Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3262 E. 2024/159 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/595 E., 2021/842 K.

ASIL DAVADA DAVACI : ... vekilleri Avukat ...,

Avukat ...

BİRLEŞTİRİLEN 2013/811 ESAS

SAYILI DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli asıl ve birleştirilen 2013/811 Esas sayılı davadan dolayı yapılan yargılama sonucunda verilen kararın temyizen incelenmesi asıl davada davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya tetkik olunarak gereği görüşüldü:

Asıl davada davacı vekili, davacıya mirasbırakanından intikal eden ve davalılardan ... ile taksim ettikleri 293 ada 136 ve 79 parsel sayılı taşınmazların arasındaki sınırın 293 ada 79 parsele dahil edilerek davalı ... adına tespit edildiğini ancak tespitin hatalı olduğunu, taşınmazın bir kısmının taksimen kendisine isabet eden 293 ada 136 parsele dahil edilmesi gerektiğini, davalının muvazaalı olarak dava konusu 293 ada 79 parseli diğer davalı ...’ye temlik ettiğini ileri sürerek satışın geçersizliğine, 293 ada 79 parselin keşifte belirlenecek kısmına ait tapu kaydının iptali ile bu kısmın 293 ada 136 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Birleştirilen 2009/285 Esas sayılı davada davacı ... vekili, 293 ada 52, 79 ve 308 ada 131 parsellerin mirasbırakan ...’na ait olduğunu ancak mirasbırakandan kalan taşınmazların kadastro tespitlerinin hatalı yapıldığını ve davalının dava konusu taşınmazları muvazaalı olarak davalı ...’ye temlik ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının davacının miras payı (1/5) oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemenin 23.05.2011 tarih 2008/326 Esas, 2011/110 Karar sayılı kararı ile, davacıların miras payları oranında talepte bulunmayacakları gerekçesi ile asıl ve birleştirilen 2009/285 Esas sayılı davaların reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı asıl ve birleştirilen 2009/285 Esas sayılı davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.12.2011 tarih, 2011/6157 Esas, 2011/6963 Karar sayılı kararı ile; asıl ve birleştirilen davada davacıların miras payları oranında talepte bulunabilecekleri gerekçesi ile karar bozulmuş, Mahkemenin 05.04.2012 tarih, 2012/59 Esas, 2012/188 Karar sayılı kararı ile; asıl ve birleştirilen davada davacılarının külli halef sıfatıyla dava açtıkları, miras payları oranında talepte bulunamayacakları gerekçesi ile davanın reddine ilişkin kararda direnilmesine karar verilmiş, kararın asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.03.2013 tarih, 2012/8-861 Esas, 2013/391 Karar sayılı kararı ile; asıl davada davacının tereke adına istekte bulunmadığı, davalı ... ile yapmış olduğu taksim sözleşmesine dayalı olarak iptal tescile karar verilmesini talep ettiği, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken asıl davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı; birleştirilen dava yönünden ise davacı ...’ın mirasbırakanı ...’ye teban tereke adına istekte bulunduğu ve davacı ...’in tek başına dava açma ehliyeti bulunmadığı, başlangıçta paya hasren dava açıldığından diğer mirasçıların davaya katılımlarının da söz konusu olamayacağı, direnme kararının birleştirilen 2009/285 Esas sayılı dava bakımından yerinde olduğu gerekçesi ile asıl davada verilen kararın bozulmasına, birleştirilen davada verilen kararın onanmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı sonrası yapılan yargılama sırasında ... tarafından Mahkemenin 2013/811 Esas sayılı dosyasında 293 ada 52, 79 ve 308 ada 131 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak bu sefer terekeye iade istekli tapu iptal ve tescil davası açıldığı, anılan dosyanın da eldeki dava ile birleştirildiği ve Mahkemece birleştirilen 2013/811 Esas sayılı dosyada terekeye temsilci atanması için davacı ... vekiline süre verildiği ve Pazar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/135 Esas sayılı dosyasında mirasbırakan ...’nun terekesine temsilci olarak ...’nun atanmasına karar verildiği ancak kararın davalı ... tarafından temyiz edildiği ve kesinleşmediği, davacı ...’ın 18.11.2020 tarihinde davadan feragat ettiğine dair dilekçe sunduğu, 10.07.2021 tarihinde de öldüğü anlaşılmakta olup Mahkemenin 16.12.2021 tarih, 2013/595 Esas, 2021/842 Karar sayılı kararı ile; asıl davada davacının geçersiz taksim sözleşmesine dayandığı, tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir taksim bulunmadığı, davalı ...’ye yapılan temlik yönünden ise taraf muvazaası hukuki nedenine dayanıldığı, bu iddianın ancak yazılı bir delille kanıtlanabileceği gerekçesi ile asıl davanın reddine karar verilmiş, davacı ...’nun aşamada davadan feragat ettiği ancak birleştirilen 2009/285 Esas sayılı dosya yönünden verilen davanın reddine ilişkin kararın onanarak kesinleştiği anlaşıldığından bu hususta yeniden hüküm tesis edilmediği belirtilmiş, karara karşı süresi içerisinde davacı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuş ve temyiz dilekçesinde özetle birleştirilen 2013/811 Esas sayılı dava yönünden karar verilmediğini, HMK’nın 297 inci maddesine aykırı olarak hüküm tesis edildiğini, Pazar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/135 Esas sayılı dosyasının kesinleşmediğini, birleştirilen davada davacı ...’ın feragatinin tek başına hüküm ifade etmeyeceğini, asıl davada ise davacı ile davalı arasında yapılan taksimin geçerli kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiş, dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Daireye gönderilmiştir.

Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir.

Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ilâ 444 üncü maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı kanun yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ilâ 360 ncı maddelerindeki istinafa ilişkin hükümlerinin uygulanması için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi zorunlu olup daha önce Yargıtay denetiminden geçen asıl davanın “istinaf” kanun yoluna tabi olmadığı açık ise de birleştirilen 2013/811 Esas sayılı dava ile ilgili daha önce Yargıtayın bir denetiminin bulunmadığı gözetildiğinde, birleştirilen davanın ''istinaf'' kanun yoluna tabi olduğu; öte yandan, asıl davada davacının da ... terekesinde mirasçı olduğu ve birleştirilen dava yönünden hükme itiraz ettiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davaların birleşmekle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan birleştirilen 2013/811 Esas sayılı dava dosyasının istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi halinde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi (anılan dosya temyiz edilmese dahi temyize tabi olan asıl davanın gönderilmesi) için dosyanın Mahkemesine iadesi gerekmektedir.

KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Dosyanın Pazar (Rize) Asliye Hukuk Mahkemesine TETKİKSİZ İADESİNE,

10.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi