Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3500 E. 2022/7964 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 667 sayılı KHK ile Hazine'ye devredilen taşınmazların yolsuz tescil edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında dava şartı yokluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 670 sayılı KHK'nın 5. maddesi ve 675 sayılı KHK'nın 16. maddesi uyarınca, olağanüstü hal kapsamında çıkarılan KHK'lar ile kapatılan kurum ve kuruluşlara ait taşınmazların Hazine'ye devri işlemine karşı açılan davalarda dava şartı yokluğu bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

I. DAVA

Davacı, hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında malvarlığı üzerine tedbir konulduğunu ve TMSF'nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, 667 sayılı KHK ile 52 parsel sayılı taşınmazdaki 189/257 payının tamamının ve 59 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 numaralı bağımsız bölümlerinin davalı Hazine'ye intikal ettiğini, anılan dava konusu taşınmazların tamamının kendi adına kayıtlı bulunduğunu, 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan kurumlara aitmiş gibi resen Hazine adına tescil edilmesinin hatalı olduğunu, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, konu ile ilgili İstanbul Valiliği Defterdarlık KHK İşlemleri İl Bürosu'na taşınmazın tescili istekli yapılan başvurusuna olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediğini, 667 sayılı KHK ile davalı Hazine adına tescil edilen dava konusu taşınmazlara ilişkin yolsuz tescil işleminin iptali ile taşınmazların adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, adli yargıda dava açılmasına yasal olanak bulunmadığını, eldeki davada idari yargının görevli olacağını, kendisine kayyım atanan davalının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, dava konusu taşınmazların OHAL kapsamında Hazine adına tescil edildiğini, yolsuz tescil iddiasının tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 12.04.2018 tarihli ve 2017/346 E., 2018/179 K. sayılı kararıyla; İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin 2017/236 Değişik İş sayılı kararı ile davacının malvarlığı üzerine tedbir konulduğu, malvarlığı idaresine ilişkin kayyım atandığı, dolayısı ile davacının dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12/07/2019 tarihli 2018/1729 E., 2019/1129 K., sayılı kararıyla; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıya atanan kayyımlarca verilen vekaletname ile işbu davanın açıldığı, davacı tarafın aktif dava ehliyeti bulunduğu, ancak dava konusu yapılan davalı Hazine adına tescilin dayanağının İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Dairesi Başkanlığı'nın 08.11.2016 tarihli Üsküdar Tapu Müdürlüğü'ne gönderilen yazısı olup idari işlemin geçerliliğini koruduğu, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 16. maddesi, yine 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 07.12.2020 tarihli ve 2019/3819 E., 2020/6488 K. sayılı kararıyla;“...Harçlar Kanunu'nun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, harcın tamamlanması halinde davaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.02.2022 tarihli ve 2021/178 E., 2022/257 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların Hazine adına tescilinin dayanağı İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığının 08.11.2016 tarihli Üsküdar Tapu Müdürlüğüne gönderdiği yazı olduğu, idari işlemin geçerliliğini koruduğu, davacının yolsuz tescil iddiasının dinlenemeyeceği, 29.10.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesindeki 15.08.2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5'inci maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ve tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

1. Davacı vekili,Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, dava konusu taşınmazların 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK'lar kapsamında olmadığını, şahsi mal statüsünde olduğunu, müvekkilinin aktif dava ehliyeti bulunduğunu, yolsuz tescil işleminin düzeltilmesini talep edenin kayyım olduğunu, vekil olarak tarafına kayyım heyeti tarafından vekaletname verildiğini, müvekkilinin malvarlığına İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin 12.01.2017 tarih ve 2017/236 D.İş sayılı kararı ile tedbir konulduğunu ve malvarlığının idaresi konusunda TMSF'nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, davaya konu olan yolsuz tescilin 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname dayanak alınarak yapıldığını, davaya konu taşınmazların müvekkilinin şahsi malları olup kapatılan şirketlerle ilgisi bulunmadığını, kapatılan kurum ve kuruluşların sadece kiracılıktan gelen şahsi hakka sahip olduklarını, davalı İdarenin de hatasını kabul ettiğini, yine, aynı şekilde 667 sayılı KHK kapsamında müvekkiline ait İstanbul İli, ... İlçesi, .... Mahallesinde bulunan tapunun ... Ada, ... Parsel sayılı taşınmazın da Hazine adına tescil edilmesi üzerine, davalı idareye yapılan başvuru sonucunda, idarenin açık hatasını kabul ettiğini ve İstanbul Valiliği Defterdarlık KHK İşlemleri Bürosu'nun 21.12.2017 Tarihli, 78533385-300-180623 Sayılı kararı ile müvekkiline ait taşınmazı iade ettiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili, lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek kararın düzeltilerek onanmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 670 sayılı KHK’nın;

5. Maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık);her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir....

(3) Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde devralınan varlıklar için de uygulamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

… 670 sayılı KHK 7091 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun ile kanunlaşmıştır.

675 sayılı KHK’nın;

16. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” 675 sayılı KHK 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile kanunlaşmıştır.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere (V/3.2) no.lu parağrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (V/3.) nolu paragrafta yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kesin olmak üzere 08.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.