"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KÜTAHYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli dava sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince tapu iptal ve tescil isteminin reddine, bedel isteminin kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/09/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, 201 ada 7 ve 4 parsel sayılı taşınmazların satışı hususunda kayınbiraderi olan davalı ...’ı vekil tayin ettiğini, yıllardır ve halen Almanya’da ikamet ettiğini, yılda bir kez Türkiye’ye geldiğini ve Fethiye'de kaldığını, bu sırada yaptığı araştırma neticesinde verdiği vekaletname ile söz konusu taşınmazların davalılara devredildiğini öğrendiğini, satıştan haberdar edilmediğini ve satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tesciline, 22.02.2016 tarihli dilekçe ile ek talepte bulunarak tapu iptal tescil taleplerinin yerinde görülmemesi halinde taşınmaz bedelinin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1- Davalı ..., temlikin geçerli vekaletname ile yapıldığını, davacının satıştan haberi olduğunu, dava dışı ... isimli kişiye Yoncalı’da bulunan arsalarını satmak istediğini söylediğini, alıcı olan diğer davalıları da ...'ın bulduğunu, bu kişileri tanımadığını, davacının o tarihlerde Fethiye'de olması sebebiyle vekaleten satış işleminin gerçekleştirildiğini, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazları davacıdan habersiz satmasını gerektirecek hiçbir durumun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2- Davalılar .... ve ....., iyiniyetli üçüncü kişi olduklarını, Yoncalı kaplıcalarında arsa satın almanın iyi bir yatırım olacağı düşüncesi ile bu bölgede arsa satın almak istediklerini, satış bedellerini ödediklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin, davalı kayıt maliklerinin kötü niyetli oldukları kanıtlanmadığından tapu iptali-tescil talebinin reddine, davalı vekil ...’ın vekalet görevini kötüye kullandığı ispatlandığından tazminat talebinin kabulü ile 165.526,48 TL’nin davalı ...’dan tahsiline dair verilen karara karşı davalı ... vekilince yapılan istinaf başvurusu Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince kabul edilerek, tarafların davanın esasıyla ilgili gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK.'nun 353/1-a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince davalı kayıt maliklerinin kötü niyetli oldukları kanıtlanmadığından tapu iptali-tescil talebinin reddine, davalı vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı ispatlandığından tazminat talebinin kabulü ile davacının cevaba cevap dilekçesini verdikten sonra verdiği ek talep dilekçesinin kısmi ıslah mahiyetinde olduğu, davacının sonradan yaptığı iki ayrı ıslah ile talebini arttırmış olmasının ...nın 176/2. maddesi uyarınca bir davada bir kez ıslah yapılabileceği hükmüne aykırı olduğu gerekçesi ile 15.000,00 TL tazminatın davalı ...’dan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ön inceleme duruşmasından önce davanın terditli hale getirildiğini ve aşamada keşfen saptanan değere göre harcın yatırıldığını, usulüne uygun ıslah yapıldığını, buna rağmen 15.000,00 TL üzerinden bedel isteğinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, davalının kız kardeşi ile evli olduğunu, Almanya'da ikamet etmesi nedeniyle Türkiye'deki taşınmaz alım ve satım işlemlerini yıllarca vekaletname ile davalının gerçekleştirdiğini, bu işlemlerde yakın akraba olmaları nedeniyle hiç bir zaman yazılı bir anlaşma yapılmadığını, vekaletname verildikten üç gün sonra satış işleminin yapıldığını ve bedelin o tarihte Fethiye'de bulunan davacıya ödendiğini, davacının vekaletname verdikten sonra satışın gerçekleşip gerçekleşmediğini takip etmemesinin mümkün olmadığını, o tarihte Fethiye'de otel yapmakta olduğundan paraya ihtiyacı olduğu için davaya konu taşınmazları satmaya çalışan bir kişinin bu işlemi takip etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıya ait olan ve Fethiye'deki otelin arsasının alımının da davalı tarafından gerçekleştirildiğini, davacının ... isimli kişiye Yoncalı'da bulunan arsalarını satmak istediğini söylediğini, alıcı olan diğer davalıları da ...'ın bulduğunu, davalının bu kişileri tanımadığını, vekaletnamenin bu işlem için verildiğini, bu kişilerin tanık olarak dinlendiğini ve davacının bizzat bu taşınmazları satmak istediğini söylediğini duyduklarını beyan ettiklerini, davacının satıştan habersiz olduğunu ispatlayamadığını, delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.3. Davalılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların keşif esnasında değerlerinin 165.526,48 TL olarak tespit edildiğini, tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın reddine karar verildiğine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; tapu iptal ve tescil istemi yönünden kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca reddine, davalıların başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK.'nun 353-(1)-b/2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davacı tarafça dilekçelerin tebliği aşamasında 08.02.2016 tarihinde cevaba cevap dilekçesinin ibrazından sonra 20.02.2016 tarihli "08.02.2016 tarihli cevaba cevap dilekçemize netice ve talebimize ek olarak" beyanlı dilekçesi ile netice-i talebini terditli hale getiren beyanının iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, davalı vekilinin 24.05.2016 tarihli dilekçesi ile talebin değiştirilmesine muvafakatlarının olmadığını beyan etmiş olması nedeniyle davacının bedele ilişkin usulüne uygun talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece; "...davacının cevaba cevap dilekçesine ek dilekçedeki talebinin iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yahut ıslah kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, toplanan deliller ve dosya içeriğinden, davacının tazminat talebi HMK’nın 141. maddesindeki düzenlemeye göre usulüne uygun kabul edilerek, davalı vekil ... tarafından dava konusu taşınmazların rayiç değerinin davacıya ödendiği hususunun ispatlanamadığı da gözetilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır...’’ gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesince; bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle belirsiz alacak olarak bedel talebinde bulunan davacının talep sonucunu ıslaha gerek kalmadan artırabileceği, davacı vekilinin 30.03.2019 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ettiği gerekçesi ile davacının terditli talebinin kabulü ile 189.157,78TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının cevaba cevap dilekçesini verdikten sonra veya bunun için öngörülen iki haftalık süre geçtikten sonra, cevaba cevap dilekçesinde bildirilmesi gereken ve fakat bildirilmemiş olan hususları ileri süremeyeceğini, cevaba cevap dilekçesindeki iddiasını genişletemeyeceğini, davacı iradesini açıkça ıslah olarak belirterek bedeli yükselttiği halde, iradesinin aksine ıslah yapılmadığının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davanın her ne kadar belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmiş ise de dava dilekçesinde ve yargılamanın devamında davacı tarafından belirsiz alacak davası şeklinde dava açtığına ilişkin hiçbir beyanda bulunulmadığını, davacının ikinci defa talebini artıramayacağını, 165.526,48 TL. nin ödenmesine ilişkin karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmamış olduğundan davalı yararına usulü müktesep hakkın doğduğunu, davacının bizzat taşınmazları satışa çıkardığını, ve alıcılarla bizzat pazarlık yaparak anlaştığını, bu nedenle davalıyı vekil tayin ettiğini, alım satımdan habersiz olduğunu kanıtlayamadığını, davacının satış işleminin yapılacağını bilmiyor ise neden üç gün önce vekaletname verdiğinin açıklanmadığını, taşınmazın rayiç bedeli yerine satış bedelinin güncellenerek bulunacak rakama göre hükün kurulması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa, tazminat isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, (V/2.) no.lu paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerektirici nedenler ile hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
6.3.2. Davalının hükmedilen bedele yönelik temyiz itirazına gelince;
İlk Derece Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli 2016/10 Esas 2017/357 Karar sayılı kararında tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davacının bedele yönelik terditli talebinin kabulü ile, 165.526,48 TL’nin dava tarihi tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş olup, anılan kararın davacı tarafından istinaf edilmediği gözetildiğinde, hükmedilen bedel bakımından davalı yararına kazanılmış hak oluştuğu açıktır.
Ne var ki, değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir.
VI. SONUÇ
1. Açıklanan nedenlerle, hükmün 1. fıkrasının 2. bendi hükümden tamamen çıkarılarak yerine 2. bent olarak “Davalı ... aleyhine açılan tazminat davasının KABULÜ ile; 165.526,48 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan TAHSİLİ ile davacıya VERİLMESİNE,”, hükmün 2. fıkrası hükümden tamamen çıkarılarak yerine 2. fıkra olarak “2-Alınması gereken 11.307,11 TL nispi karar ilam harcının peşin alınan 266,84TL. ile tamamlama harcı olarak yatırılan 26.09.2017 tarihinde 2.565,00TL.ve 30.03.2019 tarihinde 401,75TL.'ndan mahsubu ile bakiye 8.073,52 TL'nin davalı ...'dan tahsili ile Maliye Hazinesine irat kaydına,” hükmün 5. fıkrası hükümden tamamen çıkarılarak yerine 5. fıkra olarak “5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine karar tarihinde (04/10/2021) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 19.675,01 TL nispi vekalet ücretinin davalı ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine,” cümlelerinin yazılmasına,
Hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harcın temyiz edenlere talep halinde geri verilmesine, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, 27/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.