"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemli dava sonucunda Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28.01.2020 tarihli ve 2019/231 Esas - 2020/19 Karar sayılı kararın bozulmasına dair Dairenin 29.11.2021 tarihli ve 2021/5661 Esas - 2021/7333 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ..., Rize/Merkez/Kendirli Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımının geçtiğini ileri sürerek adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili ise, zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar lehine oluşmadığını beyan ederek, davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde kaldığı, böyle bir yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, kaldı ki zilyetlikle iktisap koşullarının da davacılar lehine oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin kararına karşı süresi içerisinde davacılar tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.06.2019 tarihli ve 2016/14062 Esas - 2019/4803 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği veya taşınmazın ilçe belediye sınırları içinde olması halinde ilçe belediye başkanlığı davaya dahil edilmediği gibi, çekişmeli taşınmazın sınırında Rize-Kalkandere-İkizdere Karayolu bulunması nedeniyle yasal hasım konumunda olan ... de davaya dahil edilmeden sadece Hazineye karşı yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulmuş, böylelikle taraf teşkili eksik bırakılmıştır. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu köy tüzel kişiliğini veya taşınmazın ilçe belediye sınırları içinde olması halinde ilçe belediye başkanlığını ve ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğünü davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıların savunması alınmalı, göstermeleri halinde delilleri toplanmalı ondan sonra toplanmış ya da toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş.
4. Mahkemenin İkinci Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin kararına karşı süresi içerisinde davacılar ve davalı Hazine tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 29.11.2021 tarihli ve 2021/5661 Esas - 2021/7333 Karar sayılı kararı ile; “...Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde; Mahkemece verilen önceki tarihli hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, Hazine yönünden kesinleşmiş olduğunun anlaşılmasına ve kesinleşen hususların yeniden temyizen incelenmesi mümkün bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin reddine, Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümünün, 1967 yılından beri Kendirli Belediyesinin mücavir alanı ve uygulama imar planı içerisinde, yine Belediye Meclisinin 05.07.1995 tarih 15 sayılı kararıyla kabul edilen uygulama imar planı içerisinde kaldığı, taşınmazdaki zilyetliğin en erken 1980’li yıllarda başladığı ve taşınmazın imar-ihya edilmediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır... Doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmaz bölümünün ilk defa hangi tarihte imar planı kapsamına alındığı ve imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği Kendirli Belediye Başkanlığından sorulmalı, imar planının onaylı bir örneği dosya arasına getirtilmeli, Karayolları Genel Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan karayolunun yapımına hangi yıl başlandığı, yol yapımının hangi yılda tamamlandığı ve yol ile ilgili olarak kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı sorularak, yapılmışsa kamulaştırma haritası ve ilgili belgelerin getirtilip dosyasına konulması, DSİ Genel Müdürlüğünden, taşınmazın sınırında bulunan yoldan sonra mevcut olan dere üzerinde ıslah çalışması veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ne zaman yapıldığı sorulmalı, taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihten (imar planının kesinleştiği) 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmazın dere yatağı olup olmadığı, derenin yatak değiştirip değiştirmediği, değiştirdiyse ne zaman değiştirdiği, bölgede daha önce sel taşkını olup olmadığı, olduysa ne zaman olduğu ve taşımazın taşkından etkilenip etkilenmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğunu, taşınmazın imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazın niteliğini, taşınmazın derenin etki alanı içerisinde kalıp kalmadığını (derede ıslah çalışması yapılmışsa, ıslah öncesi ve sonrasında), dere yatağı niteliğinde olup olmadığını ya da dereden kazanılıp kazanılmadığını açıklayan, önceki jeolog raporunun da değerlendirildiği, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, dosya arasında bulunan ve Harita Genel Müdürlüğünden getirtilecek hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
6. KARAR DÜZELTME
6.1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay bozma ilamına karşı süresi içerisinde davalı tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
6.2. Karar Düzeltme Nedenleri
Davalı karar düzeltme dilekçesinde özetle, bilirkişi raporlarında 35 yıllık geçmişi olan bitkilerden bahsedildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla imar ihyaya ya da zilyedliğe 1980’li yıllarda başlandığı, dava konusu taşınmaz 1967 yılından itibaren davacı tarafın dayandığı hukuki nedenlerle iktisap edilemez durumda olduğu, davacıların dava konusu taşınmaz üzerinde gerek imar ihya sebebiyle tescil, gerekse olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle iktisap koşullarının oluşmadığı, Mahkemenin davanın reddi yönünde ki kararının isabetli olduğu, bozma kararında belirtilen araştırmaların yeniden yapılması halinde dahi varılacak sonucun değişmeyeceği, imar ihya hususunda eksik araştırma yapıldığından bahisle yeniden keşif yapılması ve maddi olaylara dayalı mahalli bilirkişi beyanlarının alınması gerektiği belirtilmekte ise de; bozma öncesi yapılan keşifte davacıların dava konusu taşınmazı imar ihya ettiklerini ortaya koyan dosya kapsamında hiçbir veri olmadığı gibi zilyetlikle iktisabını da ortaya koyan hiçbir bulgunun mevcut olmadığını ileri sürerek Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini istemiştir.
6.3. Gerekçe
6.3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
6.3.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinde “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur” düzenlemesi yer almaktadır.
6.3.3. Değerlendirme
6.3.3.1. Dosya içeriğine, Mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazları yerinde değildir. Ne var ki; tescil davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve krokisine göre dava konusu yerin gerekli yerel ilanlar ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık itiraz süresinin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, usulüne uygun şekilde yasal ilanlar yaptırılmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.
6.3.3.2. Hal böyle olunca; Dairenin 29.11.2021 tarihli bozma gerekçelerinin eksik kaldığı, hükmün bu gerekçe ile de doğru olmadığı anlaşılmıştır.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 29.11.2021 tarihli ve 2021/5661 Esas - 2021/7333 Karar sayılı bozma kararına, kararın (IV/6.3.3.1.) no.lu paragrafta belirtilen hususun eklenmesi suretiyle hükmün BOZULMASINA, sair karar düzeltme taleplerinin reddine, kesin olmak üzere 07/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.