"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali - terkin ve yıkım davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ..., davalı ..., davalı ... mirasçıları ... v.d. ve davalı ... tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olup, duruşma için gerekli masraf yatırılmadığı anlaşılmakla duruşma isteğinin reddine karar verilerek; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine, dava konusu ... ili ... ilçesi ... mahallesi 46 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, 621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tapudan terkinine, taşınmaz üzerinde yapının bulunması halinde kaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından dava konusu 46 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu kaydının iptali ile taşınmazın kıyı olarak terkinine ve taşınmaz üzerinde bulunan binanın yıkımına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., davalı ..., davalı ... mirasçıları ... v.d. ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; usul yönünden taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, kayıt maliki ... ...'nın soyadının Sütlüoğlu olarak değiştiğini, ...'nin gerçek mirasçılarının davada yer almadığını, sanki bekar çocuksuz ölmüş gibi veraset ilamı alınmadan yanlış kişilerin mirasçıymış gibi davaya dahil edildiğini, ekte sunulan ...'nin veraset ilamı gereğince gerçek mirasçılarının davada yer alması gerektiğini, eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verildiğini, ... Kadastro Mahkemesinin 2006/3 E. 2006/71 K. Sayılı belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, temyiz dilekçesinin ekinde sunduğu eski krokide taşınmazın bulunduğu yerde yerleşim alanlarının olduğunu, taşınmazın kadastrodan önce tapulu olup ... döneminden beri tapulu olduğunu, ... Kadastro Mahkemesinin 2006/3 E. 2006/71 K. Sayılı dosyasının eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiğini, mahkemece kıyı kenar çizgisinin usulüne uygun belirlenmediğini, taşınmazın kıyıyla alakası olmadığını, ayrıca komşu taşınmazlar hakkında açılan davaların hazine aleyhine sonuçlanıp kesinleştiğini, komşu parseller kıyı dışında kalmaktayken dava konusu taşınmazın kıyı içerisinde olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... mirasçıları ... v.d. temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kesin hüküm neeniyle davanın reddinin gerektiğini, eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemişlerdir.
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, eksik inceleme sonucunda karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptal ve terkin ile yıkım isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Taraf ehliyeti; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerekir. (HMK'nın 115/1). Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davada esastan hüküm kurulamaz.
2. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. ..., göl ve akarsu kıyılarıyla, ... ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''
3. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde; ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde ... yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 46 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 16/192 payının davalı ..., 27/192 payının davalı ..., 43/192 payının davalı ..., 27/192 payının muris ..., 27/192 payının muris ..., 36/192 payının muris ..., 16/192 payının da muris ... ... adlarına kayıtlı olduğu, davacı Hazine tarafından dava konusu 46 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, Mahkemece gerekçesinde her ne kadar keşif yapılıp, bilirkişi raporu alındığı belirtilmişse de, yapılan incelemede, daha önce dava konusu aynı taşınmazın bir kısmı yönünden kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı iddiasıyla Hazine tarafından açılan ve kabulle sonuçlanıp Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ... Kadastro Mahkemesi'nin 2006/3 E. 2006/71 K. sayılı (bozma öncesi 1998/5 E.) dosyasından alınan bilirkişi raporlarının eldeki dava yönünden hükme esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
2. Bilindiği üzere, taraf teşkili kamu düzenine ilişkindir.
Somut olaya gelince, davacı Hazine tarafından, kayıt maliklerinden ... (...) ... mirasçıları olduğu belirtilerek bir kısım davalılar ... v.d. aleyhine eldeki dava açılmış, mahkemece, ...'nin veraset ilamı dosyaya kazandırılmadan ve mirasçıları tespit edilmeden sonuca gidilmiştir.
Ne var ki, karar tarihinden sonra davalı ... tarafından temyiz dilekçesinin ekinde sunulan ...'ye ait ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/481 E. 2008/386 K. sayılı veraset ilamından kayıt maliki ... (...) ... mirasçılarının davada yer almadığı, davada mirasçı olarak yer alan kişilerin ...'nin mirasçısı olmadıkları anlaşılmıştır.
3. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın kayıt maliklerinden ... (...) ... tüm mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması, yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususun gözardı edilmesi doğru değildir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davalı ...'nin, davalı ...'ın, davalı ... mirasçılarının ve davalı ...'nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.