"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : AMASRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve katılma yolu ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, davacıların kök muris ...'ın 1988 yılında ölen oğlu ...'ın eşi ... ve çocukları ... ve ... olduğunu, dava konusu taşınmazların kök muris ...'ın zilyetliğinden gelen taşınmazlar olduğunu, uzun yıllardan beri birlikte ekilip biçilerek kullanılmaya devam edildiğini, ...'ın mirasçıları adına tapuya tescil edilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının kadastro çalışmaları sırasında resmi memurlar yanıltılarak kök murisin torunu olan ...'ın adına tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, öncelikle açılan davanın süresi içinde olmadığını, davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, davalının adına kayıtlı dava konusu olan taşınmazların uzun yıllardan beri sadece davalı tarafından kullanılmakta olduğunu, onun tarafından ekilip biçildiğini, Kurucaşile ilçesinde yaşamayan davacıların bu taşınmazlarla hiçbir ilgisi bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın kötü niyetli olduğunu, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak davacıların murisi olan ... (...)'ın açmış olduğu müdahalenin meni konulu dava ile daha önceden de bir yargılama yapılmış olduğunu, Karaman köyünde vaki evin önü, ev altı, bostan, kum, tarla, kara çam ve damlı kestanelik ve uzunatbası, valı tarlasında olan taşınmazlardaki hissesinin tamamını üç senelik müddetle kardeşleri olan .... ... ile ..... ...'a rehin olarak bırakıp onlardan iki yüz lira nakten alındığını, bu parayı süresi içinde ödemediği takdirde hisseyi satmak ve ahere vermek hususunda kendilerine yetki verdiğini, söz konusu senet incelendiğinde de görüleceği üzere davacıların murisi ... (...) bu yerleri 200 lira bedelle davalının murisi ..... ... ve amcası ..... ...'a sattığı ve başkalarına da satma yetkisi verdiklerini ileri sürerek haksız olarak açılan davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Amasra Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli ve 2016/530 Esas, 2019/129 Karar sayılı kararıyla; taşınmazların kök muristen kaldığı, Curunlu köyünde kain olan 134 ada 63 parsel sayılı taşınmazın ise davalının annesinden kendisine kaldığı, dava konusu olan tüm taşınmazları davalının ekip biçtiğinin anlaşıldığı, davalı her ne kadar sunmuş olduğu senetlere binaen kullandığını beyan etmiş ise de senetler incelendiğinde tüm mirasçılar tarafından birlikte miras taksiminin yapılmadığı, ...'ın da sağlığında mallarını paylaştırmadığı, davalının zilyetliğinin tereke adına olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle Bartın ili, ..... ilçesi, .... köyü 274 ada 3, 4 parsel, 195 ada 15, 17, 19, 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacıların miras payı olan 32/256 hissesi oranında davacıların her biri adına tapuya kayıt ve tesciline, 195 ada, 16, 18, 26 ve 29 parsel taşınmazların ise Karayolları tarafından kamulaştırıldığı ve yol olarak işlem gördüğü anlaşıldığından tapu iptal ve tescil hükmü kurulamayacağından tespit hükmü kurulmasına, ..... köyünde bulunan 134 ada 63 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile ... vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların miras haklarının ve mülkiyet iddialarının bulunmadığını, dava konusu 195 ada 26 ve 27 parsellerin (ev üstü mevkii olarak geçen) hisseli mülkiyete tabi olduğunu, davalının %50 hisseye sahip olup, diğer maliklerin tapu kaydında mevcut olduğunu, bu açıdan adı geçen kişilerin davaya dahil edilmeleri gerektiğini, ayrıca, bu parseller hisseli olduğundan adı geçen parsellerle ilgili kurulan tescil ve tespit hükümlerinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda vefat eden davacı ...’ın hissesinin hatalı tespit edilmiş olup, yapılan hesaplamanın yanlış olduğunu, bu husus gözetilmeden raporun hükme esas teşkil etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca diğer davalı Kurum yönünden olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamasının da usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek Yerel Mahkeme kararının duruşmalı incelenerek kaldırılmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarının davalı olarak gösterilmesinde davacının hiçbir hukuki yararı olmadığını, taraf sıfatları olmadığından söz konusu davanın taraf sıfatı yokluğundan (husumetten) reddine karar verilmesi gerekirken hatalı bir şekilde yargılama giderlerinden ve Avukatlık ücretinden sorumlu tutulmalarının da usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.09.2021 tarihli ve 2020/637 Esas, 2021/654 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı... ...'dan kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davalı tarafın ivazlı hisse devri savunmasında bulunduğu ve buna ilişkin davacıların murisi ... ... (...) imzasını havi senet ibraz ettiği, kök muris... ... mirasçıları ... ve ..... arasında görülen Kuruçaşile Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/65 Esas sayılı dava dosyasında ... vekilinin 16/01/1984 tarihli beyan dilekçesinde davacının dayandığı 27/05/1946 tarihli senedin içeriğindeki borcun ödendiğini ileri sürmüş olmasına, ödeme iddiasının yazılı belge ile ispat zorunluğunun bulunmasına, tapusuz taşınmazların satışına ilişkin senedin resmi bir makam veya memurun iştiraki olmadan taraflarca düzenlenmiş olması satışın ispatı için yeterli olduğundan söz konusu senedin mirasçılar arasında pay devri olarak yorumlanmasında zorunluluk bulunmasına ve mirasçılar arasında pay devrinin mümkün olmasına, çekişmeli taşınmazların davacı tarafın dayandığı 27/05/1946 tarihli senedin kapsamında kaldığı ve taşınmaz üzerinde davacı tarafın ve bayiinin bir insan ömrüne ulaşan süre ile zilyetliğinin bulunmasına göre, davacı tarafın davalı ...'e yönelik açmış olduğu davanın ispatlanamadığından Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru değilse de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gözetilerek yeniden hüküm kurularak davanın reddine, davanın açıldığı tarih itibariyle Karayolları Genel Müdürlüğünün tapu kaydında malik olmaması ve davanın açıldığı tarihte taraf sıfatının bulunmaması, usulüne uygun katılma talebinin bulunmaması, Mahkemenin ara kararı ile resen davaya dahil edilmesinin Karayolları Genel Müdürlüğüne taraf sıfatı vermeyeceğinden, Mahkemece lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan senedin yargılama yapılırken asla dikkate alınmadığını, taraflarınca senedin kabul edilmediğini, kaldı ki bu senedin askere giden kardeşe verilen para karşılığında verildiğinin iddia edildiğini, bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının sürekli zilyet olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davacı ve murisinin kullanmasına izin verilmediğini, davacılar murisinin bu konuda dava açtığını ancak dava devam ederken vefat ettiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı Karayoları Genel Müdürlüğü vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kararı neticesinde davanın reddine karar verilmesine rağmen reddedilen tazminat miktarı üzerinden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Bartın ili, .... ilçesi, ..... köyü, 274 ada 3 ve 4, eski 195 ada 1, 2, 7, 10 ve ..... köyü 134 ada 63 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş, kadastro tespitleri 28/01/2009 tarihinde kesinleşmiştir. Kamulaştırma çalışmaları sonucunda yapılan ifraz işlemleri neticesinde 195 ada 15, 17, 19, 28 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına tam hisse, 195 ada 27 parsel ise davalı ... adına 1/2 hisse olacak şekilde tescil edilmiştir. Yargılama sırasında 195 ada 1, 2, 7 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar kamulaştırma işlemine tabi tutularak ifraz edilmiş ve 195 ada 16, 18, 26 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar ... adına tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
15. maddesinde, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan 3.424,30 TL peşin harcın temyiz eden davacılara iadesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı ... Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına, 31/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.