Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2794 E. 2022/6222 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazların, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekaletname kapsamında hareket ettiği ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığına dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ÇANKIRI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ile tescili, olmazsa bedel istemli dava sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 30.12.2021 tarihli 2019/2266 Esas ve 2021/2477 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, 110 ada 4, 116 ada 3, 109 ada 22 ve 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardaki ¼'er paylarının satışı için kardeşi ....’in eşi olan davalı ...’yi vekil tayin ettiğini, .....’nin vekaleten taşınmazları eşi olan davalı ...’e temlik ettiğini, devirlerden haberi olmadığı gibi kendisine bir ödeme de yapılmadığını, temliklerin muvazaalı olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, mümkün olmazsa rayiç bedelin davalı ...’den satış tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline kararı verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, taşınmazların satışı konusunda özel vekâletname düzenlendiğini, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen dava konusu taşınmazlar ile ilgili herhangi bir talebi bulunmadığını, Çankırı Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2014/470 Esas sayılı dava dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda kamulaştırma bedeli yüksek çıkınca eldeki davanın açıldığını, Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/229 Esas sayılı davasının incelenmesi gerektiğini, o davada davacı ...’in feragatinin ... lehine olduğunu, davalı ...’ın bir hak talebi yokken ona da pay verildiğini, ...’ın anılan davaya ... lehine tavzih yapılmasını ister dilekçe sunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının tapu iptali ve tescili talebi yönünden davanın reddine, bedel istediğinin ise kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı istinaf dilekçesinde özetle, vekilin satışa onayının olmadığını, bilgisi dışında eşine muvazaalı devir yaptığını, kardeşi olan davalı ...'na satış yapmak istese vekil aracılığıyla değil bizzat yapabileceğini, bedelin ödenmediğini, kamulaştırma bedelini almak için eldeki davayı açtığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Davalılar istinaf dilekçelerinde özetle, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davaya konu taşınmazların bedellerinin ...'e ödenmiş olduğunu, bu nedenle de ...'in Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/229 Esas sayılı dosyasından feragat ettiğini, davalı ... yönünden ise eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 30.12.2021 tarihli ve 2019/2266 Esas ve 2021/2477 Karar sayılı kararı ile, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın öncelikli talebinin tapu iptali ve tescili olduğu, kamulaştırılmasına karar verilmeyen taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacının istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalılar temyiz dilekçelerinde özetle, Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/229 Esas sayılı davasında davadan feragat eden ...'in feragatinin davalılar lehine olduğu yönünde hüküm kurulduğunu, taşınmazın ... ile ilgisi olmadığı hususunda hem .....ın hem de .....'in dilekçe verdiğini, yapılan yanlışlık ile hak iddia etmeyen ...'ın pay sahibi olduğunu, bu sorunun çözülmesi için ...'ın davalı ...'yi vekil tayin ettiğini, vekaletnamede mahkeme kararına da atıfta bulunulduğunu, davanın TMK'nın 2 nci maddesine aykırı olduğunu, davacı ile aynı köyde yaşadıklarını yıllarca taşınmazı kendisinin kullanmasına rağmen bu duruma karşı çıkmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506 ncı maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden, 378 (yeni 110 da 4 parsel) ve 561 parsel (yeni 116 ada 3 parsel) sayılı taşınmazların davacı ve davalının babası ...’un eşi olan ... tarafından davalı ...’e temlik edildiği, 806 (yeni 109 ada 22 parsel) ve 545 parsel (yeni 103 ada 3 parsel) sayılı taşınmazların da ... tarafından önce davacı ...’a devredildiği, ...’ın da taşınmazları davalı ...’e temlik ettiği, Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/229 Esas ve 2011/437 Karar sayılı davasında ... eşi ...’nın tüm mirasçılarının ... ve ...’a karşı dava konusu taşınmazlar için tapu iptali ve tescili davası açtıkları, ½ miras payı olan davacı ...’in davadan feragat ettiği, Mahkemenin de 18.10.2011 tarihli karar ile davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, “miras payının feragat nedeniyle davalılar üzerinde kalmasına”, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne, 378, 545, 561 ve 806 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payları ... ...,...,..., ve ... adına tesciline karar verildiği ve kararın 29.12.2011 tarihinde kesinleştiği, anılan davada ...’ın 23.12.2011 tarihli dilekçe ile davacı ...’in feragati ile kendisinin ilgisi bulunmadığını, kararın ... lehine hüküm ifade edecek şekilde tavzihi gerektiğini bildirdiği, 23.01.2012 tarihli işlem ile ... adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazların ¼ payının ..., ¼ payının ..., 1/8 payının ... ve 1/16 şar payların ise ...,...,..., ve ... adına hükmen tescil edildiği, ...’ın Çankırı .... Noterliğinin 10.01.2012 tarihli ve .... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava konusu taşınmazlar için satış yetkisi ile Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.10.0211 tarih, 2011/229 Esas ve 2011/437 Karar gereğince dava konusu parselleri uygulatma ve tapuda tescil işlemleri yaptırma yetkileri de içerir şekilde ...’in eşi olan davalı ...’yi vekil tayin ettiği, anılan vekaletname uyarınca Medine’nin dava konusu taşınmazlardaki ...'a ait payı 26.01.2012 tarihinde ...’e devrettiği, aynı resmi senet ile diğer paydaşların da paylarını ...’e devrettikleri anlaşılmıştır.

3.3.2. Somut olayda, Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2011/229 Esas sayılı dava açıldığında dava konusu taşınmazların malikinin davalı ... olduğu, mahkemece davacılardan ...’in feragati nedeniyle davanın reddine, bu davacının payının davalılar üzerine bırakılmasına karar verildiği, kararın infazı sonucunda da hak sahibi olmamasına rağmen davalı ...’a pay verildiği görülmektedir. 2011/229 Esas sayılı davada ...’ın 23.12.2011 tarihli dilekçe ile davacı ...’in feragati ile kendisinin ilgisi bulunmadığını, kararın ... lehine hüküm ifade edecek şekilde tavzihi gerektiğini bildirdiği de dikkate alındığında vekalet görevinin kötüye kullanıldığından söz edilemeyecektir.

3.3.4. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 29.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.