"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/01/2021 tarihli ve 2017/273 Esas, 2021/28 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 15/03/2022 tarihli ve 2021/1352 Esas, 2022/419 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 11/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.
Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ....’ın, 979 ada 38 parseldeki 9 no.lu bağımsız bölümünü davalı ...’e, 10 no.lu bağımsız bölümünü diğer davalı ...’ye 09/08/1999 tarihinde satış suretiyle; aynı taşınmazdaki 4, 5 ve 6 no.lu bağımsız bölümlerini ise öteki davalı ...’ye 25/12/2003 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle temlik ettiğini, ayrıca mirasbırakanın 1893 ada 1 parseldeki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 no.lu bağımsız bölümlerini de yine davalı ...’ye 26/12/2003 tarihinde bu kez satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., 1893 ada 1 parselin dava dışı annesinin altınları ile satın alındığını ancak taşınmazın üzerindeki binayı kendisinin yaptırdığını bu nedenle binadaki bağımsız bölümlerin çıplak mülkiyetini temlik aldığını, intifa hakkının ise mirasbırakanda kaldığını, 979 ada 38 parseldeki 4, 5 ve 6 no.lu bağımsız bölümler yönünden bakım borcunu yerine getirdiğini, temliklerde muvazaanın bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
2. Diğer davalılar, ana taşınmazın (979 ada 38 parsel) dava dışı anneleri tarafından satın alındığını, ancak arsa üzerine inşa edilecek binanın parası tedarik edilemeyince inşaatın ailece elbirliği ile yapıldığını, iki kız kardeş olarak kendilerine ait olacak dairelerin parasını karşıladıklarını ve inşaat bitiminde anlaşmaya uygun olarak bağımsız bölümlerin verildiğini, iddiaların gerçek olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/01/2021 tarihli ve 2017/273 Esas, 2021/28 Karar sayılı kararı ile; muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili, muvazaa iddiasının kanıtlanmadığını, davacı tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davalı tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, ıslah dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 15/03/2022 tarihli ve 2021/1352 Esas, 2022/419 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığını, davacı tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davalı tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, davalı ...'nin yurt dışından gönderdiği paralara ilişkin belge dosyada yer almasına rağmen Mahkemece para transferine ilişkin kaydın bulunamadığının belirtildiğini, eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, ıslah dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
3.2.2. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde, bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar hükmüne yer verilmiş, 2022 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 107.090,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda, davacılar ve ayrı ayrı temlikler yapılan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
3.3. Değerlendirme
Davalılar ... ve...'ın temyiz itirazlarının incelemesinde;
3.3.1. Somut olayda, mirasbırakan tarafından, davalı ...'e temlik edilen dava konusu 9 no.lu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri üzerinden (600.000,00 TL) davacıların miras payına (3/20) 90.000,00'er TL, davalı ...'a temlik edilen dava konusu 10 no.lu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri üzerinden (600.000,00 TL) davacıların miras payına (3/20) 90.000,00'er TL isabet etmekle, anılan değerlerin 2022 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Davalı ...'nin temyiz itirazlarına gelince;
3.3.2. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre kararın (IV/3.) no.lu paragrafında yer verilen gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
1. (V/3.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve...'ın temyiz dilekçesinin ayrı ayrı değerden REDDİNE, peşin yatırılan 1.536,97'şer TL temyiz harcının davalılar ... ve...'a ayrı ayrı iadesine.
2. (V/3.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı ...'nin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına, aşağıda yazılı 23.972,96 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına, 11/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.