Logo

1. Hukuk Dairesi2022/382 E. 2024/1041 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi imar ve ihya faaliyetlerine dayanarak tapu iptali ve tescil talep edilen taşınmazın mülkiyetinin kimde olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mülkiyetinin daha önce kesinleşmiş bir kadastro mahkemesi kararıyla davalıya tescil edildiği ve davacının kadastro öncesi imar ve ihya iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/258 E., 2021/1143 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Menderes 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/127 E., 2019/555 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı vekili; ... Mevkiinde bulunan 1187 ada 50 parsel sayılı taşınmazın davacının mirasbırakan babası ... tarafından imar ihya edildiğini, babalarının vefatından sonra taşınmazın davacı ile kız kardeşi ... tarafından ortak olarak kullanıldığını, davacının kız kardeşi ...'in 01.03.1971 yılında davalı ... ile evlendiğini, davalının imar ihya ettiği 1187 ada 51 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 1187 ada 50 parseli karıştırdığını, İzmir Kadastro Mahkemesinin 2013/676 Esas, 2015/73 Karar sayılı dosyasında dinlenen tanıkların da bu durumu karıştırdıklarını ve taşınmazın davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek çekişme konusu 1187 ada 50 parsele ait taşınmazın davalıya ait tapusunun iptali ile 1/2 hissesinin davacı adına tapuya tesciline, mümkün olmaması halinde taşınmazın güncel değerinin tespiti ile bu bedel üzerinden 1/2'sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davaya konu taşınmazın İzmir Kadastro Mahkemesi'nin 2013/676 Esas, 2015 /73 Karar sayılı davası ile davalı adına tapuya tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanıkların ifadelerinden taraflar arasında mirasbırakanlar sağken paylaştırma yapıldığı, davalı ile evli olan davacının kız kardeşine dava konusu taşınmazın komşusu olan tapulu yerin verildiği, davalı ve eşinin kendilerine verilen araziye bitişik ve Hazineye ait yeri yıllarca kullandıkları, davacıya ise başka mevkiiden(kalemlik) taşınmaz verildiği, taksimat yapıldığı, kesinleşen mahkeme kararıyla dava konusu yerin mülkiyetinin kazanıldığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, mahalli bilirkişilerin taşınmazın öncesini bilen kişilerden seçilmesi gerektiğini, belirlenmiş olan tüm mahalli bilirkişilerin dinlenmediğini, taraflar arasında miras taksim sözleşmesi yapıldığını ancak çekişme konusu taşınmazın taksim sözleşmesine dahil edilmediğini, davalı adına tespitin hatalı olduğunu, davalı iddiaları ve davalı tanıkların ifadelerinin birbiri ile çeliştiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunu, İzmir Kadastro Mahkemesi'nin 24.02.2015 tarih, 2013/676 Esas, 2015/73 Karar sayılı dosyasında davacının ..., davalının Hazine, birleşen 2013/703 Esas sayılı dava dosyasının davacısının Hazine, davalısının ... olduğu, konusunun 1187 ada 50 parsele ilişkin kadastro tespitine itiraz, şerhin iptali ve tescil talebine yönelik olarak davacı Hazine'nin açmış olduğu şerhin iptali davasının reddine, davacı ... tarafından davalı Hazine aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz ve tescil davasının kabulü ile dava konusu ... ada 50 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla 3897,98 m2 yüzölçümüyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verildiği, Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 16.02.2016 tarih 2015/12688 Esas, 2016/1359 Karar, sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verildiği, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 20.10.2016 tarih, 2016/9702 Esas, 2016/7935 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme isteğinin reddedildiği ve hükmün kesinleştiği, anılan dosyanın güçlü delil teşkil ettiği, taşınmazın davacının mirasbırakanından miras yoluyla kalmadığı, kazandırıcı zamanaşımıyla zilyetlik yoluyla taşınmazın mülkiyetinin kazanıldığının anlaşıldığı, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddelesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...