/2016 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde her biri kırmızı renk ile taralı olarak gösterilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karara verilmiştir.
4. Bozma Sonrası ... ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
... ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar A.. B.. ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar A.. B.. ve ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin yeterli araştırma yapmadığını, kadastro tutanaklarının resmi belge olmasına rağmen davacıların bunun aksini ispat edemediğini, davanın açılmasının sebebinin açılan ortaklığın giderilmesi davası olduğunu, verilen kararın yerinde olmadığını ve bozulmasını talep ettiklerini, ayrıca dava konusu olmayan ... ada ... parsel sayılı taşınmazın da aynı şekilde tespitinin yapıldığını, ancak bu taşınmaz için dava açılmadığını, bu durumun da kendilerinin haklılığını gösterdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın konusunun taşınmazların 1/2 payı olduğunu dolayısıyla yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile harçların 1/2 paya göre belirlenmesi gerekirken, taşınmazın tamamı üzerinde belirlenmiş olmasının yerinde olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
6.3.2. ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ev ve garajın yapı değerinin 41.879,00 TL olduğu ve taşınmazın beyanlar hanesinde davacıya ait olduğu yazılmış olması nedeniyle bu bölümün dava konusu olmadığı, dava konusu taşınmazların değerinin 53.489,99 TL olduğu ve davalıların payının ise ½ olması nedeniyle dava değerinin 26.745,00 TL olduğunun anlaşıldığı, yargılama harç ve vekalet ücretinin de bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiği halde hüküm yerinde yazılı olan şekilde hesaplanması isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ:
1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (6.3.1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine,
2. (6.3.2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün 3 numaralı bendinde “alınması gereken” kelimelerinden sonra gelen “3.654,00” rakamının çıkarılarak yerine “1.827,00” rakamının, aynı bendin “mahsubu ile bakiye” kelimelerinden sonra gelen “2.741,00” rakamının çıkarılarak yerine” 914,00” rakamının eklenmesine, yine hüküm yerinin 5 nolu bendinde “AAÜT gereğince” kelimesinden sonra gelen “6.233,90” rakamının çıkarılarak yerine “3.209,00” rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılar tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.