Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2392 E. 2022/5982 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalıya devrettikleri taşınmazın, kredi borcu ödenmesine rağmen iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların her birinin dava ettiği payın değeri, dava tarihindeki temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gözetilerek, davalının temyiz talebi değerden reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : GEBZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinden verilen 09/12/2021 tarihli ve 2020/1644 Esas – 2021/1871 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

-KARAR-

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacılar, maliki oldukları 2420 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 5 no.lu bağımsız bölümü akrabaları olan davalıya bankadan kredi temin edebilmesi için bedelsiz olarak satış suretiyle devrettiklerini, davalı tarafça bankadan kredi çekildiğini, kredi borcunun kapatılmasına rağmen davalının taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.

Davalı, davacılardan 75.000,00 TL alacağı olduğunu,bu alacağın teminatı olarak dava konusu taşınmazın kendisine devredildiğini,davacıların banka aracılığıyla 48.000,00 TL ödediklerini, kalan alacağı olan 27.000,00 TL’nin kendisine ödenmesi durumunda taşınmazı iade edeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekilince istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince; davalı tarafça, davacıların mirasbırakanının kendisine 75.000,00 TL borcu bulunması nedeniyle bu borcun teminatı olarak taşınmazın temlik edildiğinin beyan edildiği, bu durumun vasıflı ikrar olup, davalı tarafça davacılardan alacaklı olduğunun ispatlanması gerektiği, Mahkemece davalıya alacak iddiası ile ilgili olarak delillerini ibraz ederek iddiasını ispat yönünde hak tanınması gerekirken, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden karar verilmesi için dosya Mahkemesine gönderilmiştir. Gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonucu İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın teminat olarak kendisine devredildiğinin davalı tarafça ikrar edildiği, bu durumun vasıflı ikrar olup, davacılardan alacaklı olduğunun davalı tarafça ispatlanması gerektiği, davalının bu hususu ispatlayamadığı, kredi borcu ödenmesine rağmen taşınmazın iade edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince; İlk Derece Mahkemesince, Daire kararına uygun araştırma yapılmadığı gerekçesiyle eksik deliller toplanarak yapılan yargılama sonucu davalının Derepazarı ilçesinde bina yaptığı, davacıların bu bina sebebiyle davalıya değişik dönemlerde para gönderdiği, yapılan bu ödemelerin inanç sözleşmesiyle ilişkisinin bulunmadığı, davalının bu sözleşmeyi kabul ettiği, ilgili bankadan gelen yazı cevabında taşınmaz üzerinden ipotek tesis edilerek konut kredisi kullananın davalı olduğunun belirtildiği, davalının savunma olarak ileri sürdüğü hususları ispat edemediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, yeniden davanın kabulüne karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bilindiği üzere; 6100 sayılı ...nın 362. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla ...nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.

Somut olayda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Bu durumda her bir davacının dava ettiği temlik edilen payın dava tarihindeki değerinin, dava değeri olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Dava konusu 2420 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davacı ...’nin temlik ettiği 62/2968 payın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 33.769,26 TL, davacılar Ayhan ve Fatma’nın temlik ettiği 93/2968’er payın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 50.653,89 TL olup, anılan değerlerin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.

Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 21/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.