"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından duruşma istekli ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 29/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat....ile diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve temyiz edilen davalı asil ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ......’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu 5835 parsel sayılı taşınmazdaki payını geri vermesi şartıyla kardeşi olan davalı ...’ye bedelsiz olarak satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, devredilen payın mirasbırakana iadesi için Bakırköy .... Noterliğinin 11.12.2007 tarihli vekaletnamesi ile davalı ...’in dava dışı ...’ye vekaletname verdiğini, ancak daha sonra mirasbırakan ...ile davalı ... arasında tartışmalar yaşandığını ve davalı ...’in iadeye yanaşmayarak taşınmazdaki paylarını muvazaalı olarak davalı ... ve diğer davalı ... ...’e devrettiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, mirasbırakanları tarafından temlik edilen 1/8 payın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek davacıların mirasbırakanı ...’den satın aldığını, daha sonra İstanbul’dan taşındığı için taşınmazdaki paylarını davalılara sattığını, satışın gerçek olduğunu; diğer davalılar ... ve ..., davacılar ile davalı ... arasındaki ilişkiyi bilmediklerini, taşınmazdaki paylarını bedelini ödeyerek satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29/06/2018 tarihli ve 2013/295 E., 2018/454 K. sayılı kararıyla; inançlı işlem iddiasının yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve vekalet ücretine hasren davalılar ... vekili ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; deliller iyi incelenmeden karar verildiğini, aynı mahiyette olan İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/287 E., 2016/59 K. sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verilerek kesinleştiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki 1/8 payını, aleyhine açılan tazminat davası nedeniyle mirasçılardan ve alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla davalı öz kardeşi ...'ye bedel almadan devrettiğini, taşınmazı devralması için belirlediği ...'ye...'in vekaletname verdiğini, bunun delil olduğunu, ...'nün ve diğer tanıkların muvazaalı ve inançlı işlemi doğrular mahiyette beyanda bulunduklarını, tespit edilen bedel ile devir tarihlerinde tapuda gösterilen bedeller arasında fahiş fark olduğunu, davalıların ödeme yaptığına ilişkin belge sunmadıklarını, Mahkemenin ikinci tanık listesi olduğu gerekçesiyle tanıkları dinlememesinin usule aykırı olduğunu, tanık beyanlarının yazılı olarak dosyaya sunulduğunu, ayrıca davalı ...'in kira bedelini almasının muvazaanın kanıtı olduğunu, davalı ...'in hesabına ödemenin 2015 yılının sonuna doğru yapıldığını, oysa devrin 2013 yılında yapıldığını buna ilişkin isticvap taleplerinin dikkate alınmadığını, davalıların malik olmasına karşın kira kontratı, ihtar ve tahliye konularında işlem yapmamalarının düşündürücü olduğunu, davalı ...'e ait dairenin davacı tarafından halen kullanıldığını, faturaların davalılar üzerine olmadığını, kiracılara ait kira kontratları, iş yerlerine ilişkin vergi yoklamaları, kira gelirine karşın davalıların vergi beyanında bulunmamalarının muvazaayı gösterdiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin ıslah edilen değer üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2019/127 E., 2019/736 K. sayılı kararıyla; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davalılar ... ve ...'ın istinaf başvurularının esastan reddine; Bakırköy ..... Noterliğinin 11.12.2007 tarihli vekaletnamesinin inançlı işlemin varlığına ilişkin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, çekişmeli 1/8 payın mirasbırakan ...tarafından inançlı işlem ile davalı ...’e temlik edildiği, mirasbırakandan davalı ...’e temlik edilen çekişmeli 1/8 payın davalı ...’a devredildiği ve davalı ...’ın iyiniyetli olmadığı, diğer davalı ...’e devredilen payın ise mirasbırakandan temliken geçen pay olmadığı gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, davalılar... ve ... yönünden davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Bozma Kararı
Dairenin 10/06/2021 tarihli ve 2019/4231 E., 2021/3230 K. sayılı kararıyla; ''...davacıların inançlı işlem iddiasını yazılı delil ile ispat edemediği, delil başlangıcı niteliğinde bir belge dosyaya sunulmadığı gibi, Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan Bakırköy 9. Noterliğinin 11.12.2007 tarihli vekaletnamesinin de niteliği ve içeriği itibariyle delil başlangıcı niteliğinde olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Ne var ki, davacılar dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olup, Mahkemece davacıların davalı ...’e yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca, davacılara davalı ...’e yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, bu hakkın kullanılıp inançlı işlemin varlığının ispatlanması halinde, diğer davalılar yönünden TMK'nın 1023. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 24/03/2022 tarihli ve 2021/1437 E., 2022/522 K. sayılı kararıyla; davacı vekiline yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, davacı vekilince davalı ...'ye yemin teklif edilmekle, davalı ...'nin yeminli beyanına başvurulduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacıların, davalı ...'ın ve davalı ...'in istinaf başvurularının esastan reddine, yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yemin metninin davalı taraflara tebliğ edilmediğini, yemin metni içerisinde yer alan ve asıl dava konusu olan hususların duruşma sırasında davalı ...'e sorulmadığını, yemin metni içinde açıkça belirtilen hususların tamamlanmadığını, bu konudaki yemin teklifinin değerlendirilmediğini, bozma kararına ilişkin olarak sorulması gereken hiçbir konunun Mahkemece davalıya sorulmadığını ve konunun esası aydınlatılmadan dosyanın karara çıkarıldığını, vekaletnamenin inançlı işlemi yazılı hale getirdiğini, ortada inanç sözleşmesi olduğunu, davalı ...'in kazaya karışan diğer kardeşinin de dava konusu taşınmazda bulunan tüm hissesini hiçbir bedel ödemeden aldığını, sadece mutlak yazılı sözleşme olmadığından bahisle Mahkemece verilen kararın bozulmasının açıkça hukukun en temel ögesi olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına açıkça ters olduğunu, daha önceye dayanan ve dava konusu olay ile hiçbir bağlantısı bulunmayan bir içtihat nedeniyle kararın bozulmasının uygun olmadığını, işbu dava dosyası ile birebir aynı olan ve yine muvazaalı devir ile ilgili olmak üzere davalı ...'in kardeşi olan ...aleyhine İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/287 Esas sayılı dava dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve kabul edilen davanın kesinleştiğini, bu kararın incelenmediğini, dosyaya sunulan resmi vekaletnamelerin, belgelerin, delillerin ve tanık ifadelerinin incelenmediğini ve görülmediğini, bizzat davalı ...'e ait olan ve onun el yazısı ile yazılmış bulunan, devrettiği hisselere ilişkin kira ücretlerini devir tarihi olan 08.02.2013 ve 22.02.2013 tarihinden sonraki tarihlerde de kendisinin belirlediğini, kira ücretlerini kendisinin aldığını gösteren belgeler sunulduğunu, davalı ... tarafından yapılan pay devirlerinin muvazaalı olduğunu, halen taşınmazın zilyetliğinin ve kontrolünün, mülkiyete ilişkin yetkilerin tamamının davalı ...'de olduğunu, davalı ... tarafından kullanıldığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
5.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; ıslah edilen miktar olan 1.064.433,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda belirtilen bir hissenin miktarı üzerinden eksik vekalet ücretine hükmedildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
5.3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava değeri olan 1.064.433,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilerek onanmasına veya davalılar lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar.
Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.
Belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararında uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, yazılı delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.
6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.
6.2.3. Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (V/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (V/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
6.3.2. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma kararına uyulduğuna göre, bundan sonra bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar verilmesi gerekir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14/05/2019 tarihli ve 2019/127 E., 2019/736 K. sayılı kararı ile; Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/06/2018 tarihli ve 2013/295 E., 2018/454 K. sayılı kararının kaldırıldığı ve yeni bir karar verildiği, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararının bozulduğu gözetilerek, bozma kararından sonra, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi yerine geçilerek, yeniden hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekirken, istinaf denetimi yapılır gibi hüküm kurularak; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi ve buradan hareketle istinaf harcına ve istinaf yargılaması sırasında duruşma açıldığından bahisle istinaf vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Harçlar kamu düzenine ilişkin olduğundan, re’sen gözetilmesi gerektiğinden ve değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir. Ne var ki, istinaf vekalet ücretine ilişkin tarafların açıkça bir temyizi bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiş, düzeltme nedeni yapılmamıştır.
6.3.3. Davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre karar tarihi esas alınmak suretiyle vekalet ücretine hükmedilir. Bu nedenle davalılar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin denetime tabi son kararın verildiği tarihteki AAÜT'ye göre belirleneceği kuşkusuzdur. Vekalet ücretinde usuli kazanılmış hak, vekalet ücretinin maktu veya nispi verilmesi hallerinde söz konusu olabilir. Bozmadan önceki kararda maktu vekalet ücretine hükmedilmiş ve bu husus temyiz edilmemiş ise bu durumda bozma kararından sonra yeni karar tarihine göre hükmedilecek maktu vekalet ücretinde; ya da bozma kararından önce nispi vekalet ücretine hükmedildiği takdirde bozmadan sonra yeni karar tarihine göre verilecek nispi vekalet ücretinde miktar açısından usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Somut olayda, bozma kararından önce karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre nispi vekalet ücretine hükmedildiğinden, bozma kararından sonra da hükmedilecek nispi vekalet ücretinin yeni karar tarihindeki AAÜT'ye göre belirlenmesi gerektiği halde, Bölge Adliye Mahkemesince, davacılar yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle bozmadan önceki nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, değinilen bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ:
1. (V/6.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,
2. (V/6.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; hükmün A bendinde yer alan ''Davacılar vekilinin ve davalılar ... ile ... vekilinin Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/06/2018 tarihli 2013/295 Esas-2018/454 Karar sayılı kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına,''
C bendinde yer alan ''İstinaf başvurusu reddedildiğinden; davacılar yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL'nin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, harç tahsil müzekkeresinin temyiz edilen dosyalarda Dairemizce, temyiz edilmeden kesinleşen dosyalarda İlk Derece Mahkemesince ilgili Vergi Dairesine yazılmasına,''
D bendinde yer alan ''İstinaf başvurusu reddedildiğinden; davalı ... yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL'nin davalı ...'den tahsili ile Hazineye irat kaydına, harç tahsil müzekkeresinin temyiz edilen dosyalarda Dairemizce, temyiz edilmeden kesinleşen dosyalarda İlk Derece Mahkemesince ilgili Vergi Dairesine yazılmasına,''
E bendinde yer alan ''İstinaf başvurusu reddedildiğinden; davalı ... ... yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL'nin davalı ... ...' den tahsili ile Hazineye irat kaydına, harç tahsil müzekkeresinin temyiz edilen dosyalarda Dairemizce, temyiz edilmeden kesinleşen dosyalarda İlk Derece Mahkemesince ilgili Vergi Dairesine yazılmasına,'' ilişkin kısımların hükümden çıkarılmasına,
3. (V/6.3.3.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3. bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine ''Reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 34.808,34 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar ... ve ...'e verilmesine,'' cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 29/11/2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılar ..., ... ve...'den alınmasına, gelen temyiz eden davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, diğer temyiz eden davalı ... vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, alınan peşin harçların istek halinde yatıranlara iadesine, 12/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.