"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/20 E., sayılı dava dosyasında bu davanın davalısı ...'un, kendisi (yargılamasının yenilenmesi talep eden - davacı) aleyhine tapu iptali ve tescil istemli dava açtığını, yapılan yargılama neticesinde Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/02/2008 tarihli 2005/20 E., 2008/4 K. sayılı kararıyla; sahteliği yargı kararı ile kanıtlanmış vekaletnameye istinaden yapılan satışın geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın adına olan tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verildiğini, söz konusu kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30/09/2013 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiğini, konusu ve tarafı aynı olan Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/889 E., sayılı davada vekaletnamenin sahte ve satışın geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yönündeki kararın ise Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2014/14552 E., sayılı kararıyla, vekaletnamede ismi geçen ''..... oğlu 1929 doğumlu .....'' ile vekalete dayanarak satış işlemini yapan ''..... oğlu 1929 doğumlu ....'ın'' aynı kişiler olduklarından bahisle Mahkeme kararının bozulduğunu, anılan kararların birbiri ile çeliştiğini, kararların konusunun ve taraflarının aynı olduğunu, Mahkemenin 2005/20 E., sayılı dosyasında verilen davanın kabulüne ilişkin kararın hukuka ve usule aykırı olduğunun Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2014/14552 E., sayılı kararı ile sabit olduğunu, Mahkemenin vekaletnamenin sahte olduğuna yönelik tespitinin yanlış olduğunu, yargılama sırasında bulunmayan ancak daha sonra ortaya çıkan yeni deliller ve kararların sabit olduğunu ileri sürerek, yargılamanın iadesi ile kesinleşmiş Mahkeme kararının kaldırılarak tapu kaydının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., taşınmazı devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Dahili davalı Bilge, dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında yatırım amacıyla satın aldığını ve bir süre sonra sattığını, satın aldığı kişilerle bir akrabalığı ve tanışıklığı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
3.Diğer dahili davalı, savunma getirmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23/10/2018 tarihli ve 2015/569 E., 2018/497 K. sayılı kararıyla; Mahkemenin 2005/20 E., sayılı dava dosyasında yargılama devam ederken, Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/316 E. sayılı kararı ile vekaletnamenin sahte olmadığı, vekaleten işlem yapan ..... oğlu 1929 doğumlu ..... ile....oğlu 1929 doğumlu .....'ın aynı kişiler olduğunun tespit edildiği ve bu tespitin kesinleştiği, davacı tarafça bu husus yargılamanın iadesi istenen dosyanın yargılamasında ileri sürülmediği gibi, temyiz aşamasında da dile getirilmediği, vekaletnamenin sahte olmadığına ilişkin karar ve beyanın yargılamanın iadesi istemine konu yargılama sırasında mevcut olduğu, dolayısıyla yargılama aşamasında zaten mevcut olan karar ve beyanın yargılamadan sonra elde edildiğinden bahsedilemeyeceği, Hukuk Muhakemesi Yasası'nın 375. maddesinde sayılan yargılamanın iadesine ilişkin koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı (yargılamanın iadesini talep eden) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı (yargılamanın iadesini talep eden) vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yargılamanın yenilenmesi sebeplerine aykırılık teşkil ettiğini, 6100 sayılı HMK'nın 375/1-ç maddesinin nazara alınması gerektiğini, bozma kararındaki husus ve deliller dikkate alınmadan karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24/05/2021 tarihli ve 2020/168 E., 2021/784 K. sayılı kararıyla; Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin tarafları farklı, aynı yerde bir başka bağımsız bölüm olan 8 no.lu bağımsız bölüme ilişkin temlike dayanak vekaletnamenin sahte olmadığı, dolayısıyla yolsuz tescilden söz edilemeyeceği gerekçesiyle verdiği davanın reddi kararının, HMK'nın 375/(1)-ç bendinde tanımlandığı üzere" Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması" maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi, aynı maddenin d ve ı bentlerinde sayılan sebeplerin de uygulama yeri bulunmadığı, dolayısıyla davanın görülebilirlik koşulu bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı (yargılamanın iadesini talep eden) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu temlik işleminin dayanağı vekaletnamenin sahte olmadığının Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/316 Esas sayılı kesinleşen kararı ile ortaya çıktığını, ...'un lehine karar verilmesi için karara tesir edecek nitelikte hileli davranışlarda bulunduğunu, ...'ın bizzat yetkili olduğunu Mahkeme huzurunda ikrar etmiş olduğu halde, vekaletnamedeki isim değişikliğinden kaynaklanan tahrifattan faydalanmak suretiyle tapu iptal ve tescil davasını kabul ettirdiğini, ...'ın da ölmesi sebebiyle aralarındaki ilişkinin ortaya çıkmayacak olmasını da hesaba katan ...'un bu hareketi sebebiyle HMK.'nın 374. maddesinin 1. fıkrasının h) bendi gereğince yargılamanın iadesi talebinin kabul edilmesi gerektiğini, davalının tarafı olmadığı, hiçbir şekilde bilgisi olmadığı 2003 esaslı bir dosyayı bilmesinin hayatın olağan şartları içerisinde kendisinden beklenemeyeceğini, bu dosyanın 2005 esaslı tapu iptal ve tescil davasından daha önceki bir tarihte görüldüğünü bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın ''Yargılamanın İadesi Sebepleri'' başlıklı 375/1. maddesinde ;
''(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.'' hükmüne yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 5 numaralı bağımsız bölüm davalı (yargılamanın iadesi talep edilen) ... adına kayıtlı iken 21/10/1999 tarihinde satış suretiyle davacı (yargılamanın adesi talep eden) ... adına tescil edildiği, söz konusu temliki Cebrail adına vekaleten; Bakırköy 22. Noterliğinin 26/04/1999 tarihli ve 21458 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin edilen ...'ın yaptığı, Cebrail tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/20 E., 2008/4 K. sayılı kararı ile bahsedilen temlike konu vekaletname sahte olduğundan satışın geçerli olmadığı gerekçesiyle kabulüne karar verildiği, kararın 08/01/2014 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın 07/04/2014 tarihinde hükmen Cebrail adına tescil edildiği, Cebrail'in çekişme konusu taşınmazı 07/08/2014 tarihinde dahili davalı ...'e, Beste'nin de 11/02/2016 tarihinde diğer dahili davalı ... Uçar'a devrettiği, davanın 18/06/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3.3.2. Öte yandan Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/889 Esas sayılı dosyası ile Naime Bulut tarafından Baki Kılıç aleyhine aynı vekaletnamenin (Bakırköy 22. Noterliğinin 26/04/1999 tarihli ve 21458 yevmiye numaralı vekaletnamesi) sahteliğine dayanarak açılan 8 no.lu bağımsız bölüme ilişkin davanın da Mahkemece kabulüne karar verildiği, temyizi üzerine Dairenin 2014/14552 Esas - 2015/174 Karar sayılı 13.01.2015 tarihli kararı ile, “ ...temlike konu vekaletnamedeki baba adına ilişkin tahrifat 03.07.2002 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ve Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/316-2005/177 E. K. sayılı kararı ile saptanmış olup, bu husus tarafların da kabulündedir. Ne var ki, vekaletnamede ismi geçen "... oğlu 1929 doğumlu ..." ile işlemi yapan "... oğlu 1929 doğumlu ..."'ın aynı kişi olduğunun Ceza Mahkemesinin dava dosyasında davacı (müşteki) vekilinin 13.07.2004 tarihli duruşmadaki "... müvekkillerim kendisini alevi dedesi olarak tanıtan ölüm kaydı gelen ...'a vekalet vermişlerdir. Müvekkillerim alevi olduğundan bu şahısta kendisini alevi dedesi olarak tanıttığından alevilerde de ... adı olmadığından dolayı şahıs müvekkillerime baba adını ... olarak belirttiğinden müvekkillerinin de buna göre vekaletname çıkartmışlardır. Müvekkillerim aslında nüfus kaydı getirilen ... oğlu 1929 doğumlu ...'a vekaletname vermişlerdir. Ancak bu şahıs kendisini müvekkillerime ... oğlu ... olarak tanıtmıştır. Müvekkillerimin vekaletname verdikleri kişi şahıs olarak ölüm kaydı gelen şahıstır." ikrarından ve Ceza Mahkemesinin ilamındaki "... sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan dava açılmış ise de,vekalet verilen kişinin şahıs olarak aynı olması nedeniyle sanığın yazım hatası olduğunu düşünerek kimliğe uygun şekilde baba ismini düzeltmesinde görevi kötüye kullanma kastının olmadığı ..." gerekçesinden anlaşılmaktadır. Ceza dosyasındaki bu maddi olgular 6098 sayılı TBK. nın 74. (818 sayılı BK. nın 53.) maddesi gereğince hukuk hakimi yönünden bağlayıcıdır. Hal böyle olunca; vekaletnamede ismi geçen "... oğlu 1929 doğumlu ..." ile vekalete dayanarak satış işlemini yapan "... oğlu 1929 doğumlu ..."'ın aynı kişi oldukları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyecek biçimde yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulduğu, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın temyiz edilmeksizin 08.09.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3.3.3. Yine, Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/570 Esas - 2018/498 Karar sayılı dosyasında yargılamanın iadesi talepli olarak Haydar Aslan tarafından ...’a karşı açılan dahili davalıların ... ve ... olduğu davada, aynı vekaletnamenin sahteliği iddiasına dayalı olarak 9 no.lu bağımsız bölümle ilgili olarak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, ancak yukarıda bahsi geçen bozma kararı gereğince vekaletnamenin sahte olmadığının belirlendiği ileri sürülerek yargılamanın iadesinin istendiği, yapılan yargılama neticesinde talebin reddine karar verildiği, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince 2019/1933 E., 2020/51 K. sayılı karar ile; “... Somut olayda; ibraz olunan Asliye Ceza Mahkeme kararı ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin aynı vekaletnameye dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davasında yer alan bozma kararı çerçevesinde yargılamanın iadesi sebeblerinden yeni bir belgenin ortaya çıkmış olması koşulları gerçekleştiğinden yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır...” gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
3.3.4. Hal böyle olunca; HMK'nın 375/1-ç maddesi, Dairenin 2014/14552 Esas - 2015/174 Karar sayılı bozma kararı, Ceza Mahkemesi kararı ve anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında tespit edilen olguların tüm dosya içeriği ile bir bütün halinde incelenip değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulanan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.