Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2230 E. 2022/3084 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli dava sonunda Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.12.2020 tarihli ve 2020/7 Esas - 2020/669 sayılı karar süresi içinde davacı ... mirasçıları vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra,dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

- KARAR -

Dava, inançlı temlik hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili isteğine ilişkin olup; davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “Dava, inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili isteğine ilişkindir, öncelikle davada yer almayan mirasçıların olurunun alınması ya da miras şirketine Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, böylelikle davanın görülebilirlik koşulu yerine getirildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, mirasbırakanın terekesine atanan temsilcisi tarafından davaya devam olunmuş; taşınmazın mirasbırakanın kızı ...’nın kredi çekmesi için, oğlu ...’ın kayınbiraderi olan davalı ...’a devrinin muvazaalı olduğu, kredilerin bir kısmının ... tarafından ödendiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece bu kez; “Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma kararında açıklandığı şekilde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma kararında davanın inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olduğu belirtilmesine rağmen Mahkemece inançlı işlem iddiası bakımından bir inceleme yapılmış değildir. Hâl böyle olunca, hükmüne uyulan önceki bozma kararı ve yukarıda değinilen hususlar gözetilmek suretiyle, belirtilen ilke ve olgular çerçevesinde bir araştırma ve soruşturmanın yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeden yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, yargılama sırasında davacı ...’in ölümü üzerine mirasçıları tarafından davacı vekiline vekaletname verilmiş, hüküm davacı ... mirasçıları vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmakla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği ve davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir.

Somut olayda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, karar davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır.

Tüm bu açıklamalar karşısında davayı takip yetkisi sona eren davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Hemen belirtmek gerekir ki, dava açmakta olduğu gibi temyiz yoluna başvurmada da hukuki yarar (menfaat) bulunmalıdır. Bir başka ifade ile, temyize başvuran taraf, aleyhine temyize başvurduğu kararın kaldırılması veya değiştirilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması şartıyla hükmü temyiz edebilir.

Somut olayda, Mahkemece davanın reddine karar verilerek, davalı vekili lehine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş, davalı tarafça 22.02.2021 tarihli dilekçe ile davalı vekili lehine harcı yatırılan 66.000,00 TL dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, Mahkemece anılan hususun düzeltilmesi istenmiş, yine 22.02.2021 tarihli dilekçe ile de davacıların temyiz dilekçesine cevap ile birlikte anılan bu husus için temyiz yoluna başvurulmuş, Mahkemece 22.04.2021 tarihli tashih şerhi ile 15.12.2020 tarihli hükümdeki davalı vekili lehine hükmedilen 3.400,00 TL nispi vekalet ücreti, 9.381,00 TL olarak düzeltilmiş, tashih şerhi taraflara tebliğ edilmiş, tashih şerhine ilişkin taraflarca temyiz yoluna başvurulmamıştır.

Yukarıda da açıklandığı üzere, davalı vekilinin temyiz yolu ile düzeltilmesini istediği husus Mahkemece 22.04.2021 tarihli tashih şerhi ile düzeltildiğinden davalının anılan kararı temyiz etmekte hukuki yararı kalmadığından 22.02.2021 tarihli davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harçların istek halinde yatıranlara iadesine, 13/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.