"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : MUĞLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT - TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tazminat-tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli ve 2017/526 Esas, 2019/388 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18/02/2022 tarihli ve 2019/2366 Esas, 2022/410 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/092022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ...vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.
Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ilkokul mezunu olup mobilya işi ile uğraştığını, uzun yıllardır inşaat firmalarına mobilya temin ettiğini, dava dışı emlakçı ...un aracılık yapması neticesinde 1170, 1171, 1172, 1173, 1174, 1175 parsel sayılı taşınmazlarının toplam 1.500.000,00 TL’ye satışı hususunda davalı ... ile anlaştıklarını, satış bedelinin 540.000,00 TL’sinin banka aracılığıyla peşin ödendiğini, geriye kalan kısmının ise aralarındaki anlaşma gereğince daha sonra ödenmesinin kararlaştırıldığını, emlakçı dostunun tavsiyesi ile davalıya güvenip satış bedelinin tamamını almadan taşınmazlarını davalıya devrettiğini, üç yıl boyunca davalının anlaşmadaki edimlerini yerine getirmediğini ancak arada emlakçı olduğu için beklemekte sakınca görmediğini, emlakçının üç ay önce öldüğünü, bunun üzerine davalıyı arayıp kalan satış parasını ne zaman ödeyeceğini sorduğunu, davalının borcunu inkar ettiğini, taşınmazları da çok yakın akrabası olan diğer davalı ...’ye muvazaalı şekilde devrettiğini, anlaşma - satış sürecinin en başından beri davalıların birlikte hareket ettiklerini, bunca zaman beklemesine rağmen oyalandığını, kandırıldığını ileri sürerek, davalıların haksız eylemleri nedeniyle uğradığı zararın taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek tazminatın faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, aksi halde davalının taşınmazlar için ödediği paranın faiziyle birlikte davalılara iadesi ile tapu kayıtlarının iptaline adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, hak düşürücü sürenin geçtiğini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kardeş olduklarını, taşınmazları davalıdan birlikte yarı yarıya paylı olarak satın aldıklarını, davacı ile anlaştıkları satış bedeli olan 540.000,00 TL'yi banka aracılığıyla davacıya ödediklerini, davanın kötü niyetle açıldığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli ve 2017/526 Esas, 2019/388 Karar sayılı kararı ile hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını yineleyerek, dosya kapsamı ile hilenin sabit olduğunu, hükme esas alınan 24/04/2019 tarihli bilirkişi raporunun hatalı düzenlendiğini, içeriği ile sonuç kısmının birbiri ile çelişkili olduğunu, dava konusu taşınmazların satış tarihindeki değerinin çok düşük belirlendiğini, bilirkişinin gayrimenkul değerleme uzmanı olması gerektiğini, 24/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile 20/05/2019 tarihli uzman görüşü arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, davacı tanıklarının beyanlarının dikkate alınmamasının doğru olmadığını ileri sürmüştür.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18/02/2022 tarihli ve 2019/2366 Esas, 2022/410 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki iddialarını yineleyerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki sebebine dayalı tazminat, mümkün olmazsa tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Hile, her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 20.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.