Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2288 E. 2022/4336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların murisleri tarafından zilyetliğe dayalı olarak kazanıldığı iddia edilen taşınmazlar üzerinde Hazine adına kayıtlı tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların murislerinin zilyetliğe dayalı kazanım iddiasının ispatı için gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadığı, özellikle de gayri sabit hudutlu tapu kaydı ve zilyetliğin kapsam ve niteliğinin belirlenmesi için yeterli delil değerlendirmesi yapılmadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, süresi içinde birleştirilen dosyada davacı ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... ve ...'nun dava dilekçelerinde özetle; Hazine adına tescil olunan 10 ada 51 parsel, 172 ada 1 parsel ve 10 ada 52 parselin bir kısmının dayanak kayıtları 1319 tarihli 183 ve 184 sıralı tapu kaydı kapsamında kaldığını, fiili hakimiyetlerinin olduğunu belirterek, 10 ada 51 parsel, 172 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 10 ada 52 parsel sayılı taşınmazın ise bir kısmının tapusunun iptali ile adlarını tescilini talep ve dava etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacı ... dava dilekçesinde özetle; zilyetliğinde ve kullanımında bulunan 10 ada - 2, 3, 50 ve 52 parsel sayılı taşınmazların tapusunun iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiş, davacının yargılamanın başında somutlaştırılmış talebinin ...ilçesi, ...Mahallesi, ... mevkii 10 ada 50 ve 52 parsele ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu olmayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmazların rumların yöreyi terk etmesiyle metruk yerlerden olduğunu, davacıların dayanağı tapu kaydının gayri sabit hudutlu olup miktarı ile geçerli kayıtlardan olduğunu, kayıt miktarı kadar taşınmazın davacıların murisi adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

1. Birleştirilen dosya ile ilgili 26/11/2004 tarihli karar ile kısmen kabul kararı verilerek davacı ...'ün talebinin 10 ada 50 parsel yönünden kabulü ile tapunun ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş 10 ada 52 parsele yönelik talep için ret kararı verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2005/2124 E. - 2367 K. sayılı 18/07/2005 tarihli kararı ile dayanak vergi kaydının uygulanması ve zilyetlik araştırması yapılmasına değinilerek bozma kararı verilmiş, dosya 2008/93 Esasa kaydedilmiş neticeden aralarındaki bağlantı nedeniyle 2000/150 Esas altında birleştirme kararı verilerek yargılamaya devam edilmiştir.

2. Mahkemenin (2000/150 E., 2017/127 K. sayılı kararıyla) asıl ve birleştirilen dava yönünden yapılan yargılama sonucunda, mahallinde yapılan keşif, dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanık beyanları, alınan bilirkişi raporu, dayanak vergi ve tapu kayıtları bir bütün olarak değerlendirilmiş, davacıların talepte bulundukları taşınmazların murisi evvellerinden beri kullanım ve tasarruflarında olduğu, zilyetliklerinin kesilmediği, dayanak tapu ve vergi kayıtları kapsamında anlaşılmış, davalarının da kadastronun tespitinden itibaren yasada mevcut olan on yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve süresinde açılmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, çekişmeli 10 ada 52 parselde kayıtlı 19.910,00 metrekare yüzölçümlü Hazine adına tescil görmüş taşınmazın, ekli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.430 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ile 10 ada 51 parsele eklenmesine, çekişmeli 10 ada 51 parsel sayılı taşınmazın, 10 ada 52 parselin ekli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.430 m2'lik kısmı ile birleştirilerek tamamı 4.846,07 m2 olarak muris ... mirasçıları davacılar ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 172 ada 1 parsele dayanan imar uygulaması sonucu 336 ada 1 parsele kayıt olan Hazine adına tescil görmüş taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları davacılar ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen dosyada (2008/93 Esas) davanın kabulü ile, 10 ada 52 parselde kayıtlı 19.910,00 metrekare yüzölçümlü Hazine adına tescil görmüş taşınmazın, ekli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 140 metrekarelik kısmı ile (C) harfi ile gösterilen 685 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ile 10 ada 50 parsele eklenmesine, çekişmeli 10 ada 50 parsel sayılı taşınmazın, 10 ada 52 parselin ekli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 140 m2'lik kısmı ve (C) harfi ile gösterilen 685 m2’lik kısmı ile birleştirilerek tamamı 3.355 m2 olarak Halil İbrahim oğlu davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili ile davalı Hazine temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma kararı esas alınmadan karar verildiğini, davacı ...'nın dayandığı tapunun taşınmaza uymadığını, asıl davacıların da dayandıkları tapu kaydının gayri sabit hudutlu olduğunu, efrim rum olup metruk yerler zilyetlikle kazanılamayacağını, 172 ada 1 parselin zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığını, diğer parseller yönünden de zilyetlikle kazanma şartlarının oluşmadığını, kabule göre reddedilen kısım yönünden Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapuya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak açılan tapu kaydının iptali ile tesciline ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesinde,

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.” hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Birleştirilen davada davacısı ...’ün temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece verilen karar, 19.10.2017 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 06.11.2017 tarihinde verilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı ...’ün temyiz inceleme isteminin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.

3.3.2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

a) Asıl dava yönünden; Mahkemece çekişmeli taşınmazların davacının dayandığı tapu ve vergi kaydı kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma yetersizdir. Şöyle ki davacıların dayandığı T. evvel 319 tarih 183 no.lu tapu kaydının doğu ve güney hudutlarının "cebel" okuduğu bu haliyle tapu kaydının gayrisabit hudutlu olduğu ve miktarı itibarıyla geçerli olduğu anlaşıldığından, anılan tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmaz ile davacıların murisinin tapu miktarını aldığından Mahkemece zilyetlikle kazanım koşullarının araştırılması gerekmektedir.

3.3.3. b) Birleştirilen dava yönünden ise, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Davacının tapu kaydına dayanmaktan vazgeçtiği, zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemeyeceği, uyulan bozma kararında yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmasına değinildiği halde, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Hal böyle olunca asıl ve birleştirilen dava yönünden, Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile bir jeodezi-fotogrametri mühendisi , üç ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

3.3.4. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde taşınmaz bölümünün tarımsal niteliğini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş ve hangi bölüme ait olduğu işaretlenmiş renkli fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

3.3.5. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten, önceki raporların irdelenerek çelişkinin sebebinin açıklandığı ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli;

3.3.6. Fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor aldırılmalı;

3.3.7. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. SONUÇ

1- Yukarıda (3.3.1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleştirilen davada davacı ...'ün temyiz inceleme isteminin süreden REDDİNE, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine,

2- Açıklanan şekilde inceleme yapılmaksızın, yetersiz araştırma ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.