"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
1. Asıl davada davacı, mirasbırakanı ...’ın maliki olduğu 153 ada 7 parsel sayılı taşınmazını oğlu İbrahim’in kayınbabası olan davalı ...’a satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü bulunmadığını, terekesinden para çıkmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
2. Birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 153 ada 7 parsel sayılı taşınmazını oğlu İbrahim’in kayınbabası olan davalı ...’a satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişler, temyiz aşamasında davacılardan ... ve ..., 24.02.2017 tarihli dilekçeleri ile karar tarihinden sonra ölen birleştirilen davada davacı ... mirasçıları 24/08/2021 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu taşınmazı mirasbırakandan 158.000,00 TL karşılığı satın aldığını, mirasbırakanın satış bedelini yaptığı evliliklere ve tedavi giderlerine harcadığını, emekli olması ve çiftçilik yapması nedeniyle alım gücünün bulunduğunu belirterek, davaların reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, iddiaların kanıtlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece ‘‘...davaya devam eden davacılar yönünden; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Öte yandan, hükmün 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca açık ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde kurulduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, hüküm fıkrasında hangi veraset ilamına atıf yapıldığı açık bir şekilde yazılmamıştır.
Davacılar ... ve ... yönünden;
Davadan feragata ilişkin beyanlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ve 311 maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmakla; Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı ve Hukuk Genel Kurulunun 21.11.1981 tarihli ve 1981/2-551 E-K sayılı kararları uyarınca, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine engel oluşturan davadan feragat bakımından hüküm verme yetkisi hükmü veren mahkemeye ait olduğundan, bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
3.1. Mahkemece, bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davacılar ... ve ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davacılar Ümmühani Yücel, ... ve ... yönünden asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
3.2. Mahkemece 12/10/2021 tarihli ek karar ile davacı ... mirasçıları .... ve ... 24/08/2021 havale tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiklerini bildirdiklerinden davacı ... Yüksel yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ile mirasbırakan arasındaki satışın gerçek olduğunu, bu hususun toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğunu, davanın davacılar Ümmühani Yücel, ... yönünden de reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı taraf lehine hükmedilen masraf ve vekalet ücretinin fazla olduğunu, hükmün 9 no.lu bendinde bakiye olarak tahsiline karar verilen harcın daha önce ödenmiş olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalardaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
(IV/2) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, birleştirilen davada davacı ... mirasçılarının 24/08/2021 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettikleri gözetilerek aşağıda yazılı 8.820,27 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.