"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : MARMARAEREĞLİSİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile 657 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 4048,769,770 ve 790 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptal-tescil, 474,567 ve 3356 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bedel isteğinin kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları...'ın mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak paydaşı olduğu 657, 769, 770, 567, 474, 790, 4048 ve 3356 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını oğlu olan davalı ...'a temlik ettiğini, davalı ...'in de 790 parsel sayılı taşınmazı oğlu olan davalı ...'e devrettiğini ileri sürerek, 4048, 770, 769 ve 790 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, 3. kişilere devredilen 567, 657, 3644, 474 parsellerin bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., devirlerin gerçek satış olduğunu, diğer paydaş .....'tan da pay satın aldığını, açılan ortaklığın giderilmesi davasında ihale yolu ile taşınmazları devraldığını, mirasbırakanın da bu nedenle bedeli karşılığında taşınmazları devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2019 tarihli ve 2017/261 E., - 2019/149 K. sayılı kararıyla; temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, 657 parsel sayılı taşınmazın ise davacı ... adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 657 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 4048,770,790,769 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptal-tescil isteğinin kabulüne, 567,3356,474 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bedel isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterince araştırma ve değerlendirilme yapılmadığını, taleplerinin yerine getirilmediğini, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10/12/2019 tarihli ve 2019/1220 E., 2019/1716 Karar sayılı ilâmı ile; dava konusu taşınmazların taraflara ve murise ...'tan intikal ettiği, murisin eşinden intikalen taşınmazlarda 1/4 hisse maliki olduğu, davalı ...'in murisin oğlu, diğer davalının ise torunu olduğu, yine davacı ...'nin murisin kızı, diğer davacının ise torunu olduğu, murisin taşınmaz hisselerini devrettiği 2010-2011 yıllarında 77 yaşında olduğu, yaşına bağlı sağlık sorunlarının mevcut olduğu, tam olarak yürüyemediği ve ölümünden önceki dönemde tamamen yatalak hasta olduğu, murisin davalı oğlunun yanında kaldığı ve ağırlıklı olarak davalının bakım gözetimi altında bulunduğu, davalı ...'in dava konusu babadan intikal eden taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi davası sonucu payları satın almak istediği, ortaklığın giderilmesi davası açıldıktan sonra pay malikleri olan muris ve ...'ın paylarını ihaleden önce devrettikleri, aynı yöntemi 657 parselde davacı ...'nin izlediği, satış bedellerinin düşük olmasının tek başına muvazaayı kanıtlamaya yeterli olmadığı, murisin tedavi ihtiyaç ve giderlerinin olduğu dönemde başkaca sürekli ve düzenli geliri olmadığı düşünüldüğünde ihtiyacının bulunduğu, murisin terekesine başkaca taşınmazların intikal ettiği, davacılarla ilişkisinde sorun bulunmadığı dolayısıyla dava konusu taşınmazlardaki hisselerini bedelsiz olarak mirasçılarından mal kaçırma iradesi ile devrettiği iddiasının toplanan delillere göre davacı tarafça yöntemince ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak, davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 14/09/2021 tarihli, 2020/270 Esas, 2021/3904 Karar sayılı ilamı ile; “Somut olaya gelince, davacıların mirasbırakanın kızı ... ile diğer kızı...'den olma torunu, davalıların ise oğlu ... ve ...'den olma torunu ... olduğu, mirasbırakanın davalı ... ile aynı binada oturduğu ve davalı oğlu ... ile daha yakın bir ilişki kurduğu, dosya kapsamına göre mirasbırakanın terekesinin önemli bir kısmını oluşturan dava konusu taşınmazları satmasını gerektirir ekonomik bir nedeninin olmadığı; her ne kadar, davalı ... tarafından dava konusu taşınmazlar ortaklığın giderilmesi davası ile satılacağı için taşınmazların bedeli karşılığında devredildiği savunulmuş ise de; çekişmeli taşınmazlardaki diğer paydaşların, mirasbırakanın kalan mirasçıları olduğu ve davalı tanığı olarak ifadesi alınan dava dışı mirasçı ...'ın dava konusu 6 parça taşınmazı vekaleten davalı ...'e devrettiği dikkate alındığında, davalı ...'ın davalılar ile işbirliği içerisinde hareket ettiği, bu nedenle beyanına üstünlük tanınamayacağı ve temliklerin kız çocuklarından mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu soncuna varılmaktadır. Diğer taraftan, 657 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından 1/4 payının 30.03.2011 tarihinde davalı ...'e temlik edildiği, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılan ihale ile taşınmazın davacı ... adına tescil edildiği ve eldeki davada 657 parsel yönünden davacıların davalı ...'e devredilen 1/4 paya yönelik olarak bedel isteminde bulunduğu dikkate alınmadan, yerel mahkemece 657 parselin davacı ... adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus, davacılar tarafından istinaf edilmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır.Hal böyle olunca, 4048, 770, 790 ve 769 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal tescil isteminin; 567, 3356 ve 474 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise bedel isteminin kabulüne; 657 parsel bakımından ise, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Kabule göre ise, yerel mahkemece temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile 790 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne; taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verildiği, anılan kararın 790 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalı ... tarafından istinaf edilmediği gözetilmeksizin 790 parsel sayılı taşınmaz yönünden de yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 24/02/2022 tarihli, 2021/2341 Esas - 2022/320 Karar sayılı ilamı ile; bozma ilâmında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile 657 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 4048,769,770 ve 790 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptal-tescil , 474,567 ve 3356 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bedel isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 29.03.2018 tarihli delil listesi ekinde mirasbırakanın İng Bank’a ait hesap kayıtlarının sunulduğunu, Mahkemece banka hesap kayıtlarının celbedilmediğini, satış bedellerinin 07.02.2011 tarihinde mirasbırakan ile dava dışı oğlu ... adına açılan müşterek hesaba yatırıldığını, taşınmazların satış bedellerinin davalı ... tarafından ödendiğini, temliklerden davacıların haberdar olup, mal kaçırmak amacıyla yapılmadığını, mirasbırakanın sürekli davalı ... ve dava dışı kardeşi ... tarafından bakıldığını, hiç bir geliri bulunmadığını, mirasbırakanın bakım ve tedavi giderlerinin dava konusu taşınmazların satış bedelleri ile ödendiğini, mahkemece eksik araştırma yapıldığını, dava dışı kardeş ...’ın beyanlarına itibar edilmemesinin doğru olmadığını, temliklerin mal kaçırma amacıyla yapılmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal-tescil ve bedel isteklerine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanun'un 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kararın (V/2.) no.lu paragrafında yer alan ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine.
6.3.2. Ne var ki, ...nın 297/2. maddesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma kararına uyulduğuna göre bundan sonra Mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2019 tarihli ve 2017/261 E., 2019/149 K. sayılı kararının Bölge Adliye Mahkemesinin 10/12/2019 tarihli ve 2019/1220 E., 2019/1716 K. sayılı kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere yeniden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereği esastan reddine şeklinde hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Ancak anılan bu husus yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi hükmü gereğidir.
VI. SONUÇ:
1) (V/6.3.1.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2) (V/6.3.2.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile; Bölge Adliye Mahkemesinin 24/02/2022 tarihli kararının A fıkrasının ilk cümlesinin tamamen hükümden çıkarılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde iadesine, 12/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.