"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/373 E., 2021/463 K.
DAVA TARİHİ : 29.05.2015
HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucu .....,ilçesi ......,köyünde bulunan 350 ada 40 ve 60 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların davacının amcası tarafından 1981 tarihinde dava dışı üçüncü kişiden satın aldığını, davacının taşınmazlar üzerinde eklemeli zilyetlikle 70-80 yıldır zilyet olduğunu ileri sürerek öncelikle davacının zilyetliğinin tespitini sonrasında ise davalı Hazine adına tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacının zilyetlikle kazanım şartlarını taşımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.06.2016 tarihli ve 2015/1175 Esas, 2016/607 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 350 ada 40 ve 60 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 22.04.2021 tarihli ve 2020/2911 Esas, 2021/3917 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazların geldisini oluşturan 204 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin hükmen kesinleştiği 01.10.1985 tarihi ile davanın açıldığı 29.05.2015 tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, Mahkemece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek esas yönünden değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanağının 01.10.1985 tarihinde kesinleştiği davanın ise 29.05.2015'te açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların kadimden beri davacı ve ataları tarafından kullanıldığını, davacının zilyetliğinin yok sayıldığını, davada yalnızca Hazine'nin taraf olmasına rağmen hükümde ... ve ...'nın da gösterildiğini ve taraf sıfatı olmamasına rağmen davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edildiğini, hükmün bu yönüyle hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucu, ... ilçesi ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 204 parsel sayılı taşınmaz 01.10.1985 tarihinde hükmen davalı Hazine adına tescil edildikten sonra uygulama kadastrosu neticesinde ifraz edilip çekişme konusu 350 ada 40 ve 60 parsel sayılı taşınmazların da arasında bulunduğu çok sayıda parsele ayrılarak tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 350 ada 40 ve 60 parsel sayılı taşınmazlara yönelik tapu iptali ve adına tescili istemiyle davalı Hazine'ye karşı dava açmıştır.
2. Dava konusu taşınmazlara ilişkin tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 01.10.1985 olduğu, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 29.05.2015 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki temyizi yerinde görülmemiştir.
3. Davacı tarafından davanın Hazine'ye yönelik açıldığı, nitekim dava konusu taşınmazların davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, yargılama sırasında yeni bir davalının dahil edilmesi için herhangi bir talebin bulunmadığı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.04.2021 tarihli bozma kararının davanın tarafları davacı ... vekili ve davalı Hazine'ye gönderildiği ancak bozma kararı üzerine yargılamanın yürütüldüğü 2021/373 Esas sayılı dosyanın tensip zaptın da davacı ve davalı haricinde ... ve ...'na da davalı olarak yer verilip ilgili Belediyelere tebliğ edildiği, ...'nın 26.07.2021 tarihli dilekçesi ile davada taraf sıfatı bulunmadığını, kendileri yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
4. Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmişse de davada taraf sıfatı bulunmayan ... ve ...'nın karar başlığında taraf olarak yer alması hatalı olduğu gibi ... lehine vekalet ücretine karar verilmiş olması da hatalı olup bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Mahkemenin gerekçeli karar başlığından davalı ... ve ... isimlerinin çıkarılmasına,
3. Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin tümden hükümden çıkarılmasına, sonraki bentlerin buna göre numaralandırılmasına,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.