Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3631 E. 2022/7045 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılığın gizlenmesi (ketmi verese) nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, iptal edilen veraset ilamı yerine geçecek yeni veraset ilamı veya miras paylarının tespiti olmadan hüküm kurulup kurulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının mirasçılığı kesinleşen veraset ilamının iptali davası ile sabit olsa da, iptal edilen veraset ilamına göre oluşan yeni mirasçıların kimler olduğu ve miras paylarının ne kadar olduğu belirlenmeden, davacının tapuda hangi oranda pay sahibi olduğunun tespit edilemeyeceği ve bu nedenle davalılar lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 1782 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan...’in 15.11.1989 tarihinde öldüğünü, ...mirasçılarından ...’in de 22.12.2007 tarihinde ölümü ile kendisinin de ...mirasçısı haline geldiğini, henüz kendisi mirasçılık sıfatını kazanmadan önce davalılar tarafından Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/77 Esas sayılı dava dosyasında verilen veraset ilamı esas alınarak 218, 1153, 1325, 2228, 2794, 3018, 3309, 393, 1782, 1694, 2229 ve 1204 parsel sayılı taşınmazların intikalinin davalılar adına yapıldığını, Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/2536 Esas, 2008/2520 Karar sayılı kararı ile kendisinin de mirasçı olduğunun saptandığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 218, 1204, 2229 parsel numaralarında sehven hata yapıldığı, 218 parselin 718, 1204 parselin 1209, 2229 parselin 2261parsel sayılı taşınmazlar olduğu beyan edilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., davacı ile baba bir, anneleri ayrı olmak üzere kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazların annesi .....’ten miras kaldığını, babasının ilk eşi .....’tan olma çocuğu olan davacı ...’in mirasçı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 1782 parsel sayılı taşınmazın ..... tarafından üçüncü kişiye satıldığı, .....’ın bu taşınmazda mirasçı sıfatıyla malik olmadığı, diğer taşınmazların ise davacı ...’in mirasçı gözükmediği veraset ilamı esas alınarak intikal işlemlerinin yapıldığı, davacı ...’in mirasbırakanı .....’den gelen miras haklarının ketmedildiği gerekçesiyle 1782 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 30/10/2013 tarihli ve 2013/11008 E., 2013/14694 K. sayılı kararıyla; “ miras bırakan.....'a ait birbiriyle çelişkili iki veraset ilamı ortaya çıkmasına rağmen Mahkemece bu çelişki giderilmeden davacı tarafından ibraz edilen veraset ilamına itibar edilerek sonuca gidilmiştir.Hâl böyle olunca, davacıya, intikale esas alınan muris .....'ye ait mirasçılık belgesinin iptali için dava açmak üzere süre verilmesi, dava açtığı takdirde 6100 s. HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici sorun yapılması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17/02/2022 tarihli ve 2014/53 E., 2022/143 K. sayılı kararıyla; davacı ve davalıların baba bir anne ayrı kardeş oldukları, ortak miras bırakanları ....'ın 15.11.1989 tarihinde, .....’ın eşi .....'nin 18.8.2006 tarihinde, .... ve .... kızı .... ise 22.12.2007 tarihinde öldüğü, davalıların anneleri .... ve kardeşleri .....'den intikal eden 13 adet taşınmazı adlarına tescil ettirdikleri, intikale esas alınan Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/413 E-399 K sayılı .... ait mirasçılık belgesi ve .... ait mirasçılık belgelerine göre mirasçılar arasında yer almayan davacı ...'in, Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.2008 tarihli ve 2008/2536 Esas - 2520 Karar sayılı kararı ile kendisinin de ...nin mirasçısı olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, 12 adet taşınmazla ilgili olarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, bekletici mesele yapılan dosyada Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/502 Esas, 2008/493 Karar sayılı veraset ilamının iptaline karar verildiği ve verilen kararın 29/07/2021 tarihinde kesinleştiği, hatalı olarak düzenlenmiş olan veraset ilamının iptal edildiği, Mahkemece verilen ilk hükmü davacının temyiz etmeyip, sadece davalı tarafın temyizinin bulunduğu, bu nedenle usuli kazanılmış hakların dikkate alındığı, verilen ilk kararın hatalı olmayan, yani iptal edilmeyen veraset ilâmı esas alınarak kurulduğu gerekçesiyle 1782 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının mirasbırakan...’in ilk eşi olan ...’ten olma oğlu olduğunu, ...’in vefat etmesinden sonra...’in ... ... ile evlendiğini, davacı ...’in davalının baba bir, anne ayrı kardeşi olduğunu, davacının ... ...’in mirasçısı olmadığını, ancak dava konusu taşınmazların ... ...’ten intikal ettiğini, hiç bir zaman ... ’ın mülkiyetine geçmediğini, mirasbırakan ...’nin eşi ...’dan 6.000,00 TL karşılığında dava konusu taşınmazlardaki payların davalılarca satın alındığını, ...’den gelen payların satış yolu ile davalılara geçtiğini, davalının iyi niyetli olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil (ketmi verese) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.2. Hemen belirtilmelidir ki; ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ve davalıların baba bir-anne ayrı kardeş oldukları, ortak mirasbırakan ...'ın 15.11.1989 tarihinde ölmesi üzerine 12.4.2004 tarihli miras taksim sözleşmesi ile babalarından intikal eden 5 adet taşınmazı aralarında paylaştıkları, ...’ın ikinci eşi ...'nin 18.8.2006 tarihinde, ... ve ... kızı ...nin ise 22.12.2007 tarihinde öldüğü, davalıların anneleri ... ve kardeşleri ...den intikal eden 13 adet taşınmazı adlarına tescil ettirdikleri, intikale esas alınan Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/413 E-399 K sayılı ...ye ait mirasçılık belgesi ve ...'ye ait mirasçılık belgelerine göre mirasçılar arasında yer almayan davacı ...'in Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.2008 tarihli ve 2008/2536 Esas - 2520 Karar sayılı ilamı ile kendisinin de ...nin mirasçısı olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, 12 adet taşınmazla ilgili olarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, Mahkemece davacının sunduğu Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.2008 tarih, 2008/2536 Esas - 2520 Karar sayılı kararına itibar edilerek hüküm kurulduğu, Dairece; “... Miras bırakan .......'a ait birbiriyle çelişkili iki veraset ilamı ortaya çıkmasına rağmen, Mahkemece bu çelişki giderilmeden davacı tarafından ibraz edilen veraset ilamına itibar edilerek sonuca gidilmesinin doğru olmadığı, davacıya, intikale esas alınan muris ...ye ait mirasçılık belgesinin iptali için dava açmak üzere süre verilmesi, dava açtığı takdirde 6100 s. HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici sorun yapılması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulduğu, Mahkemece Daire bozma kararından sonra, davacı tarafça intikale esas alınan Afyonkarahisar 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/502 Esas,2008/493 Karar sayılı veraset ilâmının iptali için dava açıldığı ve Afyonkarahisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/906 Esas, 2017/177 Karar sayılı kararı ile, Afyonkarahisar 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/502 Esas, 2008/493 Karar sayılı verasat ilâmının hatalı olduğu gerekçesi ile iptaline karar verildiği, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

6.3.2. Hemen belirtilmelidir ki, hasımlı olarak görülüp sonuçlandırılan verasetin iptali davası ile intikale esas mirasçılık belgesinin iptal edilmesi ve davacının, mirasbırakan ... ...’in mirasçısı olduğunun sabit olması karşısında dava konusu 1782 parsel sayılı taşınmaz dışındaki diğer taşınmazlar yönünden ketmi verese olgusunun kanıtlandığı saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.

6.3.3. Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/906 Esas, 2017/177 Karar sayılı kararı ile intikale esas alınan Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/502 Esas, 2008/493 Karar sayılı veraset ilamının hatalı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, ancak hükümde iptal durumuna göre ... mirasçılarının kimler olduğu ve miras payı oranlarının gösterilmediği, davacı tarafından sunulan Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.2008 tarihli ve 2008/2536 Esas-2520 Karar sayılı veraset ilâmında da ... mirasçılarının paylarının hatalı olarak tespit edildiği, buna göre anılan bu veraset ilamı uyarınca da işlem yapılamayacağı tartışmasızdır.

6.3.4. Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...’nin annesi olan ...’den intikal ettiği gözetilerek, davacıya kesinleşen verasetin iptali kararı ile oluşan duruma göre; davacının mirasbırakan ...’den gelen mirasçılığını gösterir veraset ilâmı alması için süre verilmesi, oluşacak duruma göre; gerektiğinde dava konusu taşınmazlarda davacı adına tescil edilecek pay oranlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, hangi pay oranına göre tescil kararı verildiği denetlenemeyecek şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

6.3.5. Kabule göre de; davacının çekişmeli taşınmazlardaki ketmedilen miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalılar üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, davalılar adına olan tapu kaydının tamamının iptaline karar verilerek, davalılar yönünden yeniden tescil hükmü kurulması da isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.