"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından verilen 17/01/2022 tarihli, 2021/1542 Esas, 2022/61 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 11/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... ... vekili ..., davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları...'un maliki olduğu 20 parça taşınmazdaki paylarını üçüncü kişilerden korumak ve öldüğünde terekesine iade edilmek üzere bedelsiz olarak 03.09.2003 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, onun da taşınmazların tamamını mirasçılara paylaştırması için 27.11.2003 tarihinde mirasçılardan davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, ancak davalı ...'un taşınmazları mirasçılar arasında paylaştırmadığını ileri sürerek, taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., zamanaşımı itirazında bulunmuş, birden fazla hukuki nedene dayanarak dava açılamayacağını, davalı ... ile aralarında muvazaalı bir devrin söz konusu olmadığını, davacılardan ...'un borçlarını ödediği için taşınmazlar üzerinde hak sahibi olduğunu, inançlı işlemin yazılı delille kanıtlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., davaya cevap vermemiş, mahkemeye sunduğu beyanda taşınmazları emanet aldığını ve bedelsiz davalı ...’e devrettiğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/07/2018 tarihli ve 2017/423 Esas, 2018/566 Karar sayılı kararıyla, muvazaa ve inançlı işlem iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, dava dilekçesindeki iddialarını yineleyerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19/03/2020 tarihli ve 2020/322 Esas, 2020/346 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan ile malik ... arasındaki hukuki ilişki inançlı işlem olduğundan terekeye 3. kişi sayılan davalı ...'e karşı pay oranında iptal- tescil davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabul edilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek suretiyle davanın usulden reddine dair yeniden karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Daire'nin 14/09/2021 tarihli ve 2020/1483 Esas, 2021/3922 Karar sayılı kararıyla, "Somut olayda; dava konusu taşınmazlar terekeye göre üçüncü kişi konumundaki davalı ...’e onun tarafından da davacılar gibi mirasçı olan ve kayıt maliki davalı ...’e devredilmiştir. Böyle bir durumda iptal ve tescil isteği mirasçılar arasında olduğu için pay oranında istekte bulunulabileceğinde herhangi bir kuşku bulunmamaktadır...inançlı işlem iddiası yazılı delille ispat edilmesi gerekir ise de; somut olayda inançlı işlem ile kendisine temlik yapılan ilk el davalı ...’in, gerek dosyaya sunduğu dilekçe, gerekse duruşmadaki temlikin inançlı işlem ile yapıldığı yönündeki açık beyanı, maddi olgu olarak inançlı işlem iddiasını ispat için yeterlidir. Böyle bir durumda, ilk el ...’den devralan davalı ..., mirasbırakanın mirasçılarından olduğuna göre, durumu bilen ya da bilmesi gereken kişi olduğu için iyiniyetli temlik aldığı iddiasında bulunması mümkün değildir. Kaldı ki; ilk el ..., inançlı işlemin varlığını kabul ederken davalı ...’e yapılan temlikin de inançlı işlemle yapıldığını belirtmektedir. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 17/01/2022 tarihli ve 2021/1542 Esas, 2022/61 Karar sayılı kararıyla, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili, davada mirasçıların birlikte hareket etmesi gerektiğinden bir kısım mirasçılar yönünden açılan davanın usulden reddine karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay Dairesince, Bölge Adliye Mahkemesince verilen usulden ret kararının incelenmesi gerekirken esasa dair inceleme yapılmasının doğru olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davalı ...'in ikrarının davalı ... yönünden kesin delil teşkil etmeyeceğini, davalı ...'in dava konusu taşınmazları haciz yükü ve borçların ödenmesi karşılığında satın aldığını, dava tarihi itibariyle taşınmazların değer tespiti yapılması ile hüküm kurulmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.
6.3. Değerlendirme
Dosyadaki delillere göre yapılan inceleme sonucunda (V/2.) no.lu paragrafta belirtilen bozma kararına uyularak yapılan yargılamada aynı gerekçe benimsenerek Bölge Adliye Mahkemesince (V/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 83.543,67 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...'den alınmasına, kesin olmak üzere 11/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.