"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel davasının, bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan Berho Seçkin’den kalan 109 ada 3 parsel ve 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazların intikal işlemlerini yapmak üzere davalıların mirasbırakanı Salih Seçkin ile birlikte Tapu Müdürlüğüne gittiklerini, okuma yazması olmadığını, intikal işlemlerinin yapıldığı düşüncesi ile ilgili evrakları imzaladığını, sonradan yapılan araştırma neticesinde gerçekte satmak istemediği dava konusu taşınmazlardaki payların davalıların mirasbırakanı...adına satış suretiyle devredildiğini öğrendiğini, iradesi sakatlandığından ve şekil koşulları yerine getirilmediğinden dolayı muvazaalı olarak yapılan satış işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde 20.000 TL bedele hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, satışın 35 yıl önce gerçekleştiğini belirterek, zamanaşımı yönünden davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30/12/2015 tarihli ve 2014/1131 E., 2015/1030 K. sayılı kararıyla; davalılar Salih ve Fıdda’nın dava tarihinden önce ölmüş olmaları nedeniyle bu kişiler yönünden açılan davanın usulden reddine, 110 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalıların mirasbırakanı tarafından yapılan herhangi bir satış işlemi olmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine, 109 ada 3 parsel yönünden ise hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 03/04/2019 tarihli ve 2016/7604 E., 2019/2361 K. sayılı kararıyla; "...somut olayda, davacı aldatma (hile) olgusunu dava tarihinden bir ay önce öğrendiğini belirterek tanıklarını bildirmiş, Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan 04.12.2015 tarihli oturumda tanık dinlenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hâl böyle olunca, öncelikle davacının öğrenme tarihi saptanarak davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, süresinde açıldığı saptanır ise taraflarca bildirilen tüm delillerin eksiksiz toplanılması ve tanıkların dinlenilmesi suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 15/12/2021 tarihli ve 2020/91 E., 2021/246 K. sayılı kararıyla; davacının 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat ettiği, 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden, hileli olduğu ileri sürülen temlik işleminin 14/11/1980 tarihinde yapıldığı, hile iddiasına dayalı eldeki davanın 33 yıl sonra 25/11/2014 tarihinde açıldığı, dinlenen tanık beyanlarından davacının kandırıldığını 20-25 yıl önce anladığı, davanın Türk Borçlar Kanunu'nun 31. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden hak düşürücü süre nedeniyle, 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, davacının okuma yazma bilmediğini, Mahkemece bu husus göz önüne alınmadan hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, keşifte dinlenen tanıkların mirasbırakanın oğlu olan davalı ...’in 2014 yılı Ağustos ayında davacıya haksızlık yapıldığını tapunun hile ile elinden alındığını hakkını alması gerektiğini söylediğini, ancak Mahkemece hatalı olarak tanık ...’un beyanına göre karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereklidir.
6.3. Değerlendirme
(IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.