Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2802 E. 2022/5388 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalıya yaptığı temliklerin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, diğer mirasçıların müdahale taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Miras payına hasren açılmış bir davada asli müdahalenin mümkün olmaması ve müdahale talep eden mirasçıların kendi payları için ayrıca dava açmaları gerektiği, ancak müdahale dilekçelerinin harçlandırıldığı gözetilerek davaların birleşmiş sayılması ve talepleri hakkında hüküm kurulması gerekirken bu hususun temyiz edilmemesi nedeniyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVACILAR : ... V.D.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan ...’in maliki olduğu 9 parça taşınmazı davalının tazyiki üzerine diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya devrettiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini ve tenkisini talep etmiş, aşamada tenkis talebinin bulunmadığını açıklamıştır.

2. Müdahale talep edenler vekili, müvekkillerinin de davaya konu taşınmazlarda miras payının bulunduğunu, mirasbırakanın muvazaalı işlemi nedeniyle miras haklarının ihlal edildiğini belirterek, asli müdahale talebinin kabulünü istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının ailesiyle birlikte yaşayarak bakıma muhtaç olan kardeşinin tüm ihtiyaçlarını giderdiğini, davalının ... Müdürlüğünden emekli olduğunu ve kazancını babasıyla birlikte değerlendirdiğini, 9 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin davalının parasıyla satın alındığını, ancak ihaleye mirasbırakanın katılması nedeniyle babaları adına tescil edildiğini, bakıma muhtaç kardeşin payının da mirasbırakan tarafından davalıya bırakıldığını, mirasbırakanın da davalıdan aldığı satış bedelini davacı kızlarına verdiğini, ayrıca mirasbırakanın dava dışı 256 ada 10, 53, 54 ve 56 parsel sayılı taşınmazları da kız çocuklarına bıraktığını söylemesine rağmen davacıların bu taşınmazları adlarına tescil ettirmediğini, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 18/11/2020 tarihli ve 2016/735 E., 2020/555 K. sayılı kararıyla; 8 parça taşınmazın mal kaçırma amacıyla davalıya devredildiği gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davacılar ve asli müdahillerin davasının kabulüne, ancak 498 ada 29 parseldeki 9 numaralı bağımsız bölüm yönünden bu taşınmazın diğer taşınmazlardan farklı tarihte vasiyetnameyi müteakiben paylaştırma amacıyla devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davalı vekilinin başvurusu üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların miras payına hasren açılan davada asli müdahale talebinin kabulünün mümkün olmadığı, davacının tenkis talebinin bulunup bulunmadığının aydınlatılmadığı, ispat yükü davacıda olmasına rağmen taraf delilleri toplanmaksızın tarafların yeminde davet edilmesinin doğru olmadığı, hükümde gerekçeye yer verilmesi isabetsiz olduğu gibi hükmün kendi içerisinde çelişkisi olduğu, davalının paylaştırma yönündeki savunmasının araştırılmadığı gerekçesiyle usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

2. Kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin 15/09/2021 tarihli ve 2021/135 E., 2021/466 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, davaya konu 256 ada 25, 47, 48, 49, 50, 51 parsel, 498 ada 29 parsel sayılı taşınmazda bulunan 13 nolu bağımsız bölüm ve 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı adına olan tapu kayıtlarının davacıların miras payı oranında iptali ile adlarına tesciline, davalı lehine oluşan usuli müktesep hak gözetilerek 498 ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki 9 no.lu bağımsız bölüm yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarla davalının kazancını babasıyla birlikte değerlendirdiğini, dükkanları kendisinin satın aldığını ve evi inşa ettiğini, mirasbırakanın 4 parça taşınmazı davacılara bıraktığını, davalının yıllarca ebeveynlerine baktığını, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmediğini ve asli müdahillerin davasının reddedilmesi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07/02/2022 tarihli ve 2022/16 E., 2022/168 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından gerek davacı tarafa gerekse davalı tarafa devir yapılmasına rağmen taraflara devredilen malvarlığı dengeli olmayıp paylaştırma kastının söz konusu olmadığı, dava konusu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapılmış olduğu, dava dışı mirasçılar... ve ... tarafından davaya asli müdahale talep edilmiş ise de, davacıların davayı kendi miras paylarına hasren açtıkları, asli müdahale talep edenlerin de yine kendi miras payları yönünden asli müdahale talebinde bulundukları, bu hususta usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmemiş olmasının ve buna bağlı olarak vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının isabetli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın bu şekilde verilmesi halinde gerçekte dükkanları satın alan ve evi yapan kardeşin payının kızkardeşlerin payından az hale geldiğini, davalının mirasbırakana tek başına baktığını ve dükkanları kendisinin satın aldığını, mirasbırakanın kendine göre paylaştırmada bulunduğunu, davacılara bırakılan taşınmazların daha merkezi konumda ve değerli olduğunu, reddedilen dava yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına ve (III) ve (IV/3.) numaralı paragraflarda gösterilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki, müdahale talep eden mirasçılar ... ve ...'in kendi paylarına hasren talepte bulundukları, bu nedenle davacı tarafından ikame edilen davada müdahale taleplerinin dikkate alınamayacağı değerlendirilmiş ise de; bilindiği üzere dava, bir başkasından hakkı olduğunu iddia eden şahsın hakkını yargı merciinden isteminden ibarettir. Somut olayda müdahale talep edenler, davacının dava konusu ettikleri pay üzerinde hak iddia etmemekte, aksine kendi payını (hakkını) talep etmektedir. Bu durumda müdahale talep eden mirasçılar yönünden hukuki manada davaya asli müdahale söz konusu değil ise de, bu mirasçılar dilekçelerini harçlandırdıklarına göre, usul ekonomisi de gözetilerek davaların birleşmesinin söz konusu olduğunun düşünülmesi, mirasçılar ... ve ...’in de dava dilekçelerine değer verilerek talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması doğru değil ise de, bu husus müdahale talep eden mirasçılar tarafından istinaf ve temyiz konusu edilmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır. Bu halde müdahale talep eden mirasçıların davası esastan sonuçlanmadığından ve 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu dava yönünden davalı lehine yargılama giderine hükmedilmemesinin isabetli olduğu yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesi de doğrudur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 62.496,72 TL onama harcının davalıdan alınmasına, 05/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

Harç :

Onama Harcı : 83.328,95 TL

Peşin Harç : - 20.832,23 TL

A.G.H : 62.496,72 TL

-MUHALEFET ŞERHİ-

Dava muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil istemine ilişkin olup, bir kısım mirasçılar tarafından yargılama aşamasında müdahale talepli dilekçe ile kendi payları yönünden davalıdan iptal tescil isteminde bulunmaları üzerine, İlk Derece Mahkemesince davacılar ve müdahale talep edenlerin davasının kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin asli müdahalenin mümkün olmadığı ve diğer bazı yönlerden verdiği kaldırma kararı üzerine dosya iade edilen İlk Derece Mahkemesi müdahale talep edenler yönünden herhangi bir hüküm kurmamış, bu konuda istinaf yoluna gidilmemiş, davalının istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından asli müdahale yoluyla davaya dahil olunamayacağından davalı lehine vekalet ücreti doğmayacağı belirtilerek davalının istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dairenin sayın çoğunluğu tarafından, miras payı oranında açılan davada diğer mirasçıların asli müdahalesinin olamayacağı ancak, harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunduğu ve davaların birleştirilmiş sayılması gerektiği belirtilerek taleplerin her biri hakkında hüküm kurulmamasının yanlışlığına işaret edilmek suretiyle aleyhe temyiz olmadığından hüküm onanmıştır.

Sayın çoğunluğun diğer görüşlerine katılmakla birlikte, dava açma usulüne uygun olmayan, dilekçelerin teati süreci tamamlanmamış müdahale talebinin, usul ekonomisi gerekçe gösterilerek HMK'nın 165. maddesindeki şartlar gerçekleşmemesine rağmen "birleştirilen dava" sayılması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Gerekçedeki bu açıklamaya muhalefet ediyorum.