Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2005 E. 2022/5094 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalı yeğenlerine satış yoluyla temlik etmesinin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın diğer mirasçılara da benzer şekilde satış yaptığı, davalılarla yakın ilişkisi bulunduğu ve mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...’un maliki olduğu 1147 ada 63 parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 8 no.lu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 03.06.2002 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı yeğenlerine temlik ettiğini, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan veya davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakanın çocuksuz olarak ölmesi nedeniyle yeğenlerinin mirasçı olarak kaldığını, mirasbırakanın iki taşınmazı bulunup, bu taşınmazlarını yeğenleri arasında eşit olarak paylaştırdığını, temliklerdeki amacın mal kaçırmak olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın iki taşınmazı bulunduğu, bunlardan dava dışı 4 parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 3 no.lu bağımsız bölümün de intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davacılardan ...’ya devrettiği, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla değil, paylaştırma amacıyla hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı tanıklarının, taşınmazın mirasbırakan tarafından intifa hakkı üzerinde tutularak davalıya bağışlandığı, taşınmazın kentsel dönüşüme tabi tutulmasına dek mirasbırakanın taşınmazda oturmaya devam ettiği yönündeki beyanlarına rağmen Mahkemece davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, resmi senette gösterilen satış bedeli ile gerçek bedel arasında fahiş fark bulunduğunu, davalıların mirasçı olmadığını, sadece davacıların mirasçı olduğunu, mirasbırakanın maddi durumunun iyi olup, hiç bir surette taşınmazını davalılara satma ihtiyacı bulunmadığını, mirasbırakanın 15 seneye yakın bir süre taşınmazda malik gibi ikamet ettiğini, davalıların taşınmazı bedel ödeyerek satın almadıklarını kabul ettiklerini, gerçekte bağış olarak yapılmış işlemin tapuda satış olarak gösterilmesinin açıkça muvazaa olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 29/12/2021 tarihli ve 2020/145 Esas - 2021/1883 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, dava konusu 1147 ada, 63 parsel sayılı taşınmazdaki A Blok 8 no.lu bağımsız bölümün mirasbırakan ... adına kayıtlı iken, mirasbırakan tarafından intifa hakkı üzerinde bırakılarak çıplak mülkiyetinin 03/06/2002 tarihli ve 4447 yevmiye no.lu resmi satış işlemiyle davalılar ... ile ...'e 15.000.000.000,00 ETL bedel ile temlik edildiği, keşfe dayalı olarak düzenlenen 24/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın 03/06/2002 tarihindeki çıplak mülkiyet değerinin 94.960,00 TL olabileceğinin belirlendiği, mirasbırakan ...'un, kesinleşen yeni veraset ilamına göre, davalıların da davacılar ile birlikte mirasçı oldukları, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapılmadığı, dava konusu temlikten önce mirasbırakan ... tarafından 31.05.2002 tarihinde dava konusu taşınmazla aynı mahallede bulunan 407 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki A blok zemin kat 3 numaralı bağımsız bölümün davacılardan ...'ya intifa hakkı kendisinde kalacak şekilde satış suretiyle devredildiği, her iki tasarrufun çok yakın tarihli olduğu, davacı mirasçıları ile yakın ilişki içerisinde bulunduğu, davacılardan mal kaçırmasını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, mirasbırakanın kendisiyle yakından ilgilenen davalı yeğenlerine yaptığı temliki işlemin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, davacılardan ...’a mirasbırakan tarafından devredilen herhangi bir taşınmaz bulunmadığını, diğer davacı ...’e ise bağışlanmış bir daire söz konusu olmadığını, davalılarca ... aleyhine açılan muvazaa nedenine dayalı bir dava da bulunmadığını, ...’ın bu durumu nazara alınmadan, mirasbırakan tarafından davacılardan ...’ya da aynı şekilde devir yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mirasbırakan tarafından ...’e yapılan temlikin gerçek bir satış olup, davalılarca da bu satış nedeniyle muvazaaya dayanılarak bir dava açılmadığını, mirasbırakan tarafından davacı ...’a herhangi bir devir yapılmadığından, ...’dan mal kaçırıldığının açık olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle (V/3.2.) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III) nolu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 22/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.