Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2792 E. 2022/6226 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın bazı mirasçılarına yaptığı temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlem olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, davacıya miras payına tekabül eden bedelin ödendiği ve temliklerin minnet duygusuyla yapıldığı iddiasını ispatlayamamaları, mirasbırakanın ekonomik sıkıntı içinde bulunmaması, davalıların taşınmazı alabilecek ekonomik gücünün bulunmaması, mirasçılar arasında hakkaniyete uygun bir paylaşım yapılmaması ve taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunması gibi hususlar gözetilerek, temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlem olduğuna ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 10.12.2021 tarihli ve 2021/337 Esas, 2021/2347 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ...’nin maliki olduğu Ankara ili Altındağ ilçesindeki 23330 ada 9 parsel sayılı taşınmazını, Bolu ili, Mengen ilçesi, Merkez Karapınar Mahallesi, 14 Evler Cad. No. 19 Mengen adresinde kain zemin katı yine Bolu ili, Mengen ilçesindeki 302, 304, 404, 477, 489 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...'ye, Bolu ili, Mengen ilçesi, Merkez Karapınar Mahallesi, 14 Evler Caddesi, No. 19 Mengen 1. katı davalı kızı ...'ya, Bolu ili, Mengen ilçesi, Merkez Karapınar Mahallesi, 14 Evler Cad. No.19 Mengen adresinde kain 2. katı davalı kızı Fatma Tanrıverdi'ye satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazların intikalinin murisin vefatından çok önce gerçekleştiğini ve davacı tarafın da bu intikallerden haberdar olduğunu, kendisine de bu intikal sonrası miras payına karşılık olmak üzere bir kısım ödeme yapıldığını, bu ödemenin 30.000,00TL'si elden, 10.000,00 TL'si de davacının farklı şehirde ikamet ediyor olmasından dolayı banka aracılığı ile 08.10.2010 tarihinde 5.000,00 TL, 02.12.2010 tarihinde 5.000,00 TL şeklinde gerçekleştiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişki gerçek olup muvazaa söz konusu olmadığını, murisin kendisine ve yatalak eşine bakıp ilgilenmesinden dolayı davalı ...’ya taşınmazları temlik ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2020 tarihli ve 2015/278 E., 2020/349 Karar sayılı kararıyla; murisin diğer mirasçılarının tamamına, yani tüm davalılara bir kısım taşınmazlarını devrederken davacıya hiç taşınmaz devretmemiş olmasının, murisin kaçarak evlendiği için kırgın olduğu davacıdan mal kaçırmak kastıyla, diğer taşınmazlarından daha değerli olan dava konusu taşınmazlarını davalılara satış göstermek suretiyle bağışladığı, bu nedenlerle murisin davacıdan mal kaçırmak niyeti ile muvazaalı olarak bu işlemi gerçekleştirdiği, görünürdeki satış sözleşmesinin muvazaalı olduğu ve gerçek niyet bağış olduğundan geçersiz olduğu, gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğu için geçersiz olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalılar istinaf dilekçelerinde özetle; Yerel Mahkemece usul ve yasaya uygun karar verilmediğini, hükme esas alınan ve dinlenen tanık anlatımlarının dava konusu taşınmazların intikali konusunda bilgi sahibi olmadığı halde gerekçe olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, murisin mallarını mirasçılar arasında paylaştırma amacıyla mı yoksa mal kaçırma amacıyla mı temlik ettiğinin ve alım güçlerinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ayrıca eksik inceleme ve soyut bilgilerle hazırlanan bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğunu, Yargıtayca kabul edildiği üzere minnet duygusu ile hareket eden ve miras payına karşılık olmak üzere murisin yapmış olduğu işlemlerin muvazaalı olduğunun kabulünün mümkün olamayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 10.12.2021 tarihli ve 2021/337 Esas, 2021/2347 Karar sayılı kararı ile; davalıların savunma olarak ileri sürdükleri davacıya ödenmesi gereken miras payının ödendiği ve ayrıca murisin kendilerine duyulan minnet duygusuyla temliklerin yapıldığı iddiasının ispatının yapılamadığı, murisin ekonomik bir sıkıntı içinde bulunmadığı, üzerine kayıtlı başkaca taşınmazlar olduğu, davalıların taşınmazı alabilecek ekonomik güçlerinin bulunmadığı, mirasçıları kapsayan hak dengesi gözetir bir paylaşımın bulunmadığı, taşınmazın keşfen belirlenen değeri ile akitte gösterilen değer arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmakla mirasbırakanın davalılara tapuda satış gibi göstermek suretiyle yaptığı temlikin, 01/04/1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında ve hükmün kuruluş biçiminde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, taraflarınca sunulan deliller incelenmeksizin hüküm kurulduğunu, dosyaya kendileri tarafından kazandırılan bilgi ve belgeler ile davalı tanıklarının beyanlarının göz ardı edildiğini, dava konusu işlemler sonrası davacı tarafa da miras payına karşılık olacak şekilde bir kısım ödemeler yapıldığını, minnet duygusu ile hareket edildiği hususunun göz önüne alınmadığını, davacı tarafın yemin deliline dayanmış olduğunu, müvekkillerin de yemin etmeye hazır olduğunu Mahkemeye bildirdikleri halde bu taleplerinin gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 14.894,37 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 29.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.