Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2764 E. 2022/5756 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını gelinine, gelininin de kızına devretmesinin muris muvazaası olup olmadığı ve dahili davalının iyiniyetli üçüncü kişi sayılıp sayılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla hareket ettiği, satış tarihinde davalının genç yaşta olduğu, devirlerin kısa süre içinde gerçekleştiği, davalı ve dahili davalının alım güçlerinin şüpheli olduğu, taşınmaz üzerinde ipoteklerin bulunduğu ve devir bedelinin düşük olduğu hususları birlikte değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalı ve dahili davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar süresi içinde davalı ve dahili davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı ...'nin 1396 parsel sayılı taşınmazını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak kardeşi Mehmet Sami ...'nin eşi olan Nezaket ...'ye, Nezaket ...’nin de muvazaalı bir şekilde kızı olan davalı ... ye devrettiğini ileri sürerek, 1396 parselin tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada talebini miras payına hasretmiş ve HMK’nın 125. maddesi uyarınca taşınmazı devralan İffet Yel davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... iddiaların doğru olmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur.

2. Dahili davalı ..., dava konusu taşınmazı iyiniyetli olarak aldığını, yatırım amacıyla dava konusu taşınmazı internet vasıtası ile bulup gerekli araştırmaları yaptıktan sonra devraldığını, diğer davalı ile bir yakınlığı veya tanışıklığı olmadığını, satış bedeli olarak 500.000,00 TL ödediğini, anlaşma gereği devir esnasında davalıya 140.000,00 TL, daha sonra 28.08.2017 tarihinde davalının Vakıfbank hesabına 9.740 Dolar ve 22.500 Dolar yatırdığını, son olarak 25.10.2017 tarihinde davalının Ziraat Bankası hesabına 250.000,00 TL yatırarak borcunu ödediğini, taşınmazı devraldığı tarihte açılmış bir dava olduğunu bilmediğini, davaya dahil edildiğini öğrendiği tarihte de satış bedelinin yarısını ödemiş olduğunu, daha sonra ... ile sözleştiği üzere kalan borcunu ödeyerek senetleri aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı gelini olan...ye devrettiği, ...nin de kısa süre içerisinde taşınmazı kızı olan davalı ...'ye temlik ettiği, mirasbırakanın taşınmazı devretmesini gerektirir bir ihtiyacının olmadığı, ... ve davalı ...'nin taşınmazı devir aldıkları tarih itibariyle taşınmaz satın alabilecek ekonomik durumlarının bulunmadığı, beşeri ilişkileri itibariyle mirasbırakanın gelinine taşınmaz devretmesini gerektirir hastalık, bakım vb. bir nedeninin bulunmadığı, devirlerin mal kaçırmak kastıyla muvazaalı şekilde gerçekleştirildiğinin sabit olduğu, dahili davalının iyiniyetli kabul edilemeyeceği, temlikin dava açıldıktan hemen sonra yapıldığı ve satış değerinin düşük olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davalı ... ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın davalı yönünden bir gerekçe taşımadığını, tanıklarının tamamının dinlenmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, mirasbırakanın taşınmazı devretmesini gerektirir bir nedeninin bulunmadığı iddiasının dayanaksız olduğunu, mirasbırakanın mal kaçırmak kasdının bulunmadığını, davalının ailesi dışında kimseden destek görmediğini, taşınmazı minnet duygusu ile devrettiğini, taşınmazın dahili davalı ...'e devrinin muvazaalı olmadığını, devrin gerçek satış olduğunu ayrıca vekalet ücretinin hatalı tespit edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Dahili davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, dahili davalının taşınmazı iyiniyetle devraldığını, dahili davalının ileri sürülen muris muvazaası iddiasını bilmesinin mümkün olmadığını, taşınmaz bedelinin senetle ödenmesinin olağan olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin mirasbırakanın diğer bir kısım mirasçılar ile beşeri ilişkilerinin kötü olduğunu hatta bu hususun ceza davasına da konu olduğunu belirttiği, mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı hareket ettiği, satış tarihinde davalı ...’nin 20 yaşında olduğu, mirasbırakanın gelini Nezahat Celepçi ile onun kızı olan davalı ... arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğu, dava dilekçesinin tebliğinden 2 gün sonra taşınmazın dahili davalı ...'e devredildiği, devir tarihinde taşınmaz üzerinde üç adet ipotek bulunduğu, davalı ... ve dahili davalı ... arasındaki satış işleminin gerçek bir satış olarak kabul edilemeyeceği ve muvazaalı olduğu davanın miras payı oranında tapu iptal ve tescil istekli olarak açıldığı davacının miras payına isabet eden değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı ve dahili davalının istinaf istemlerinin bu yönlerden HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı ve dahili davalı vekilleri istinaf dilekçelerindeki itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmişlerdir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." hükmüne yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı ve dahili davalı vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 6.558,12 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ve dahili davalıdan alınmasına, 14/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.