Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2796 E. 2022/7560 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davalarının zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddetmesinin hatalı olduğu ve bozma kararına uygun şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ALAÇAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda bozmaya uyularak Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/01/2022 tarihli ve 2021/153 Esas, 2022/4 Karar sayılı kararıyla davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 667, 994, 1010 parsel sayılı taşınmazların kayden maliki iken, davalının hukuka aykırı şekilde yaptığı icra takibi ve usulsüz ihale neticesinde anılan taşınmazların alacağa mahsuben davalıya ihale edildiğini, davalının kredinin ödeme günü gelmeden takibe geçtiğini ve alacağını tahsil ettiği halde dava konusu taşınmazlara çok düşük bedellerle sahip olduğunu, satıştan haberi olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini; cevaba cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların usulsüz tebligatla, rayiç bedellerinin altında ve gazete ilanı yapılmadan satıldığını, mükerrer icra takibi yapıldığını belirterek dava konusu taşınmazların adına tescilini, olmazsa rayiç bedelin ödenmesini; 24.02.2017 tarihli ıslah dilekçesinde, her ne kadar dava dilekçesinde iptal tescil istenilmiş ise de, dava konusu taşınmazların davalı tarafından 3. kişilere devredilmiş olması nedeniyle taşınmazların rayiç bedellerinin ödenmesini; 20.03.2017 tarihli dilekçe ile taşınmazların değerine ilişkin olarak 73.668,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ipotekle temin edilen kredi alacağına dayalı olarak davacı aleyhinde yapılan icra takibi neticesinde dava konusu taşınmazların alacağa mahsuben ihaleyle edinildiğini, ihalenin kesinleştiğini, işlemlerde herhangi bir usulsüzlük olmadığını, dava konusu taşınmazların 3. kişilere devredilmiş olması nedeniyle taraf sıfatı bulunmadığını, davacının daha önce açtığı

davalar nedeniyle kesin hüküm bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesince, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen 03/07/2018 tarihli ve 2016/272 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tüm deliller incelenmeden yalnızca zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verildiğini, Borçlar Kanunu'nun 82 md.'de öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan dava açıldığını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 26/10/2018 tarihli ve 2018/1451 Esas, 2018/1374 Karar sayılı kararıyla; davanın sebepsiz zenginleşme temeline dayalı istirdat (alacak) davası olduğu, somut olayda, davacının dava dilekçesi ile, davalının hukuka aykırı olarak dava konusu 667, 994 ve 1010 parsel sayılı taşınmazları piyasa rayicinin 20 kat altında satışının yapıldığını, satıştan haberdar olmadığını, davalı bankaya borcunun olmadığı halde taşınmazların satılmış olması nedeniyle tapularının iptali ile adına tescilini istediğini, yargılama sırasında davacının 24/02/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu taşınmazların rayiç bedelleri üzerinden tazminat talep ettiği, 20/03/2017 tarihli dilekçesi ile dava değeri olarak 73.668,00 TL talep ettiği,davacının Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/659 Esas sayılı dosyasına verdiği 25/09/2002 tarihli ve 27/10/2003 havale tarihli dilekçelerinde dava konusu yapılan ve tazminat talep edilen taşınmazlara ilişkin satışı 2002 yılında öğrendiğini, açıkça belirttiği, bu durumda öğrenme tarihi ile dava tarihi dikkate alındığında sebepsiz zenginleşmeye ilişkin B.K'nda düzenlenen zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının zamanaşımı süresinden sonra davasını açtığı, davalının da süresinde zamanaşımı itirazında bulunması karşısında mahkemenin vermiş olduğu red kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 26/10/2018 tarihli ve 2018/1451 Esas, 2018/1374 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı ... temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Bozma Kararı

Dairenin 06/04/2021 tarihli ve 2019/1645 Esas, 2021/2045 Karar sayılı kararıyla; “..Somut olaya gelince; dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğiyle açılıp aşamalarda bedele dönüştürülmüş olduğu halde, İlk Derece Mahkemesi ile bölge adliye mahkemesince, uyuşmazlık konusunun sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak olduğu ve sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı süresinin geçtiği şeklinde yanılgılı değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiştir. Hâl böyle olunca; icra takibi ve ihale işlemlerindeki usulsüzlükler nedeniyle yolsuz tescil iddiasıyla ve mülkiyet hakkına dayalı bu tür davaların zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği gözetilmek suretiyle, yukarıda değinilen somut olgu ve ilkeler uyarınca işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

4. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/01/2022 tarihli ve 2021/153 Esas, 2022/4 Karar sayılı kararıyla; yolsuz tescil iddiasının; ödemenin mükerrer olması ya da borcun tamamen ödemesine karşın dava konusu taşınmazların cebri icra yoluyla satılmasıyla gündeme geleceği, eldeki davada mükerrer ödeme olup olmadığı, başka bir deyişle davacının davalı bankaya olan borcunu ödeyip ödemediği konusunda ihtilaf bulunduğu, davalı banka ile imzalanan kredi sözleşmesi sonrası borçlu ... Motorlu Araçlar Tic.A.Ş. ‘nin beş kalem halinde menkul mallarını davalı bankaya rehin verdiği,dava dilekçesine eklenen bahsi geçen belgenin, kredi borcunun sona erdirilmesi karşılığı menkullerin verildiğine dair bir kayıt olmayıp, menkullerin kredi alacaklısı olan davalı bankaya munzam teminat olarak verildiğinin anlaşıldığı, kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı olan bankanın öncelikle rehnedilen menkullere yönelmesi, ardından ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesi yoluna gitmesi gibi bir zorunluluğu da bulunmadığı,Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2005/7446-9384 sayılı kararı ile onanan Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/659 E., 2003/478 K. sayılı kararından da, ... Motorlu Araçlar Tic.A.Ş.’nin kredi borcu nedeniyle fazla ödemesi olmadığı gibi borcun tamamen de ödenmediğinin anlaşıldığı, taşınmazların ipotek olarak verilmesini kanunun sıkı şekil şartlarına bağladığı,davacının iddia ettiği gibi ipoteğin fek edilebilmesi için borcun tamamının ödenmesi veya alacaklının muvafakatının alınması gerektiği, bunların yapılmadığı sürece taşınmaz üzerindeki ipoteğin devam edeceği, borç ödenmediğinde ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi yoluyla alacaklının bakiye alacağına kavuşmak için icra işlemleri yapmasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

5. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/01/2022 tarihli, 2021/153 Esas - 2022/4 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde belirttiği hususların menfi tespit davasına konu olduğunu, bu hususta verilen kararın ise temyiz incelemesi için Yargıtayda olduğunu, dava konusu borcuna karşılık , bosch oto yedek parçalarını davalıya takas olarak verdiğini ve davalıya borcunun kalmadığını, bu oto yedek parçalarının davalı tarafça satışının yapılamadığını, bu rehinli mallara karşılık dava konusu taşınmazlara ipotek tesis edildiğini, anılan rehinli malların 1/3 ‘ünü sattığını ve satış bedellerini davalıya ödediğini, davalı tarafça hukuka aykırı olarak icra takibi başlatıldığını, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fek edilmesi gerekirken,73.668 TL değerindeki taşınmazların 260 TL bedel ile satıldığını, tüm bu işlemlerde davalının kötü niyetli olduğunu, davalıya borçlu olunmadığına dair açılan davaların henüz sonuçlanmadığını, icra takiplerinin usulsüz olarak kapalı olan işletmelerin adresine tebligat yapılarak kesinleştirildiğini, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen , bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

7. Gerekçe

7.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil-bedel isteğine ilişkindir.

7.2. İlgili Hukuk

7.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1027. maddesinde, “İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

7.3. Değerlendirme

(V/3.) numaralı paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/4.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 16/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.