Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3820 E. 2024/1823 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Nehir yatağının değişmesi sonucu oluşan arazinin tapuya tescili davasında, Hazine'nin mülkiyet hakkına dayanarak davanın reddini istemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, nehir yatağının değişmesiyle oluşan arazinin davacılar tarafından imar ve ihya edildiği gerekçesiyle tescile hükmedilmiş ise de; taşınmazın niteliği, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, taşınmazın nehrin etki alanında kalıp kalmadığı, imar ve ihyanın başlangıç ve bitiş tarihleri, yirmi yıllık zilyetliğin niteliği gibi hususların araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/337 E., 2022/91 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli 2016/13880 Esas 2020/2166 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesinde 1951 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, sınırları dava dilekçesinde gösterilen yaklaşık 45 dönümlük yerin Menderes Nehir yatağında kalması nedeni ile tahdit dışı bırakıldığını, bu kısmın daha sonra nehrin yatak değiştirmesi sonucu tarla haline geldiğini ve taşınmaza davacıların uzun süredir zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu kısımların davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılardan Hazine vekili, Germencik ... vekili ve ... vekili ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde ve yargılama sırasında özetle; dava konusu yerin dere yatağı ve taşkın saha içerisinde kalan özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Germencik Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2016 tarih ve 2004/326 Esas 2016/509 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne 20.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 5.123,89 m2 lik yer ile (C) harfi ile gösterilen 3.987,25 m2 lik yerin davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... ... vekili ve davalı ... ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay ( Kapatılan ) 16. Hukuk Dairesinin 22.06.2020 tarih ve 2016/18141 Esas 2020/2133 Karar sayılı kararı ile; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması ile Koçarlı Belediyesi hakkındaki davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti çalışmaları sırasında Menderes Nehri'nin geçmesi nedeni ile tescil harici bırakıldığı ancak daha sonra Menderes Nehrinin yatak değiştirdiği, davacılar tarafından taşınmazın imar ve ihya edilmek sureti ile tarım arazisi niteliğine kavuşturulduğu, davacı tarafından 20 yılı aşkın bir süredir aralıksız ve nizasız malik sıfatı ile zilyet edildiği, taşınmazın orman ile bir ilgisi olmadığı, TMK 713 üncü madde ve 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 inci maddelerinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarını oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 5.123,89 m2'lik yer ile (C) harfi ile gösterilen 3.987,25 m2'lik yerin davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TMK 708/1 inci maddesi gereği; “ Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazi Devlete ait olur.” Bu tür taşınmazlar kendiliğinden oluşan taşınmaz niteliğinde olduğundan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir ve bu yerler TMK 713 üncü maddesi kapsamında kazanıma elverişli alanlardan olmadığı, dava konusu yerin Menderes nehrinin yatak değiştirmesi sonucu kendiliğinden oluşan arazi olduğunun anlaşılması halinde TMK 708/1 inci madde hükmü gereği Hazine adına tescili gerektiğini, belli yıl aralıkları ile Menderes Nehri'nde taşkınlar oluştuğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, nehir yatağı

olan taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını,araştırmanın yetersiz olduğunu, nizasız ve fasılasız 20 yıllık kullanım koşulunun oluşmadığını belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kısmen kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; vekil edeni açısından açılan davanın husumet ve taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, Devlet Su İşlerine davanın ihbar edilmesi gerektiğini,kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı, TMK'nın 708/1 inci maddesi gereği taşınmazın zilyetlikle mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kısmen kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

F.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve 17 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri

3. Değerlendirme

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.03.2013 tarih ve 2012/8-869 E. , 2013/375 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi bir yerin imar-ihya ile kazanılabilmesi için öncelikle taşınmazın orman sayılmayan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazilerden olması gerekir. Kamu hizmetine tahsis, hukuken olabileceği gibi fiilen de olabilir. Kamu hizmetine tahsis edilmeyen Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, orman sayılmayan çalılık, makilik ve fundalık gibi topraklar imar ve ihyaya müsait olan yerlerdir. 3402 sayılı Kanunun 16/A maddesinde belirtilen hizmet malları, 16/B maddesinde belirtilen orta malları, yollar, meydanlar ile 16/C ve 16/D maddelerinde belirtilen taşınmazların imar ve ihya ile kazanılması mümkün değildir.

Nitekim, nehir ve çay gibi akarsuların eski (terk edilmiş, metruk) yatakları kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Ancak bu yerlerin koşulları oluştuğu takdirde imar ve ihya ile kazanılması mümkündür. Buna karşılık aktif nehir, çay yatakları etki alanında bulunan yerlerin imar ve ihya ile kazanılması mümkün değildir. (HGK'nın 02.10.1996 gün ve 1996/20-429 E., 1996/643 K.; HGK'nın 18.02.1998 gün ve 1998/4-122 E., 1998/138 K. sayılı ilamları)

... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Menderes Nehir yatağı vasfı ile tescil dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf lehine iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni ile büklüm tipi akarsularından olması dikkate alındığında, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, taşınmazın halen bu niteliğini koruyup korumadığı, Menderes Nehri'nde taşkın olup olmadığı, ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın başlangıç ve tamamlanma tarihleri, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamıştır. Ayrıca taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmemiş, yine tereddüte mahal verilmeyecek şekilde Menderes Nehri'nin hangi tarihlerde yatak değiştirdiği, taşınmazın hangi tarihlerde nehrin etkisine maruz kaldıkları kesin olarak ortaya konulmadığı gibi tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikletaşınmaz bölümünün imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği Germencik ... ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak imar planının onaylı bir örneği ve eki belgeler dosya arasına getirtilmeli; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden taşınmazın sınırında bulunan Menderes Nehri'nde ıslah veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı,nehrin yatak değiştirip değiştirmediği ve nehirde taşkın olup olmadığı hususları sorulmalıdır.

Bundan sonra, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi , 3 kişilik jeolog mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, davacı ya da başkaları tarafından toprak getirtilip doldurulup doldurulmadığı, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, sel baskını olup olmadığı, en son sel baskının ne zaman olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmaz bölümün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya edilip edilmediğini, imar-ihya edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmazın halen nehir yatağı vasfında olup olmadığını belirten, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerinde taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmelidir.

Mahkeme hâkiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.

3 kişilik Jeolog bilirkişi kurulundan zemin incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazın nehir yatağı vasfında olup olmadığı, halen aktif ya da pasif nehir yatağında kalıp kalmadığı,nehir yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve nehrin taşkın sahası kapsamında bulunup bulunmadığı hususlarında kot farkını da gösterir ve önceki raporu irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, nehrin yatak değiştirip değiştirmediği, imar- ihya edilip edilmediği, imar-ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli,bundan sonra ıslah çalışmasının tamamlandığı tarih ile dava tarihi arasında kazanmaya yeterli zilyetlik süresinin geçip geçmediği üzerinde durulmalıdır.

Bundan ayrı; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu Kanun'da yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm göz önünde tutularak davacılar ve miras bırakanları ... adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davaları olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve ekleri ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescil davalarına ait dava dosyalarının ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki sınırlamalar yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Belediyeye iadesine,

Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

05.03.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verildi.