Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2045 E. 2023/4961 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2738 E., 2021/1934 K.

DAVA TARİHİ : 08.08.2016

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Darende Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/290 E., 2017/282 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Malatya İli, Darende ilçesi, Zaviye mahallesi çalışma alanında bulunan 1 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 08.04.1994 tarihli bağış senedi ile babası tarafından davacıya bağışlandığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu alanda 1974 tarihinde istimlak kararı alınarak bu doğrultuda işlem tesis edildiğini, yapılan tüm işlemlerin yasal dayanağı bulunduğundan yolsuz tescilin söz konusu olmadığını,taşınmazın trafo merkezinin kurulacağı saha içerisinde olduğunu, alınan kamu yararı kararı üzerinde trafo merkezinin 05.11.2008 tarihinde davalı adına tescilinin sağlandığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın yolsuz tescile değil kadastrodan önceki hukuki nedene dayandığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesine göre 10 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının beyanına göre kadastro işlemlerinin 2008 yılında yapıldığını ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, kadastro tespit tarihinin hatalı belirlendiğini, zira davacının taşınmaza 1994 yılında emlak vergisi ödediğini, kadastro evrakının incelenmediğini, mahkeme kararlarının yeterli gerekçeyi içermediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kadastro öncesi nedene dayandığı, çekişmeli taşınmazın 1988 tarihinde yapılan kadastro çalışmasında davalı kurum adına tespit gördüğü ve tespitin 26.09.1989 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile dava tarihi olan 2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacı asılın beyanına göre kadastro işlemlerinin 2008 yılında yapıldığını ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, kadastro tespit tarihinin hatalı belirlendiğini, zira davacının taşınmaza 1994 yılında emlak vergisi ödediğini, kadastro evrakının incelenmediğini, mahkeme kararlarının yeterli gerekçeyi içermediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12 inci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 26.09.1989 tarihinde kesinleşip, davanın 02.08.2016 tarihinde açılmış olmasına göre karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Bölge adliye mahkemesi kararında dava tarihi 2018 olarak belirtilmiş ise de bu yanlışlığın maddi hataya dayalı olduğu anlaşıldığından bu husus bozma sebebi yapılmamış, eleştirilmekle yetinilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.