"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KELKİT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-2 maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası... tarafından 214 ada 29, 50, 230, 248 ve 275 ada 64 parsel sayılı taşınmazlarını davalı gelini...’ya intifa hakkını üzerinde bırakmak suretiyle devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miraspayı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakan ile kendisinin ilgilendiğini, bu esnada dava konusu taşınmazların kendisine satış suretiyle devredildiğini, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın davacıya küs olarak öldüğünü, bu durumun dinlenen tanık beyanları ile de sabit olduğunu, davalının ise mirasbırakan ile aynı apartmanda altlı üstlü oturduklarını, resmi senette gösterilen bedel ile keşfen saptanan değerler arasında aşırı oransızlığın bulunduğunu, devrin muvazaalı olduğunu, asıl amacın mal kaçırmak olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/500 Esas, 2022/570 Karar sayılı kararıyla; devrin terekeden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın ölmeden önceki süreçte bakımını gerektirir derecede rahatsızlığı olup olmadığı yönünde Mahkemece inceleme yapılmadan karar verildiğini, dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere mirasbırakana davalı tarafından bakıldığı, her türlü bakım ve giderlerinin karşılandığını, davacı tarafından devrin muvazaalı olarak yapıldığı yönünde somut belgelerin ibraz edilemediğini muvazaanın olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan...’ın 22.03.2017 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı oğlu Tacettin, dava dışı çocukları Hüsamettin, Hayrettin ve Hatice’nin kaldığı, mirasbırakan tarafından dava konusu 214 ada 29, 30, 48, 50 parsel ve 275 ada 64 parsel sayılı taşınmazların davalı gelini...’ya toplamda 4.700 TL bedelle intifa hakkı üzerinde kalmak suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. Mirasbırakan tarafından dava konusu taşınmazlar intifa hakkı üzerinde kalmak suretiyle davalı gelinine devredilmiş, davalı ... tarafından devrin bakım karşılığında yapıldığı savunmasında bulunulmuş, davacı tanık bildirmemiş, dinlenen davalı tanıkları ise beyanlarında 2013 yılında eşi ölen mirasbırakanın davalının yanında kaldığını bildirmişler, ayrıca mirasbırakan ile çocukları arasında beşeri ilişkilerde olumsuzluk olduğuna dair dosyaya bir delil de yansımamıştır.
Böyle bir durumda, taşınmazın satış bedelinin mutlaka para olması gerekmediği, bir emek ya da hizmetde olabileceği kabul edilmelidir.
3.3.3. Davacı temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi ve TMK’nın 6.maddesi uyarınca ispatlayamamıştır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.
-MUHALEFET ŞERHİ-
Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, somut olayda murisin iradesinin mal kaçırma olup olmadığı noktasında düğümlenmektedir.
Muris, davalı gelini ile birlikte yaşamaktadır. Tüm taşınmazlarını gelinine temlik etmiştir. Dava tarihi itibariyle beş ayrı taşınmazın toplam bedeli 700.000,00TLnin üzerindedir. Davalının murise baktığı gerekçesiyle bakım bedeli olarak taşınmazların verildiği savunulmuştur. Murisin, çok daha az taşınmazını vererek kendisine baktırabilecekken, üstelik ölünceye kadar bakım akdi de yapmamışken temliklerin bakım karşılığı olarak verildiğinin kabulü hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.