"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12/10/2021 tarihli ve 2021/363 Esas, 2021/495 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 968 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 no’lu bağımsız bölümün hile ile tapusunun davalı adına devrinin sağlandığını, satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında davacının kısıtlanması üzerine davacı vasisi (velisi), dava konusu taşınmazın tapuda ...'ya devir tarihinde davacının ehliyetsiz olduğunu, husumetin hatalı olarak Tapu Müdürlüğüne yöneltildiğini bildirerek, davayı ...'ya yöneltmiştir.
II. CEVAP
Davalı Tapu Müdürlüğü, davanın husumetten reddini savunmuş; dahili davalı ... ise satış tarihinde davacının fiil ehliyetini haiz olduğunu, satış bedelinin ödendiğini, paranın iadesi halinde taşınmazı geri verilebileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEMENİN İLK KARARI
Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/06/2015 tarihli ve 2012/122 Esas, 2015/166 Karar sayılı kararıyla; davalı Tapu Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı ... yönünden ise iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vasisi (velisi) vekili temyiz etmiştir.
2. Temyiz nedenleri
Adli Tıp Kurumu raporu ile davacının vasisinin davayı takip yetkisi kalmadığını, gerçek değeri 150.000 TL olan taşınmazın resmi senede göre 38.500 TL bedelle satışının yapıldığını ve bu bedele davalının itiraz etmediğini, gabin koşullarının oluştuğunu, tanık beyanlarıyla da bu hususun ispatlandığını, hata ve hile iddialarının değerlendirilmesi yönünde davacıya imkan tanınması gerektiğini, hata ve hile koşullarının bulunup bulunmadığı konusunda bir karar verilmesi gerektiğini, davalı ile birlikte hareket eden dava dışı ...’un davacıyı kandırdığını, dava dışı... plaka sayılı hiçbir işe yaramayan 1991 model Kartal marka aracın davacı tarafından satın alınmış gibi gösterildiğini, bu şekilde taşınmaz satışındaki hilenin gizlenmeye çalışıldığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Birinci Bozma Kararı
Dairenin 19/04/2017 tarihli ve 2017/387 Esas, 2017/2039 Karar sayılı kararıyla; “...akit tarihi itibariyle davacının fiil ehliyetini haiz olduğu belirlenerek ehliyetsizlik iddiası bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. ...davada ileri sürülen aldatma (hile) iddiası yönünden; davacı hakkında alınan tüm sağlık raporları, dinlenen tanık beyanlarından davacının kandırılmaya yatkın olduğu saptanmış olup, dava konusu taşınmazın değerinin tespit edilmesi, bedelin ödenip ödenmediği, davacının irade fesadına uğratılıp uğratılmadığı ve satışa ilişkin bilgileri yönünden gerekirse tanıkların tekrar dinlenilmesi, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle (III.) numaralı paragrafta yer alan karar bozulmuş; bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.
4. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/02/2020 tarihli ve 2018/335 Esas, 2020/38 Karar sayılı kararıyla; davalı Tapu Müdürlüğü yönünden verilen ret kararı ile ehliyetsizlik iddiası yönünden verilen ret kararının kesinleştiği; hile iddiasının ise ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
5. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Temyiz Nedenleri
Satış tarihi itibarıyla belirlenen değerin düşük olduğunu, davalı ...’in, Sincan Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/21975 Sor. Sayılı dosyasında, dava konusu taşınmaz için 60.000 TL istenildiğini, 55.000 TL’ye anlaşıldığını beyan ettiğini, bu durumun da hileyi ortaya koyduğunu, hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiğini, tanıkların zaten böyle bir satışı bilseler engel olacaklarını, davalı ile davalının birlikte hareket ettiği kişinin, davacının ailesiyle görüşmesine mani olduklarını, davacının kandırılmaya müsait birisi olduğunu tanıkların söylediklerini, satış bedeli ödenmediğinin kanıtlandığını, davacının satış tarihinden sonra araç edindiğine ilişkin gerekçenin de yerinde olmadığını, dava dışı aracın plakasının davalı tarafından duruşmada söylenmesinin bile hileli satışın gizlenmesine yönelik bir araç devri olduğunu gösterdiğini, ölen tanık Elif Sucu’nun yerine bildirilen tanık Rasime Aşut’un dinlenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
7. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 24/05/2021 tarihli ve 2021/1655 Esas, 2021/2738 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda davacının hukuki ehliyeti haiz olduğu belirlenmiş ise de, aldatılmaya müsait olduğu, kendisi ve ailesinin oturduğu tek taşınmazını satmasını gerektirecek makul bir nedenin olmadığı, davacı tanıklarının beyanlarında taşınmaz bedelinin ödenmediğinin belirtildiği, yine davacının almış olduğu aracın değeri ile taşınmazın değeri arasında kıyaslanamayacak ölçüde fark bulunduğu gözetildiğinde, davacının aldatılmak suretiyle taşınmazını devrettiği sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.” gerekçesiyle (IV/4.) numaralı paragrafta yer verilen karar bozulmuş; bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.
8. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/10/2021 tarihli ve 2021/363 Esas, 2021/495 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulü ile davalı ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
9. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
10. Temyiz Nedenleri
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın önce reddine karar verildiğini ancak son bozmadan sonra aksi kanaat oluşturacak hiçbir delil bulunmadığı halde davanın kabulüne karar verildiğini, Adli Tıp Kurumu raporlarına göre davacının fiil ehliyetini haiz olduğunun saptandığını, Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 14/07/2020 tarihli ek karar ile davacının kısıtlılık halinin de sonlandırıldığını, dava konusu taşınmazın satış tarihi itibarıyla değerinin 40.000 TL, pazarlık yapılır ise 38.800 TL olduğunun keşfen saptandığını, davalının da bu taşınmazı zaten 38.500 TL bedelle satın aldığını, bedel konusunda aşırı yararlanma bulunmadığını, kararın dosya kapsamıyla bağdaşmadığını, hukuka olan güveni sarsacak bir karar olduğunu, son bozmadan sonra dosyaya herhangi bir yeni delil girmediğini, iddianın ispatlanamadığını, davalının dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, her malikin taşınmazında dilediği gibi tasarruf edebileceğini, satış bedelinin ödendiğinin resmi senetle sabit olduğunu, resmi senedin aksinin tanık beyanlarıyla ispatlanamayacağını, davacının satın aldığı araç ile dava konusu taşınmazın değerleri arasında fark olduğu gerekçesinin de dosya kapsamıyla bağdaşmadığını, hilenin koşullarının oluşmadığını, kötüniyetli olarak açılan davanın reddi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
11. Gerekçe
11.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki ehliyetsizlik ve aldatma (hile) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup; Mahkemece, (IV/7.) numaralı paragrafta yer alan ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda aldatma (hile) olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
11.2. İlgili Hukuk
Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere, taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
11.3. Değerlendirme
(IV/7.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.049,30 TL bakiye onama harcının davalı ...’dan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.