Logo

1. Hukuk Dairesi2022/316 E. 2022/2764 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istekli dava sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/11/2021 tarihli 2021/1227 Esas 2021/1364 Karar sayılı kararıyla HMK’nin 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde taraflarca temyiz edilmiş olup; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda bulunan 10 no’lu bağımsız bölümün 175.000 TL+50.000 TL bedelle satışı, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için gerekli olan 115.000 TL’nin mahsubundan sonra kalan bedelin kendisine verilmesi konusunda davalı ... ile anlaştıklarını, ipoteğin kaldırılacağı inancıyla taşınmazı davalı ...'nin eşi olan davalı Ayten'e satış yolu ile devrettiğini, ancak ipoteğin kaldırılmadığı gibi, ipotek borcu nedeniyle aleyhine icra takibi yapıldığını, bir kısım ipotek borcunu kendisinin ödediğini, davalıların ise hiçbir ödeme yapmadıklarını, davalı Ayten’in daha sonra taşınmazı iyiniyetli olmayan davalı ...’e devrettiğini, davalıların işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, hile ile dolandırıldığını ileri sürerek, dava konusu 10 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmazsa bedelin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ile Ayten, davaya cevap vermemişler; davalı ..., hak düşürücü sürenin geçtiğini, 140.500,00 TL bedel üzerinden satış işleminin gerçekleştirildiğini, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, uyuşmazlığın sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı, hile koşullarının oluşmadığı, davacının ipotek borcunun davalı ... tarafından ödeneceği iddiasının ve ikinci el davalı ...’in iktisabının kötüniyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalılar ... ve Ayten’in birlikte hareket ederek davacıyı aldatmak suretiyle taşınmazın bedelsiz şekilde devrini sağladıklarını, davalı Ayten’in yalnızca kayden malik göründüğünü, taşınmazın daha sonra emaneten davalı ...’e devredildiğini, taşınmazın bedeli ile ipotek bedelinin ödeneceği hususunda davacının ikna edilerek, ancak sadece 6.000 TL kaparo ödenerek ve bunun dışında hiçbir ödeme yapılmayarak dava konusu taşınmazın davalı Ayten üzerine devrinin sağlandığını, ceza dosyası ve tanık anlatımlarıyla başkaca bir ödemenin yapılmadığının kanıtlandığını, davalı ...’nin iddialarını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği halde buna ilişkin yazılı bir delil sunulmadığını, konunun sözleşmeye aykırılık olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, tapuda ödeme yapılmadığını ve tapu dışı ödeme yapıldığı yönündeki savunmanın da ispatlanmadığını, ipotek borcunun da davalılar tarafından ödenmediğini, davalı ...’in iyiniyetli olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davalı ...’in emanetçi olduğunun ceza dosyasında dinlenen tanık Osman Korkut’un beyanlarıyla anlaşıldığını, aslında bütün işlemlerin davalı ... üzerinden yürütüldüğünü, gerçek bir satım akti olmadığını, üzerinde 240.000 TL’lik ipotek bulunan taşınmazı davalı ...’in 170.000 TL bedelle satın aldığını ve ödemeyi çek ve senet ile yaptığını belirtmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı kabul edilebilir hangi sebeple ve makul gerekçeyle aldığını davalı ...’in ispat edemediğini, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın bedelinin ödenmesine ilişkin talebin reddinin de doğru olmadığını, ceza mahkemesinin beraat kararının hukuk hakimini bağlamadığını, davalı ...’nin ipotek borcunu ödemeyi üstlendiğini 11/11/2016 tarihli kolluk ifadesinde ve 13/02/2017 tarihli sorgulama tutanağında beyan ettiğini, ancak davalının bu ipotek borcunu ödemediğini, bu nedenle bedel isteğinin kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/11/2021 tarihli 2021/1227 Esas, 2021/1364 Karar sayılı kararıyla; davanın aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın üzerinde davacının kullandığı kredi nedeniyle dava dışı Banka lehine tesis edilen ipotek bulunduğu, davalılar tarafından taşınmazın ipotekle yükümlü olarak devralındığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla Banka tarafından İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2017/ 2639 Esas sayılı dosyası üzerinden davacı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, davalı Ayten ile davalı ...'nin evli olup; davalı ... ile davalı ...'nin ise ticari ilişki nedeniyle tanıştıkları, davalı ...'nin ve işbirliği içerisindeki eşi davalı Ayten'in taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılacağını vaat edip taşınmazın davalı Ayten adına tescilini sağlamalarına rağmen ipoteği kaldırmayıp davacı hakkında icra takibi yapılmasına sebebiyet verdikleri, kısa bir süre sonra taşınmazın davalı ...’e temlik edildiği, satış tarihi itibarıyla gerçek değeri 190.000,00 TL olan dava konusu taşınmaz için 6.000 TL kaparo dışında ödeme yapıldığının ispatlanamadığı, davalı ...’in de davalı ...’den alacaklı olduğunu usulünce ispatlayamadığı gibi, tanık beyanına göre dava konusu taşınmazın kısa bir süre sonra davalı ...’e emaneten devredildiğinin anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın davalı ... ile Ayten’in hilesi sonucu davalı Ayten’e devrinin gerçekleştiği, ikinci el davalı ...’in ise iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle HMK’nin 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulü ile iptal tescile karar verilmek suretiyle yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı S.. A.. vekili temyiz itirazlarında

Davalı ...’in, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu, davalının kötüniyetli olduğuna ilişkin iddianın ispatlanmadığını, buna rağmen sadece bir tanığın beyanına dayalı olarak Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı ...’in ceza yargılamasında beraat ettiğini, beraat kararının derecattan geçerek kesinleştiğini, mahkemeler arasında verilen farklı kararların hukuki güvenilirliği zedelediğini, İlk Derece Mahkemesince verilen ret kararının doğru olduğunu, bir an için hilenin varlığı kabul edilse dahi 1 yıllık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açılması gerektiğini, ancak davacının hileyi öğrendiği tarihin tespiti konusunda bir inceleme yapılmadığını, ıttıla tarihinin ve 1 yıllık hak düşürücü süre içinde iptal hakkının kullanılıp kullanılmadığının incelenmesi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalılar N.. A.. ve A.. A.. temyiz itirazlarında

Davanın kabulünün hatalı olduğunu, iddia edilen olayların hiçbirinin yaşanmadığını, hile iddiasının gerçek dışı olduğunu, delillerin toplanmadığını, eksik araştırma yapıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, yemin ve bilirkişi delillerinin toplanmadığını, tanıkların dinlenmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, dava konusu taşınmazı davacıdan satın alıp bedelini de ödediklerini, banka hacizlerini devraldıklarını, diğer davalı ...’e taşınmazı sattıklarını, ancak davalı ...’in banka borcunu ödemediğini, kendilerine de ödeme yapmadığını, asıl mağdur olanın kendileri olduğunu, davanın açılmasına diğer davalı ...’in sebebiyet verdiğini ve kötüniyetli olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri için yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacaklarını, bu yönden kararı temyiz ettiklerini, ayrıca işin esasına ilişkin olarak da hile yaptıkları yönündeki kabulün doğru olmadığını, husumetin yanlış yöneltildiğini, davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

2.3. Davacı vekili katılma yolu ile temyiz itirazlarında

Gerekçe yönünden kararın düzeltilmesi gerektiğini, gerekçenin eksik olduğunu, dosya kapsamındaki delillere göre, davalı ...’in dava konusu taşınmazı edinmesinin hayatın olağan akışına aykırı olup, hangi makul ve kabul edilebilir sebeple taşınmazı satın aldığını ispatlayamadığını, davalıların tamamının kötüniyetli olduklarını, davalıların kendi beyanları arasında dahi çelişkilerin mevcut olduğunu, davalıların birlikte hareket ettiklerini belirterek kararın gerekçe yönünden düzeltilerek onanmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere; aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen

koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi, iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

(IV.3.) paragraftaki gerekçeler yerinde bulunmakla; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 7.114,20 TL bakiye onama harcının davalılardan müteselsilen alınmasına; davacıdan alınması gerekli 80,70 TL onama harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 05/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.