"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ECRİMİSİL
Yargıtaya Geliş Tarihi: 31/03/2022
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-ecrimisil istekli dava sonunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinden verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca duruşma istekli temyiz incelemesi yapılmış olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20/09/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı annesi ...ın 915 ve 972 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amacıyla davalı kızına satış suretiyle devrettiğini, dava dışı diğer çocuklarına da temliklerde bulunduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve adına tescil, ayrıca haksız kullanım nedeniyle ecrimisil istemiştir.
Davalı, çekişmeli 915 parsel sayılı taşınmazın satış bedelini temlikten üç yıl sonra mirasbırakanın isteği üzerine kardeşlerine ödediğini, 972 parsel sayılı taşınmazın ise bakım karşılığı devredildiğini ve mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, 915 parsel sayılı taşınmaza ilişkin muvazaa iddiasının yerinde olmadığı, mirasbırakanın bedel karşılığında taşınmazı devrettiği, davacının da bundan doğan miras hakkını önceden aldığı gerekçesiyle anılan taşınmaz yönünden davanın reddine, 972 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temlikin ise mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve 5.000,00 TL ecrimisile karar verilmiş, karara karşı tarafların istinaf başvuruları İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilerek, eksik inceleme nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmiş, yeniden yapılan inceleme sonucunda mahkemece 915 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteklerinin reddine, 972 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın kabulüne ilişkin karar verilmiş, tarafların istinafları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf isteğinin reddi, davalının istinaf isteğinin ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, temlikin minnet duygusuyla yapıldığı ve mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “... Hal böyle olunca, 972 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, ecrimisil isteği yönünden ise yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ve eksik inceleme ile davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamından sonra Bölge Adliye Mahkemesince, önceki kararda direnilmesine ve davacının tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istemlerine yönelik davasının reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 915 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 30.04.2004 tarihinde davalı kızına satış suretiyle devrettiği, 972 parsel sayılı taşınmazını öncesinde noterlikte düzenlediği 12.09.2006 tarihli ölünceye kadar bakım akdi ile davacı, davalı ve dava dışı kızı Sevim’e devrettiği ancak sonra sözleşmeden dönerek 12.09.2011 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği, mirasbırakanın 31.10.2012 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı, davalı kızı ve dava dışı çocukları Nihat ve Sevim ile eşi ...’i bıraktığı, eşinin de 28.07.2016’da öldüğü, temlik harici tereke olarak Turgut mahallesindeki 6080 m2 yüz ölçümlü 71 parsel sayılı tarlanın ½ payının kaldığı, davacı tarafından Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/936 Esas sayılı dosyası üzerinden kardeşi Sevim aleyhine 1003 parsel sayılı taşınmaza ilişkin; 2016/929 Esas sayılı dosyası üzerinden de diğer kardeşi ... aleyhine 889, 284 ve 287 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak davalar açıldığı, anılan dosyaların eldeki davayı bekletici mesele yaptıkları, alınan bilirkişi raporundan 915 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibarıyla üzerindeki muhdesatla birlikte değerinin 329.400,00 TL; 972 parsel sayılı taşınmazın ise üzerindeki yapıyla birlikte değerinin 1.023.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davalı tanığı olarak dinlenen Sevim’in beyanından çekişmeli 915 parsel sayılı taşınmazın temlikinin davacının davalıdan aldığı borca mahsuben yapıldığı, mal kaçırma kastıyla yapılmadığı anlaşıldığından 915 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Davacının 972 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mirasbırakanın özellikle dava dışı kızı ...in bakım ve gözetimi altında iken önce üç kızına ölünceye kadar bakma akdi ile 972 parsel sayılı taşınmazını devrettiği, sonra vazgeçerek satış suretiyle davalıya devrettiği, diğer yandan mirasbırakanın 1003 889, 284 ve 287 parsel sayılı taşınmazlarını dava dışı çocuklarına temlik ettiği hususları göz önünde bulundurulduğunda mirasbırakanın çekişmeli taşınmaz açısından davacı kızı Melek’ten mal kaçırma amacıyla hareket ettiği ve minnet duygusundan söz edilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçeleri bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Bu durumda, 972 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, ecrimisil isteği yönünden ise yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ve eksik inceleme ile davanın tümden reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığına ilişkin olarak verilen bozma kararı yerinde olduğu için, bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun’un 43. maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 20/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.