"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda;istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri .....in maliki olduğu 5, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlardaki 13/52 payını 11/07/2002 tarihinde satış suretiyle kızı olan davalı ...’ye, 1, 7 ve 457 parsel sayılı taşınmazları kızı olan diğer davalı ...’ya, 6 parsel sayılı taşınmazdaki 17885/18573 payını davalı ...’ye 04/12/2007 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, anılan taşınmazlar dışında, 1509 ada 6 parsel ve 458 parsel ile 50 parseldeki 4 no.lu bağımsız bölüm ve 13 parseldeki 4 no.lu bağımsız bölümlerin mirasbırakanın parası ile davalılar adına alındığını, mirasbırakanın taşınmaz satmaya, ölünceye kadar bakma akdi yapmaya ihtiyacı olmadığını, anılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, murisin ölünceye kadar bakımını üstlendiklerini, dava konusu 50 parseldeki 4 no.lu bağımsız bölüm, 13 parseldeki 4 no.lu bağımsız bölüm ve 1509 ada 6 parseldeki bağımsız bölümü üçüncü kişilerden aldıklarını, bu taşınmazların murisle bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli ve 2015/524 E., 2019/317 K. sayılı kararıyla; satış ve ölünceye kadar bakım akdi ile temlik edilen taşınmazlar bakımından mal kaçırma ve muvazaa iddiası kanıtlanamadığından, bedeli muris tarafından ödenerek davalılar adına tescil edildiği iddia edilen taşınmazlar bakımından da tenkis davasının hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmişir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, dava dilekçesini tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında yer alan tanık beyanları, tapu kayıtları ve diğer deliller değerlendirildiğinde mirasbırakanın tüm terekesini davalılara temlik ettiğini ayrıca parasını ödeyerek aldığı taşınmazları da davalılar adına tescil ettirdiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 30/12/2021 tarihli ve 2019/1775 E., 2021/2478 K. sayılı kararıyla; dava konusu 50 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölüm, 6 parseldeki 13 numaralı bağımsız bölüm ve 13 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölümlerin bedelleri mirasbırakan tarafından ödenerek davalılar adına tescilinin sağlandığı iddiasında bulunulduğu, anılan iddia bakımından, tenkis incelemesi yapılması gerektiği, mirasbırakan...'in 12/03/2012 tarihinde öldüğü, eldeki davanın 21/12/2015 tarihinde açıldığı, mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 4721 sayılı 571. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin dolduğu, dava konusu 458 parsel sayılı taşınmaz bakımından da bedelin muris tarafından ödendiği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mirasbırakan...’in maliki olduğu 5, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlardaki payını 11/07/2002 tarihinde satış suretiyle davalı ...’ye temlik ettiği, tapuda her ne kadar satış gibi gösterilmiş ise de, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı, devrin bedelsiz yapıldığı, akitte gösterilen değer ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, mirasbırakanın 1, 7 ve 457 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’ya, 6 parsel sayılı taşınmazdaki 17885/18573 payını davalı ...’ye 04/12/2007 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiği ancak anılan taşınmazlardan başkaca mal varlığının bulunmadığı, mirasbırakanın bekâr olan davalı kız çocukları ile birlikte yaşadığı, bakım ihtiyacının tüm mal varlığının devrini gerektirmediği, ölünceye kadar bakım akdi ile temlik edilen taşınmazlar bakımından da tüm mal varlığını devrettiği gözetildiğinde temliklerin makul oran sınırları içinde kalmadığı, mirasbırakanın bekar olan davalı kız çocuklarını koruma iç güdüsü ile hareket ettiği temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili, mirasbırakanın yaşamının son 20-25 yılını davalı kızları ile birlikte geçirdiğini, davalıların evlenmeyerek annelerinin tüm bakım ve gözetimi ile ilgilendiklerini, mirasbırakanın 1987 yılından beri sağlık sorunları olduğunu, 2007 yılında kanser hastalığına yakalandığını, tüm masraflarının davalılar tarafından karşılandığını, davalı ...’nin öğretmenlik yaptığı ve özel ders geliri bulunduğunu, satım akdine konu taşınmazları bedelini ödemek suretiyle temlik aldığını, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın bu yönden bozularak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Kararın (IV/3.) no.lu paragrafındaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 9.338,20 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına, 13/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.