"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 7977 ada 1 ve 7958 ada 1 parsellerin paydaşı olduğunu, taşınmazlarda inşaat yapmak için inşaat ruhsatı almak istediğini, şartları yerine getirmesine rağmen davalı ... Belediyesinin inşaat ruhsatı vermediğini, inşaat ruhsatı almak için Muratpaşa Belediyesi Encümen kararı gereği 7977 ada 1 ve 7958 ada 1 parsellerdeki payını imar planında semt spor sahası ve okul yapılması koşuluyla Muratpaşa Belediyesine şartlı olarak hibe ettiğini, bağışlama koşulunun davalı idare tarafından yerine getirilmediğini, encümen karan gereği dava konusu taşınmazlardaki arsa paylarını kamu yararı şartı ile okul ve spor sahası yapılmak üzere Antalya Muratpaşa Belediyesine hibe ettiğini, bağış koşulunun yerine getirilmediğini ileri sürerek dava konusu 7977 ada 1 ve 7958 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda hibe ettiği payların tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, 7977 ada 1 parselin ilk olarak Antalya Belediye Meclisi'nin 11.03.1987 tarihli ve 93 sayılı kararı ile onanan imar planında "Sağlık Ocağı" kullanımlı olarak planlandığını, daha sonra imar uygulamasına esas Mülga Antalya Belediye Meclisi'nin 04.10.1991 tarihli ve 315 sayılı meclis kararı ile onanan planlar ile anılan parsele "Semt Spor Sahası" kullanımının getirildiğini, Muratpaşa Belediye Meclisinin 07/11/1994 sayılı kararıyla parselin bir kısmında “Trafo” alanı ayrıldığını, yürürlükteki 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında söz konusu parselin bir kısmı "trafo" bir kısmı ise "Semt Spor Sahası" kullanımında olduğunu, yine dava konusu olan 7958 ada 1 parselin ilk olarak mülga Antalya Belediyesi Meclisince 11.03.1987 tarihinde ve 93 sayılı kararıyla onanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile "Lise" kullanımlı olarak planlandığını, son olarak 7958 ada 1 parselin yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planını oluşturan planların mülga Antalya Belediye Meclisi'nin 04.10.1991 tarihli ve 315 sayılı kararı ile onanan planlar olduğunu, davacı yanın tapu iptal tescil talebinin yasal koşulları oluşmadığını, bağıştan dönmeye ilişkin irade beyanının 1 yıllık süre içerisinde yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bağış koşulunun 7958 ada 1 parselin imar planında lise olarak 7977 ada 1 parselin semt spor sahası olarak kullanılması olduğu, bağış koşulunun davalı tarafça bilindiği ve kabul edildiğinin gelen kayıtlardan anlaşıldığı, yapılan keşif ile dava konusu taşınmazların bağış amacına uygun bir şekilde kullanılmadığının saptandığı, dava konusu taşınmazların üzerinde semt spor sahası ve okul bulunmadığı, bağışla ilgili koşulun davalı ... tarafından yerine getirilmediği, davalının bağışlama koşulunu haklı bir sebeple icra edemediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 1 yıllık hak düşürücü süreyi geçerek zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın hangi koşulla ve hangi amaca ilişkin dava konusu taşınmazda yer alan hissesini bağışladığını dahi ispat edemediğini, bağışlama işleminin koşullu kabul edilse dahi bağıştan dönmenin yasal koşullarının oluşmadığını, dava konusu 7958 ada 1 parsel üzerine bugüne dek lise yapılmamasının haklı gerekçelerinin bulunduğunu, kaldı ki, lise yapmanın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkisinde olduğunu, müvekkili idarenin sorumluluğu ve yetkisi bulunmadığını, müvekkili idarece dava açılmasına sebebiyet verilmediğini, bu yönüyle taraflarına yükletilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kararın doğru olmadığını, hibeye ait bir encümen kararının bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ...’nın 05/06/1997 tarih ve 701 sayılı Encümen Kararına istinaden imar planında okul alanı, park, semt spor sahası, kreş, pazaryeri vb. umumi hizmete ayrılan uygulama alanlarındaki mülkiyet sahipleri adına şuyulandırılan payların davalı ...’ye amacında kullanılmak üzere hibe edildiği ve bağışın koşula bağlandığının sabit olduğu,temlik tarihinden itibaren taraflarca kararlaştırılan koşulun yerine getirilmediği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 297/1. maddesi gereğince geri alma hakkının süresi yönünden, öğrenme olgusunun daha önce gerçekleştiği davalı tarafça iddia ve ispat edilmediği, rücu koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davalının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, temlikin koşulsuz bağış niteliğinde olduğunu, işlemin şerhe bağlı olarak yapıldığına dair herhangi bir kaydın mevcut olmadığını, Kamulaştırma Kanunu’nun 35. maddesine göre malikin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerlere ilişekin olarak eski maliklerin mülkiyet iddiasında bulunamayacaklarını, dava konusutaşınmazların birden çok paydaşı olduğunu, imar planında belirtildiği haliyle taşınmaz üzerine semt spor sahası ve lise inşa edilmesinin bu aşamada mümkün olmadığını, “lise” yapma yetkisinin dava dışı Milli Eğitim Bakanlı’ğında olduğunu, hibeye ilişkin bir encumen kararı da olmadığını, bilirkişi raporunda saptanan değere yaptıkları itirazlarn değerlendirilmediğini, ek rapor alınmaksızın karar verildiğini, nisbi harç ve vekalet ücretinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241., TBK'nın 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK nın 244/3. ve TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK.nın 246. ve TBK.nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
Öte yandan, TBK.nın 297. maddesine göre; bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir.
Bağışlayan bir yıllık süre dolmadan ölürse, geri alma ... mirasçılarına geçer ve mirasçıları bu sürenin sona ermesine kadar bu ... kullanabilirler. Bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilirler.
2. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. ve 30. maddeleri uyarınca, taşınmazın aynına taalluk eden davalarda dava değerinin taşınmazın değerine göre belirleneceği, dava değerinin belirlenmesinde, taşınmazdaki dava konusu davacı payının, dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı, takdir edilecek vekalet ücretinin de belirlenen bu değer üzerinden hesaplanması gerektiği açıktır.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda; davanın kabulüne karar verilerek, 7977 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı 1612/19200 payı ile 7958 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı 564/19200 payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş olup, davacının 7977 ada 1 parseldeki 15/5/1998 tarihinde bağışladığı 1612/19200 payın keşfen saptanan dava tarihindeki değerinin 1.554.254,13 TL, 7958 ada 1 parselde aynı akitle bağışladığı 564/19200 payın dava tarihindeki değerinin 859.430,25 TL olarak keşfen saptandığı gözetildiğinde toplam 2.413.684,38 TL değer üzerinden harca ve davacı lehine nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, dava konusu olmayan 7977 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 74/2400 payın değeri de dava değerine eklenerek fazla harç ve vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
3. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2.) ve (3.) bentleri hükümden tamamen çıkarılarak yerlerine (2.) bent olarak “2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 164.878,77-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 50.967,42-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 113.911,35-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,”ve (3.) bent olarak “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden karar tarihinde yürülükte olan A.A.Ü.T uyarınca 107.271,31-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlelerinin yazılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.