"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tefrik ve reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili ile bir kısım davalılar (davalı ... v.d.) vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, Polatlı ilçesi Kargalı köyünde bulunan Hazineye ait 272, 1227, 1228, 1534, 1535, 1537, 1540 ve 1500 sayılı parseller, meradan çıkartılarak Hazine adına tescil edilen 1539, 1502 ve 1583 sayılı parseller ile bunların çevresindeki tescil harici bırakılan alanların köy yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere 442 sayılı Köy Kanunu’nun ek 12. maddesi uyarınca köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini, daha sonra da köy tüzel kişiliği tarafından davalılara dağıtıldığını, ne var ki yeterince hak sahipliği araştırması yapılmadığı gibi 442 sayılı Yasa’nın ek 12. maddesine aykırı olarak Maliye Bakanlığının izni olmaksızın işlemlerin gerçekleştirildiğini, öte yandan 1583 sayılı parselin bir kısmının mücavir alan sınırları içerisinde kaldığını, bu nedenle de 442 sayılı Yasa’nın ek 14. maddesi gereğince Valiliğin teklifi ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayının alınması gerekirken bu yükümlülüğün de yerine getirilmediğini, dava konusu taşınmazların yasaya aykırı olarak davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, yeni oluşan ve davalılar adına kayıtlı dava konusu 142 ada 3, 5, 6 ve 7, 145 ada 2, 4, 5 ve 6, 146 ada 1, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8, 148 ada 1, 2, 3 ve 4 ile 149 ada 3, 4 ve 5 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ve arkadaşları vekili, müvekkillerinin dava konusu taşınmazları rayiç değeri üzerinden köy tüzel kişiliğinden satın aldıklarını, çok uzun yıllardır da üzerinde yapılaşmak suretiyle kullandıklarını, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunup, TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanmaları gerektiğini, satış öncesi gerekli tüm yazışmaların yapılarak izinlerin alındığını, uzun süre sonra dava açılmasının kötüniyetli olduğunu, davacı tarafın tescile dayanak yapılan idari işlemin iptaline yönelik dava da açmadığını, davalılar ... ve ..., dava konusu 142 ada 3 ve 5 sayılı parselleri bedeli karşılığında satın aldıklarını, satış bedelinin dört eşit takside bölündüğünü, ilk taksidi ödediklerini, uzun süredir yapılaşmak suretiyle taşınmazları kullandıklarını, davalılar ... ... ve arkadaşları vekili, davacı tarafından tescile dayanak yapılan idari işlemin iptaline yönelik dava açılmadan önce müvekkiller aleyhine iptal-tescil davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkillerin dava konusu 148 ada 1, 2 ve 3 sayılı parselleri rayiç bedeli karşılığında satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
2. Diğer davalılar, dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında köy tüzel kişiliğinden satın aldıklarını, yıllardır kullandıklarını belirterek, davanın reddi gerektiğini bildirmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2014 tarihli ve 2012/375 Esas - 2014/541 Karar sayılı kararıyla; 149 ada 3 ve 5 ile 146 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın tefriki ile ayrı esaslara kaydedilmesine, diğer taşınmazlar yönünden; yapılan işlemlerin 3367 sayılı Yasa’ya ve kamu yararına uygun olduğu, davacı tarafından idari işlemlerin iptali için idari yargıda iptal davası açılmadığı, isteğin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili ile bir kısım davalılar (davalı ... v.d.) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 14/03/2019 tarihli ve 2016/6296 Esas - 2019/1842 Karar sayılı kararıyla; "Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün bu yönüyle ONANMASINA, davalı ... ve arkadaşları vekili Av. ...’nın temyiz itirazlarına gelince; eldeki davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda dava edilen taşınmazların dava tarihi itibariyle değerlerinin saptandığı, davacı yanın Hazine olması nedeniyle harçtan muaf olduğu, bu nedenle dava değerinin kendiliğinden keşfen saptanan değere yükseldiği ve ilgili yılın A.A.Ü.T uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin maktu vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, temyize gelen davalılar yönünden hangi taşınmazların dava konusu yapıldığının tespiti ile keşfen belirlenen değerleri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 20/01/2020 tarihli ve 2019/3851 Esas - 2020/274 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24/06/20201 tarihli ve 2020/27 Esas - 2021/321 Karar sayılı kararıyla; 149 ada 3 ve 5 ile 146 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın tefriki ile ayrı esaslara kaydedilmesine, diğer taşınmazlar yönünden; yapılan işlemlerin 3367 sayılı Yasa’ya ve kamu yararına uygun olduğu, davacı tarafından idari işlemlerin iptali için idari yargıda iptal davası açılmadığı, isteğin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile bir kısım davalılar (davalı ... v.d.) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı vekili, davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olup, eksik incelemeye dayalı olduğunu, bozma ilamında belirtilen hususların araştırılmadığını, bozmaya uygun karar verilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
5.2. Bir kısım davalılar (davalı ... v.d.) vekili, davalılar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gözetilerek her bir taşınmaz yönünden ayrı ayrı hesaplanması gerektiğini ileri sürerek hükmün vekalet ücreti bakımından düzeltilerek onanmasına ya da bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil (442 sayılı Köy Kanunu’nun Ek 12. ve 14. maddelerine aykırılık) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesinde, “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1.Dairenin bozma kararından önce Mahkemece verilen ilk kararda, davanın reddi ile kendilerini vekille temsil ettiren tüm davalılar lehine tek maktu vekalet ücretine hükmedilmiş, bu hususun davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyizi üzerine Dairece, temyize gelen davalılar yönünden hangi taşınmazların dava konusu yapıldığının tespiti ile keşfen belirlenen değerleri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle karar vekalet ücreti bakımından bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalı ... ve arkadaşları lehine 18.999,05 TL, diğer davalılar ... ve ... lehine 10.838,73 TL, ... ve A. ... lehine 4.422,00 TL nispi vekalet ücretine; Polatlı Belediyesi Başkanlığı lehine ise maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
6.3.2. Davalılar ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, hakkındaki davalar aynı sebeple reddedilen ve temyize gelen davalılar ... ve arkadaşları lehine (IV/2.) no.lu paraftaki bozma kararında belirtildiği üzere, (IV/6.2.1.) no.lu paragrafta yer alan düzenleme gereğince taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan toplam değeri üzerinden tek nispi vekalet ücretine hümedilmesi doğrudur.
6.3.3. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmadan önce lehlerine hükmedilen maktu vekalet ücretini temyiz etmeyen diğer davalılar ..., ..., ..., A. ... ve Polatlı Belediyesi Başkanlığı yönünden davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ:
1. (IV/2.) no.lu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde araştırma ve işlem yapılarak karar verildiğine göre davalılar ... ve arkadaşları vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
2. (IV/6.3.3.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün 5., 6. ve 7. fıkraları hükümden çıkartılarak yerine 5. fıkra olarak; "Davalılar ... ..., ... ..., ..., A. ... ... ve Polatlı Belediyesi Başkanlığı kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplanan 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" cümlesinin yazılmasına, diğer fıkraların teselsül ettirilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.