"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/09/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ...ile temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları Hasan Reçber'in 1365 ada 6 parsel sayılı taşınmazını kızı ...'in eşi olan Alişan Şahin’e 03/11/1993 tarihinde devrettiğini, Alişan Şahin'in de dava konusu taşınmazı mirasbırakanın oğulları olan davalılar ... ve ...’e 08/11/1993 tarihinde temlik ettiğini, devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın devrinin üzerinden 25 yıl geçtiğini, davacıların eldeki davayı açmalarının kötü niyetli ve temlikin gerçek satış olduğunu, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, 18/01/2012 tarihli protokole göre mirasçıların mirasbırakandan kalan taşınmazlar konusunda anlaştıkları, bilirkişi raporuna göre protokoldeki imzaların davacılara ait olduğu, muris muvazaasından söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 18.01.2012 tarihli belgede, dava konusu taşınmazın davalı tarafça bedeli ödenerek alındığının belirtildiğini, davalıların taşınmazı bedelini ödeyerek satın almaları halinde devir tarihinden 19 yıl sonra, 2012 yılında hangi amaçla böyle bir protokol yapma ihtiyacı içerisine girdiklerinin açıklanamadığını, anılan belgenin davacıların imzaladıkları belgeden farklı olduğunu, davalıların, mirasçıların kendilerine olan güven ve iyi niyetlerinden faydalanarak sonradan doldurulmak suretiyle içeriği davacılar tarafından bilinmeyen dava konusu taşınmaza ilişkin protokol imzalattıklarını, 18.02.2012 tarihli protokolde bir anlaşma bulunmadığını, davacıların bu protokole imza attıklarını hatırlamadıklarını, protokolde imzası bulunan bazı kişilerin dosyaya beyan dilekçeleri verdikleri ve imzalarını inkar ettiklerini, dosyaya sunulan birden fazla "Protokol" başlıklı belge olduğundan bilirkişi raporunda, hangi belgenin incelemesinin yapıldığının belirtilmediğini, dosyada mübrez olan 3 belgede de davacıların isim ve imzalarındaki farklılıkları belirtmelerine rağmen bu hususta ayrıca bir inceleme yapılmadığını, davacı asillerin isticvabına karar verilmediğini, mirasbırakanın, çocukları arasında mal paylaşımı yapmak gibi bir iradesi olmadığını, temlik tarihinde 62 yaşında olduğunu, Almanya’da çalışıp emekli olduktan sonra, ağır Parkinson hastalığına yakalandığını, eşi ile birlikte yaşadığını, tedavi için İstanbul’a gelen mirasbırakanın bu hastalık nedeniyle bilincinin tamamen yok olduğunu, vasi tayini davasında mirasbırakanın vesayete ihtiyacı olduğuna dair rapor bulunduğunu ve kendisine eşinin vasi olarak atandığını, bu hususların mirasbırakanın tek başına işlem yapamayacağını, akıl sağlığının yerinde olmadığını, davalılar tarafından hastalığından yararlanıldığını gösterdiğini, dava konusu taşınmazın, davalılar adına tescil edilmeden önce, enişteleri olan dava dışı Alişan Şahin’e devredildiğini, mirasçılardan mal kaçırmak için muvazaalı olarak devirlerin yapıldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; eldeki davada ehliyetsizlik iddiasına dayanılmadığı, davacılar ile davalıların dava açılmadan önce aralarında anlaşmaya vardıklarının sabit olduğu, iradelerine uygun olarak yaptıkları anlaşma çerçevesinde hareket etmeleri gerektiği halde, eldeki davayı açmalarının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesi ile davacıların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine kararı verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınmasına, onama harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 27/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.