"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/84 E., 2022/73 K.
DAVALILAR : ..., Hazine vekilleri Avukat ..., Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Selim Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/1011 E., 2018/85 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ada 15 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olan kısmının zilyedi olup dava konusu taşınmazı yaklaşık 30 yıldır nizasız ve fasılasız tarla olarak kullandığını, yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın kullanılan kısımlarının zilyedinde olmasına rağmen mera vasfı ile tespit gördüğünü, yapılan tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, kamu orta malı olarak tescil edildiğini, mera vasfını haiz olan ve özel sicilinde kayıtlı bulunan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuki değer taşımayacağını belirterek haksız ve dayanaksız açılan davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın davacının babası tarafından ölünceye kadar kullanıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesindeki taşınmazı otuz yıldır davacının bizzat kullandığına dair iddianın ispatlanamadığı, dava konusu taşınmazın davacının babasından kendisine taksim veya başka bir şekilde intikal ettiğine dair herhangi bir iddia ve bilginin mevcut olmadığı, davacının babası olan ...'in davacı dışında başka mirasçılarının da olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde ...'in mirasçılarının elbirliği mülkiyeti olduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz hakkında davacının tek başına kendi adına tescil istemiyle dava açamayacağı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin kadastro tarihi itibari ile yirmi yılı aşkın süredir malik sıfatı ile zilyetliğinin olduğunu, taraflarına diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi, muvafakatlerinin alınması, temsilci tayini için süre verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, dava konusu taşınmazın ortak mirasbırakandan kaldığı, davacının adına tescil isteme nedenini açıklamadığı, istinaf sebeplerinde de bu yönde bir iddiada ve açıklamada bulunmadığı, tarafına diğer mirasçılardan muvafatname alınması veya terekeye temsilci atanması yönünde süre verilmesi gerektiğini ileri sürdüğü, ancak davacının elbirliği mülkiyetine tabii taşınmazda adına tescil istemesinde aktif dava ehliyeti bulunmadığının anlaşıldığı ve İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı, 701 inci ve 702 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; ... köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 15 parsel sayılı 12.482,38 m² yüz ölçümündeki taşınmaz mera vasfı ile kamu orta malı olarak sınırlandırılmış, 24.05.2006 tarihinde kesinleşerek aynı tarihte mera özel siciline kaydedilmiştir.
2. Eldeki davada davacı davaya konu taşınmazın kendi adına tescili istemiyle terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı dava açmış ve davacı uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığının kanıtlayamamıştır. (02.03.2018 tarihli celsede dinlenen mahalli bilirkişi ... dava konusu yerin müteveffa ...'in davacıya verip vermediğini bilmediğini beyan etmiştir.) Mirasçılardan biri veya bir kısmı adına tescil isteyemeyeceğine ve dava dışı mirasçılar olması halinde tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün değildir.
3. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
...
- KARŞI OY -
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) dava konusu taşınmazın davacının babası tarafından ölünceye kadar kullanıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesindeki taşınmazı 30 yıldır davacının bizzat kullandığına dair iddiasının ispatlanmadığı, taşınmazın davacının babasından kendisine taksim veya başka bir şekilde intikal ettiğine dair herhangi bir bilginin mevcut olmadığı, davacının babası olan ...'in başka mirasçılarının da olduğu taşınmaz üzerinde ...'in mirasçılarının elbirliği mülkiyeti olduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz hakkında davacının tek başına kendi adına tapu iptal ve tescil istemiyle dava açamayacağı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da anılan karar onanmıştır.
Sayın Çoğunlukça aramızda oluşan uyuşmazlık, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğundan bahisle adına tescilini istemiş, akabinde 11. celsede davacı vekili taşınmazın babasından davacıya kaldığını bildirmiştir. Mahalinde dinlenen bilirkişi ..., dava konusu yerin evveliyatında davacının babası tarafından kullanıldığı, onun ölümünden sonra da davacı tarafından sahiplenildiği ifade edilmiştir. Tanık ... ise dava konusu taşınmazı 2002-2003 yılından 2012-2013 yılına kadar davacının babasından kiralamak suretiyle tarla vasfıyla kullandığını, taşınmazın yıllardır davacı ...'e ait olduğunu ifade etmiştir.
Davacı vekili de istinaf ve temyiz dilekçelerinde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesinin doğru olmadığını, diğer tüm mirasçıların davaya itirazı bulunmadığı gibi vekaletlerini kendisine verdiklerini bildirmiştir.
Bu durumda Mahkemece diğer mirasçıların da dinlenilerek taşınmazın babasından davacıya kalıp kalmadığı ve mirasçıların dava konusu yer üzerinde herhangi bir hak iddia edip etmedikleri belirlenmeli, taşınmazın davacıya herhangi bir şekilde bağış, taksim vb. nedenle verildiğinin ve diğer mirasçıların taşınmaz üzerinde herhangi bir haklarının bulunmadığının anlaşılması halinde davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle eksik araştırma ve inceleme nedeniyle BAM kararının ortadan kaldırılarak İDM kararının bozulması gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına iştirak edilememiştir.