Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3856 E. 2022/6805 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan taşınmaz devrinin mirasbırakanın mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bakım borçlusunun bakım yükümlülüklerini yerine getirdiği, mirasbırakanın bakım ve güvence amacıyla temlik işlemini yaptığı, mal kaçırma amacının bulunmadığı ve tenkis talebi için hak düşürücü süre geçtiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - tenkis istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 05/04/2022 tarihli ve 2021/1565 Esas, ve 2022/597 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 18/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat...... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...'in 85 ada 56 parsel sayılı taşınmazdaki 2 no.lu bağımsız bölümünü 27/04/2011 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiğini, murisin o tarihte ikinci eşi ile yaşadığını, bakım ihtiyacının olmadığını, ayrıca murisin emekli olduğunu, aynı zamanda dava konusu taşınmazda kuyumculuk yaptığını, yapılan devir işleminin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, murisin her türlü bakım ve gözetimi ile kendisinin ilgilendiğini, muris adına kayıtlı başkaca taşınmazların da bulunduğunu, mirasbırakan babasının sağlığında ölünceye kadar bakım sözleşmesinin feshini istemediğini, tenkis için hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli ve 2020/189 E., 2021/233 Karar sayılı kararıyla; dava konusu uyuşmazlıkta ölünceye kadar bakma sözleşmesi kapsamında yapılan temlikin mal kaçırma amacıyla değil, bakım ve gözetim amacıyla yapıldığı, davalının da bakım borcunu yerine getirdiği, yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin sağlararası ivazlı sözleşme olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; murisin devir tarihinde ekonomik durumunun iyi olduğunu, ikinci eşiyle yaşadığını, bakım ihtiyacının olmadığını, aklının yerinde olduğunu, ikinci eşiyle bile evlilik sözleşmesi yaptığını, murisin vefatına kadar kuyumculuk yaptığını, yapılan devrin aslında bağış olduğunu, murisin 2015 yılında kuyumculuk faaliyetini hiçbir neden yokken davalıya devrettiğini, tanık anlatımları ile iddialarının ispatlandığını, mahkeme kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 05/04/2022 tarihli ve 2021/1565 Esas, 2022/597 Karar sayılı ilamı ile; murisin davalı oğlu ile kuyumculuk faaliyetinde bulunduğu, kuyumculuk işini oğlu davalıya bırakmak istediği, bir kısım sağlık problemleri olması ve devir tarihinde evli olmaması nedeniyle kendisini güvence altına almak için de dava konusu taşınmazı intifa hakkını üzerinde bırakarak ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna devrettiği, murisin davacı kızıyla aynı binada kaldığı, kendisiyle herhangi bir probleminin olmadığı, mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin bulunmadığı, tenkis talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, yapılan bu devirlerin TMK'nın 565/4. maddesi kapsamında saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapılmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.2.2. Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlendiği üzere "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK'nın 190/1. maddesi gereğince "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, onama harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 18.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.