"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil – tenkis istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 15/04/2022 tarihli, 2021/1166 Esas ve 2022/619 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 18/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat ....geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra bilahare dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanları ...'nın 1989 yılında....'de bulunan arsasını inşaat yapılmak üzere müteahhite verdiğini, bu sırada yeni tapu kayıt numaraları ile Ataşehir-İçerenköy 817 ada 1 parseldeki arsa hissesinden 128/320’şer payını davalı oğulları ..... ve ...'ya 64/320 payını kendisine (davacıya) satış göstererek devrettiğini, bu paylaşımda davalılara birer daire ve dükkan, kendisine ise bir daire düştüğünü, 1992 yılında ise Kozyatağı 3131 ada (eski 57 parsel), 98-101 ve 102 parsel sayılı taşınmazlarının yarı hissesini ...'ya ve diğer yarı hissesini ...'ya değerinin çok altında satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, davalılar tarafından murise herhangi bir ödeme yapılmadığını, ayrıca davalıların söz konusu arsaları satın alacak maddi güçlerinin olmadığını, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, dava konusu edilen Kozyatağındaki taşınmazların, muris adına kayıtlı iken, aralarında tanzim ettikleri sözleşme ile belirli bir bedel ve şart karşılığı kendilerine devredildiğini, murisin tapuda gösterilen rayiç bedeli tahsil ettiğini ve ayrıca kendi lehine intifa hakkı tesis ederek tapuyu devrettiğini, taraflar arasındaki bu sözleşmeyle, davalıların taşınmazları daha değerli hale getirmesinin kararlaştırıldığını, bu sebeple, taşınmazda imar değişikliği yapılması, akaryakıt ruhsatına bağlanması ve belirli bir süre sonunda taşınmazın 1/2'sinin murise iadesini üstlendiklerini, bu süre içinde taşınmazın tüm gelirlerinin murise ait olacağını, bakiye 1/2 hissenin de hem peşin tahsil edilen rayiç bedel karşılığı, hem de taşınmazın imar değişikliği için harcanacak emek ve masraf karşılığı davalılarda kalacağını kararlaştırdıklarını, davalıların tarla vasfındaki taşınmazın imarını ve vasfını değiştirerek akaryakıt ruhsatına bağladıklarını, bu suretle sözleşme gereğince edimlerini ifa ettiklerini, ödenen bedel ve harcanan masraf ve emek mukabilinde davalıların taşınmazın 1/2 hissesinin gerçek maliki olduklarını, bakiye 1/2 hissenin ise sözleşme gereğince 1997 yılında murise devredilmesi gerektiğini ancak murisin yasal süreler içinde sözleşme gereğince taşınmazın iadesini istemediğinden dava hakkının zamanaşımına uğradığını, davacının, murisin halefi olması sebebiyle selefinin hak ve yetkilerine sahip olduğunu; bu sebeple davacının da murise bağlı olarak dava hakkının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/10/2020 tarihli ve 2014/350 Esas, 2020/140 Karar sayılı kararıyla; 817 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden; dinlenilen tanıkların mirasbırakanın diğer çocukları ile arasında mal kaçırmasını gerektirir bir problemi olduğu şeklinde beyanda bulunmadıkları, dosya içeriğindeki diğer deliller dikkate alındığında mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırma kastıyla hareket ettiği iddiasının ispatlanamadığı, dava konusu diğer 3131 ada 102 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili, davalılar ile muris ... arasında sözleşme bulunduğu, bu sözleşmeden murisin mal kaçırma iradesinin olmadığı kanaatine varıldığı gerekçeleri ile davacının muris muvazaası nedeniyle tapu iptal tescil talebinin reddine, tenkis talebi yönünden davanın kabulü ile 2.797.283,74 TL tenkis bedelinin davalıların seçimlik haklarını kullandıkları tarih olan 20/02/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ...'nın mal kaçırma kastını ispatladıklarını, 817 ada 1 parselle ilgili olarak, murisin erkek evlatlarını kayırdığını ve onlara daha fazla mal verdiğini, 1992 yılında Kozyatağı 3131 ada 102 (eski 57 ve 91) parselin, muris tarafından satışının da bu muvazaalı olduğunu, davalıların murise ödeme yapmadıklarını, murisin üzerine kayıtlı halen davalılar tarafından kullanılan İçerenköy’de bahçeli ev bulunduğunu ve tereke hesabına bu evin dahil edildiğini, murisin tasarruf tarihinde mağdur ve ihtiyaç sahibi olmadığını, davalıların delil listelerinde 102 parselde kayıtlı arsayı benzin istasyonu haline getirmek için yaptıkları masrafları listeleyerek mahkemeye sunduklarını, bu masraf listesi toplamının 153.677,94 TL olduğunu, iddia edildiği gibi yüksek harcama değerleri olmadığını, gayrimenkulün 24.06.2003 tarihinde 15 yıllığına .... Petrolculuk A.Ş şirketine kiraya verildiğini, bilirkişi raporunda arsa üzerindeki tesis ve işletme ruhsatı değerinin 22.883.646,57 TL olarak tespit edildiğini ve bu değerin tenkis hesabında değerlendirmeye alındığını, oysa ki benzin istasyonu işletmecisi tarafından masrafları karşılanarak yapılan tesislerin sanki davalılar tarafından yapılan masraflarmış gibi değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarında satış tarihinde arsanın değerinin rayiç değerlerden düşük olduğunun belirtildiğini, 102 parsel (tevhitten önce 91 ve 57 parsel), davalılara devir edildiği tarihte konumu itibariyle değerli bir arsa olduğunu, gayrimenkulün E-5 Bostancı mevkiinde ve yola paralel olduğunu, arsanın ne şart olursa olsun kıymetini koruyacak ve kıymet kazanacak konumda olduğunu, daha sonra satın alınan 97 parselde, tapunun ... adına tescil edilmiş olsa da bu arsanın parasının da muris tarafından ödendiğini, davalıların arsanın alım tarihinde maddi güçlerinin yeterli olmadığını, terditli açtıkları davada tapu iptal ve tescil taleplerinin ret edilmesine rağmen tenkis taleplerinin kabul edildiğini, ancak tenkis hesabının karar tarihine yakın güncel değer üzerinden yapılmadığını, 2018 yılı değerlerinin esas alındığını, 20.02.2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği alınan 4. ek raporda hesaplanan güncel değerlerin dahi tenkis hesabına dahil edilmeden karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, tenkis koşullarının oluştuğu gerekçesiyle tenkis isteğinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafça da imzası ve muhtevası inkar edilmeyen sözleşmeye göre; murisin Kozyatağı'nda bulunan taşınmazını belirli bedel ve şart karşılığında (ivazlı olarak) müvekkillerine devrettiğini, mahkemenin sözleşmeye geçerlilik tanıyıp, sözleşmeye göre zamanaşımına uğrayan tapu iade talebini tenkis adı altında kabul etmesinin kendi içinde çelişkili ve hatalı olduğunu, murisin kendisinin talep edemeyeceği bir tapuyu selefi olan davacının da talep edemeyeceğini, sözleşme gereğince, sözleşmenin tanzim edildiği esnada, kararlaştırılan bedelin müvekkilleri tarafından nakten murise ödendiğini, akabinde de bilahare imar değişikliği yapılabilmesi için yan parseli (97 parseli) satın alarak dava konusu taşınmazlarla tevhit ettirildiğini ve bu haliyle 17 yıl süren hukuki ve idari mücadele neticesinde istenilen değişikliklerin tamamlanarak taşınmaza akaryakıt istasyonu vasfı kazandırıldığını, ödenen bedel ile harcanan masraf ve emeğe karşılık olmak üzere taşınmazın 1/2 hissesinin müvekkillerinin hakkı olduğunu, burada tenkise tabi bir kazandırma bulunmadığını, geçerli kabul edilen sözleşmeye gereğince, bakiye 1/2 hissenin ise 1997 yılında murise devredilmesi gerekmekte ise de murisin yasal süreler içinde sözleşme gereğince taşınmazın iadesini istemediğini, bu durumda taşınmazın iadesini talep etme hakkının zamanaşımına uğradığını, davacının murisin halefi olması sebebiyle selefinin hak ve yetkilerine sahip olduğu için murise bağlı olarak dava hakkının zamanaşımına uğradığını, gerekçeli kararda zamanaşımı itirazından hiç bahsedilmediğini, murisin, taşınmazın diğer 1/2'lik kısmını ise ticari kazanç elde etme amacıyla bedeli karşılığında devrettiğini, tasarrufun, murisin diğer mirasçının saklı payını etkisiz kılmak amacıyla yapıldığı ispat edilemediğini, tenkis hesabının da hatalı olduğunu, reddilen kısım üzerinden vekalet ücretine karar verilmemiş olmasının da doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15/04/2022 tarihli ve 2021/1166 Esas, 2022/619 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın sağlığında davacıya da taşınmaz verdiği, ayrıca büfe açıp işletmeleri için dava konusu taşınmazı davacı kızı ile damadına tahsis ettiği, beşeri ilişkilerinde bir probleminin olmadığı, davacıdan mal kaçırmasını gerektirecek bir nedenin bulunmadığı, 12/09/1992 tarihli sözleşme hükümleri de gözetildiğinde dava konusu taşınmazlarını temlik etmesinin makul bir sebebinin bulunduğu, buna göre muris muvazaasına yönelik isteğin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tenkis isteğine gelince; 3131 ada 91 ve 97 parsel (yeni 3131 ada 102 persel) sayılı taşınmazların 1/2 payının mirasbırakan tarafından davalılara bağışlandığının kabulü gerektiği, ilk derece mahkemesince de bu şekilde değerlendirilerek tenkis hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik olmadığı, muris tarafından 637 ada 57 ve 91 parsel sayılı taşınmazdaki payların 12/09/1992 tarihli inanç sözleşmesi hükümleri uyarıca davalılara temlik edildiği, bir başka deyişle taşınmazların geçerli bir işlem ile devredildiği, buna göre muvazaalı bir işlemden söz edilemeyeceği, hukuken geçerli bir işlem (inançlı işlem) söz konusu olup sözleşme uyarınca murise iade edilmesi gereken 1/2 pay yönünden tenkis hükümlerinin uygulanmasının doğru olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1920 doğumlu mirasbırakan ...'nın 21/06/2014 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı Halide ile davalı oğulları .... ve .....’in kaldıkları, murisin kayden maliki olduğu İstanbul - Kozyatağı’nda bulunan 637 ada 57 ve 91 parsel sayılı taşınmazlarını -intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetlerini- 19.11.1992 tarihinde satış yoluyla davalı oğulları ... ve...’e temlik ettiği, yine ..... Mahallesinde kain 637 ada 97 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payı dava dışı .... adına kayıtlı iken 13/05/1993 tarihinde satış yoluyla davalı ...'ya temlik edildiği, anılan taşınmaz hakkında açılan izale-i şuyu davası neticesinde; Kadıköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25/12/1995 tarih ve 1995/680 Esas - 1995/1335 Karar sayılı ilamı ile taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, açık artırma sonucunda - taşınmazda daha önceden 1/2 pay maliki olan - Emine .....'e ihale edildiği, taşınmazın ihale alıcısı .....adına tam pay ile 06/09/1996 tarihli resmi senet ile tescil edildiği, ......'in de 28.05.2003 tarihli satış işlemi ile taşınmazı davalı ...’ya devrettiği, bilahare 637 ada 57 - 91 ve 97 parsel sayılı taşınmazların 21.05.2012 tarihli resmi senet ile tevhit edilerek 3131 ada 102 parsele dönüştüğü, 3131 ada 102 parsel sayılı 1.043,65 m² miktarlı "arsa" vasıflı taşınmazın müşterek (paylı) mülkiyet hükümleri uyarınca 143623/257132 payının davalı ..., 113509/257132 hissesinin davalı ...adına kayıtlı olduğu, mirasbırakanın kayden maliki olduğu İstanbul ili ..... ilçesinde bulunan 817 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 320/640 payından, 128/640 payını davalı oğlu ...'ya, 128/640 payını davalı oğlu ...'ya, 64/640 payını ise davacı kızı ...'e 10/10/1989 tarihli satış işlemiyle temlik ettiği, daha sonra taşınmaz üzerinde 23/06/1992 tarihinde kat mülkiyeti tesis edilerek 1 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin ..., 2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin ..., 9 nolu bağımsız bölümün ise ... adına tescil edildiği, davalı ... adına kayıtlı 3 nolu bağımsız bölümün 12.3.2009 tarihinde satış yolu ile dava dışı ...... isimli şahsa, yine davalı ... adına kayıtlı 4 nolu bağımsız bölümün ise 29.11.2013 tarihli satış işlemi ile dava dışı ..... isimli şahsa devredildiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. Davalılar ... ve ... ile muris ... arasında akdedilen ''Gayrimenkul Satışı ve İadesine Müteadir Akittir'' başlıklı 12/09/1992 tarihli belgede aynen; Gayrimenkul maliki ... ile mahdumları ... ve ... gayrimenkul satışı ve bilahare bir kısımının iadesi hakkında anlaşmaya varmışlardır.
1-..., kendisine ait Kozyatağı Mah. 3131 ada 91 ve 57 parselde kain bulunan iki adet arsa, tarla vasfındaki gayrimenkulleri ... ve ...'ya intikal ettirilecektir.
2-Devir esnasında her iki gayrimenkul üzerine, ... lehine süresiz ve bedelsiz intifa hakkı tesis edilecektir. Devir ve intifa işlemleri aynı anda tamamlanacaktır.
3-Her iki gayrimenkulün bedeli rayiç kıymeti 134.000.000- liraya tekabül etmektedir. ... bu bedelin tamamını nakden ve peşinen akit imzası ile birlikte oğullarından tahsil etmiştir. Bu bedel her iki gayrimenkulün rayiç bedeli olmasına rağmen, esasen taraflar her iki gayrimenkulün 1/2 hissesi kıymeti olarak bu bedeli kararlaştırmışlardır.
4-Tahsil edilen bu bedelin haricinde, ... ile ..., devralacakları bu iki gayrimenkulü icabı halinde tevhit etmeyi ve nihayetinde üzerinde bir akaryakıt tesisi kurmayı ve işletmeyi taahhüt etmişlerdir.
5-Akaryakıt istasyonu kurulabilmesi için imar planlarında lüzumlu tadilatlar da dahil olmak üzere adli, idari ve sair bütün resmi muamelenin takibi ve bunun için avukat, muameleci ücretleri de dahil yapılacak sair bütün mesarif, ... ve ... tarafından deruhte edilecektir.
6-Akaryakıt tesisi için imar tadilatı problemler çıkması ve sürenin uzaması halinde, ...’nın muvafakat edeceği surette, gayrimenkul değerlendirilecek, elde edilecek nema ve kiraların tamamı ...’ya ait olacaktır. Gayrimenkuller üzerinde, babalarının muvafakati olmaksızın asla ayni bir hak tesis edilemeyecektir. .... akaryakıt istasyonu tesis edildikten sonra işletmesi ... ve ... tarafından yapılırsa rayiç bedeller üzerinden kira bedeli ...’ya ödenecek veya yabancı bir işletmeci tarafından işletilirse yine kira bedelleri ... tarafından tahsil edilecektir.
7-... ve ... işbu akit ile devralacağı gayrimenkullerin 1/2'sini (yarısını) en geç 12/09/1997 tarihine kadar ...’ya iade edecektir. ... ve ... taahhüt edilen muameleler tamamlanmış olsun veya olmasın bila kayd-ı şart her halükarda işbu gayrimenkullerin yarısını mutlaka ...’ya iade edeceklerdir ve hiçbir surette hiçbir mazerette bulunamayacaklardır. Aksi takdirde ...’nın geç teslim nedeniyle uğrayacağı zararları tazmin edeceklerdir. Ayrıca ... tarafından bu sebeple açılacak davalara itiraz etmeyip, dava masraf ve vekalet ücretleri de yine ... ve ... tarafından karşılanacaktır.
8-Gayrimenkullerin diğer 1/2'si ise peşinen ödenen 134.000.000.- lira ve bu süre içinde yapılacak masraflara mukabil olarak ... ve ... uhdesinde ipka edilecektir. ... da bu 1/2 bölüm için hiçbir hak iddiasında bulunamayacaktır." ifadelerinin bulunduğu kayden sabittir.
3.3.3. Somut olaya gelince, tüm dosya kapsamı itibariyle, 10.10.1989 tarihinde çekişmeli 817 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından davalılar ile davacı adına temlikine ilişkin işlemin taksim amacıyla yapıldığı, söz konusu işlemde murisin her üç mirasçısına da pay temlik ettiği anlaşılmakla bu taşınmaz yönünden muris muvazasına ilişkin iddianın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
3.3.4. Muris tarafından davalılara eşit olarak satış yoluyla devredilen 637 ada 57 ve 91 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin 19.11.1992 tarihli temlik işlemine gelince; muvazaanın tarafları arasında yapılan ve (V/3.3.2.) no.lu paragrafta içeriğine yer verilen 12.09.1992 tarihli sözleşmeye davacı aleyhine geçerlilik tanımanın mümkün olmadığı açıktır.
3.3.5. Hal böyle olunca, 19.11.1992 tarihli satış işlemine konu edilen taşınmazlar yönünden mirasbırakanın oğulları... ve ...’e yaptığı temliklerin, davacı kızından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gözetilerek bu parseller yönünden (tevhiden 102 parsele gittiği ve bu parselde davalılar adına kayıtlı olan pay durumu gözetilerek) davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3.3.6. Kabule göre de, ortada bir bağış işlemi bulunmamasına rağmen tenkis hesabı yaptırılarak tenkis kararı verilmesi de doğru değildir.
VI. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 8.400,00’er TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı alınıp verilmesine, 18/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.