"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/526 E., 2021/738 K.
HÜKÜM : Karar Verilmesine Yer Olmadığına-Açılmamış Sayılmasına-Ret
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın onanmasına- bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı dava dilekçesinde; ... ada 11 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanından intikal ettiğini ve 50 yılı aşkın bir süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile arsa ve bostan tarımı yaparak zilyet ettiğini, dava konusu taşınmazın köylerinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak kardeşi olan davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş; 21.11.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle 157 ada 10,12 ve 19 parsel sayılı taşınmazların dava konusu olduğunu, tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemiştir.
2.Birleştirilen davada davacı dava dilekçesinde; ... ada 10,12 ve 19 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanından intikal ettiğini ve 50 yılı aşkın bir süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile zilyetliğini sürdürdüğünü, taşınmazların köylerinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak kardeşi olan davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemiştir.
3.Asli müdahil, dilekçesinde; dava konusu taşınmazların mirasbırakanından kendisine ve kardeşlerine kaldığını kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak kardeşi olan davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; taraflar arasında terekenin taksim edildiğini, kadastro tespitinin doğru olduğunu, taşınmazları fiili olarak kullandığını, davacıyı taşınmazına el attığı için şikayet ettiğini, şikayeti nedeniyle kötü niyetli olarak dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.11.2015 tarihli ve 2013/403 E. 2015/811 K. sayılı kararı ile; asıl davada davacı ...'nin, mirasbırakan ...'ın mirasçısı olduğunu, dayısına evlatlık verildiğini idda etmiş ise de veraset ilamına göre mirasçı olmadığı gerekçesiyle aktif husumet nedeniyle asıl davanın reddine; mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmazların mirasbırakan ...'dan intikal ettiği, davacılar şehir dışında oldukları için davalı adına tespit gördüğü, mirasçılar arasında paylaştırma yapılmadığı gerekçesiyle birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Onama - Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davacı ... vekili ve asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2019 tarihli ve 2016/4082 Esas, 2019/1423 Karar sayılı kararıyla; “...davacı ...'nin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına,... davacıların çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakanları ... ...'tan intikal ettiği ve taksim yapılmadığı iddiasına dayanmış oldukları ve davalı ...'ın ise taşınmazların taksim edildiği savunmasında bulunduğu göz önüne alınmak suretiyle Mahkemece çekişmeli taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri huzuruyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime geçtiği, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından intikal olup olmadığı, kök mirasbırakandan kalmış ise tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile kök mirasbırakan terekesinin paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, terekeye dahil olup da dava konusu olmayan taşınmazlar olması halinde bu taşınmazların kime isabet ettiği olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların ve varsa mirasçılara verilen taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Ayrıca davacılar vekili dava dilekçesi ile 157 ada 14 parsel sayılı taşınmazı davaya konu etmemiş, bu parsele yönelik olarak harcı yatırılmak suretiyle ayrı bir dava açmamış, yargılama sırasında 27.03.2014 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile bu parseli de davaya konu ettiklerini beyan etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2011 tarih, 2011/1-364 Esas ve 2011/453 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ıslahla kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olup dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Bu durum karşısında 157 ada 14 parsel sayılı taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yargılaması devam eden bir dava içerisinde ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesi mümkün bulunmayan bu parsel yönünden de dava açıldığı kabul edilerek esas hakkında karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de hüküm yerinde veraset ilamına atıf yapılmaksızın ve kimin adına hangi payla tescil kararı verildiği belirtilmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması ve mirasçı ... ...'ın, çekişmeli taşınmazlardan 157 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki miras payını davalı ...'a devrettiğini beyan etmesine rağmen bu pay hakkında adı geçen mirasçının beyanı doğrultusunda hüküm kurulmaması dahi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile..." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Onama - Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile; bozma kapsamı dışında kalan asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına; asli müdahil tarafından takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına, dava konusu edilmeyen 14 parsel sayılı taşınmazın ıslah talebi ile davaya konu edilemeyeceği gerekçesiyle bu parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, birleştirilen dava yönünden; bozma kararı sonrası keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ...'ın beyanına göre dava konusu taşınmazların eskiden bir bütün olduğu, mirasçıların aralarında paylaştığı, 12 ve 19 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'e düştüğü, 10 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı mirasçı ...'e kaldığı ancak ...'in taşınmazı...'e sattığını beyan ettiği, tanık olarak dinlenen dava dışı mirasçı ...'in bu beyanları doğrulayıp 10 parsel sayılı taşınmazı kardeşi olan davalı ...'e sattığını beyan ettiği, tanık ... ...'ın taraflara intikal eden taşınmazların paylaştırıldığını, 10 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından...'e satıldığını beyan ettiği, davacı tanığı ...'ın bozma kararı öncesi beyanında tarafların taksim yapmadıklarını ancak bozma kararından sonraki beyanında taksim yapıp yapmadıklarını bilmediğini beyan ettiği, beyanlar arasında çelişki oluştuğundan itibar edilemeyeceği, davacının keşifte ibraz ettiği mirasçı ...'a ait satış senedi incelendiğinde mirasbırakan ...'dan intikal eden taşınmazların paylaşımı sonucu kendisine düşen taşınmazı diğer mirasçı ...'e sattığını belirttiği, dinlenen mahalli bilirkişi, tanık, dava dışı mirasçı beyanı, senet içeriklerine göre dava konusu 12 ve 19 parsel sayılı taşınmazların miras paylaşımı sonucu davalıya kaldığı, 10 parsel sayılı taşınmazı dava dışı mirasçı ...'den satın aldığı gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece bozma kararının gereği yerine getirilmediğini, taraflar arasında miras paylaşımı yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulmadığını, taksimin sadece erkek kardeşler arasında yapıldığını, kız kardeşlerin taksimde olmadıklarının sabit olduğunu, kız kardeşlerin haklarının yok sayıldığını, karara karşı temyiz hakları da olmadığını, kız kardeşlere taşınmaz verilip verilmediğinin araştırılmadığını, davanın terekeye yönelik açıldığını bu nedenle 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden de esastan inceleme yapılması gerektiğini, dava dışı mirasçı ...'in taksim yapılmadığına dair beyanı olduğunu, davalı adına kayıtlı taşınmazların davacılara ait taşınmazlardan 2-3 kat fazla olduğunu, bu durumun dahi paylaştırma yapılmadığını ispatladığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...