Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2286 E. 2023/6749 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak tescili istemine ilişkin davada, davacının zilyetlik koşullarını sağlayıp sağlamadığı ve taleple bağlılık ilkesi kapsamında tescil edilecek alanın miktarı uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, toplanan deliller ve bozma kararına uygun olarak, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu kabul ederek, taleple bağlılık ilkesi gereğince belirlenen 1.275,68 metrekarelik alanın davacı adına tesciline karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/157 E., 2021/188 K.

DAVA TARİHİ : 10.01.2006

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; tapulama sırasında taşlık olarak tespit dışı bırakılan ve dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaz bölümlerinin imar-ihya, bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında davalı ... davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; taşınmazın kamu malı niteliğinde meradan açma olduğunu ve davacı yararına mülk edinmeyi sağlayan zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 07.12.2012 tarihli 2009/24 Esas, 2012/317 karar sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlik yolu ile mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen 31.10.2011 havale tarihli rapor ve eki haritada (A) harfiyle gösterilen 1.275,68 metrekare bölümün davacı adına tapuya tesciline, hak iddia edilen diğer taşınmaz bölümlerine yönelik vazgeçme nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına, taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.05.2013 tarihli ve 2013/3861 Esas, 2013/5539 Karar sayılı kararıyla; "Mahkeme tarafından yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı belirtilerek dava tarihine göre 20-30 yıl (1986 yılı öncesine) öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve memleket haritaları usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilmeli, davalı ... tarafından taşınmazın öncesinin mera olduğu öne sürüldüğüne göre ve çevresindeki taşınmazların 4753 sayılı Yasa uyarınca Toprak Tevzii Komisyonu çalışmaları sonucu tapuya bağlanmış olduğu dikkate alınarak Komisyon tarafından dava konusu taşınmaz bölümü hakkında ne gibi bir işlem yapıldığının sorulması, varsa mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları getirtilmeli, yine komşu parsellerin tapulama tespitine uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının getirtilmesi, bundan sonra, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu kadastro çalışma alanındaki mahalle ya da köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıkları ile üç ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi, dava konusu taşınmaz bölümünü içine alan mera tahsisi var ise meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukuken değer taşımadığı, taşınmaz yapılan tahsisin dışında ise toprak tevzii komisyonunun mera niteliğini değiştirme yetkisi bulunması nedeniyle tahsis dışında bırakılan taşınmazların öncesi mera olsa bile tahsisin kesinleşmesi ile birlikte mera niteliğinin kalkacağı ve koşullarının varlığı halinde mera niteliğinin kaldırıldığı tarihten itibaren zilyetlik yoluyla iktisabının mümkün olacağının göz önünde bulundurulması, bu durumda koşulların varlığını belirlemek bakımından taşınmazın hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığı, imar-ihyanın hangi tarihte bittiği, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun tarımsal zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde giderilmesine çalışılmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilerek Mahkeme kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma ilamına uyarak 14.06.2016 tarihli, 2013/185 Esas, 2016/543 karar sayılı kararla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 29.09.2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 8.076,30 metrekarelik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.11.2020 tarihli, 2017/1785 Esas, 2020/5081 Karar sayılı kararıyla; "Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ne var ki, davaya konu edilen taşınmazın 31.10.2011 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.275,68 metrekare yüz ölçümündeki bölüm olduğu anlaşıldığına göre Mahkemece yalnızca bu bölüm yönünden davacı adına tescile karar verilmesi gerekirken 6100 sayılı HMK'nın 26 ncı maddesinde yer alan "hâkimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği" şeklindeki düzenlemeye aykırı şekilde talep aşılarak 8.076,30 metrekare yüz ölçümündeki bölüm yönünden tescile karar verilmesinin isabetsiz olduğuna" değinilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin bozma ilamına uyarak yaptığı yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda ilk kararda belirtilen gerekçelerle ve davacının talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne, kadastro bilirkişileri tarafından hazırlanan 31.10.2011 havale tarihli raporda (A) harfi ile kırmızı renk ile gösterilen 1.275,68 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosya kapsamı itibariyle ve bilirkişi raporları da dikkate alındığında davacı adına tesciline karar verilmesi gereken alanın 8.076,30 metrekare olduğunu ve bu kısmın imar-ihyasının tamamlandığını, bu nedenlerle davacı adına 1.275,68 metrekare tesciline karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, taşınmazın imar ihya edilmediğini ve kültür arazisi olmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1'inci ve 713/6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, toplanan delillerden davaya konu edilen ve bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölüm üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına;

Aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.