Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4237 E. 2022/7326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması ve yolsuz tescil iddialarına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının iddialarını ispatlayıp ispatlayamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletin iradeyi fesada uğratan nedenlerle alındığı ve yolsuz tescil iddialarının davacı tarafından ispatlanamadığı, davalının ise iyiniyetli olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ÇATALCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 08.11.2022 Salı günü saat 10:20'de Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına ve süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 121 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 28/11/2016 tarihinde satın aldığını, ancak satış işlemini yapan... ve yanındaki kişilerin devir işlemi sonunda kendisini Tapu Müdürlüğünde alıkoyduklarını, anlaşma bedeli üzerinde para istediklerini, bu bedeli ödemeyeceğini söylediğini ancak karşı tarafça gitmesine izin verilmediğini, bu sebeple dava dışı ...’ı 28/11/2016 tarihli vekaletname ile vekil tayin etmek zorunda kaldığını, rızası dışında düzenlenen vekaletname ile vekil tayin ettiği ...’ı 29/11/2016 tarihinde sabah saat 08:30'da azlettiğini, azilnameyi Tapu Müdürlüğüne ve vekaletnamenin düzenlendiği Çatalca... Noterliğine faksladığını, ancak 29/11/2016 tarihinde 10:50'de dava konusu taşınmazın davalıya temlik edildiğini öğrendiğini, tescilin yolsuz olduğunu, taşınmazın önceki maliki olan... ile davalının akraba olduklarını, davalının iyiniyetli kabul edilemeyeceğini, taşınmazın rayicin altında bir bedel ile satıldığını, kendisine ödeme yapılmadığını ileri sürerek, dava konusu 121 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada talebini bedel olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazın ... isimli bir kişiye satılacağını, ... isimli kişinin satış bedelini getirmek için Tapu Müdürlüğünden ayrıldığını ve yerine davacının geldiğini, satış bedeli ödenmeden taşınmazın temlik edilmeyeceğini bildirdiklerini ancak satışa aracı olan komşuları...’nin araya girmesi ile satıştan hemen sonra satış bedelinin banka kanalı ile ödeneceğine ikna olduklarını, devirden hemen sonra davacı ile birlikte bankaya giderek satış bedelinin ödenmesini beklediklerini ancak bedelin gönderilmediğini, satışın iptali için Tapu Müdürlüğüne gittiklerini ancak satış akdinin iptal edilemeyeceğinin bildirildiğini, dava konusu taşınmazı davacıya temlik eden kardeşi...’in şikayetçi olacağını söylemesi üzerine davacının taşınmazın iadesi için vekaletname düzenlemeyi teklif ettiğini ve enişteleri olan ...’ı vekil tayin ettiğini, azilnameden haberlerinin olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının ileri sürdüğü olguları ispat edemediği, beyanlarının soyut iddialardan öteye geçmediği ve dava konusu taşınmazların satış bedelleri arasında fark olmasının tek başına hileyi gösteremeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış bedeli ile bilirkişi raporunda belirtilen değer arasında 21 kat fark olduğunu, satışın hileli olduğunu, iddialarının göz ardı edildiğini, hatalı hüküm kurulduğunu, satışın azilnameden sonra yapıldığını, yolsuz tescil olduğunu, ... ile...'in aralarındaki satışa ilişkin hilenin varlığının dikkate alınmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesinin yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı iddia yönünden değerlendirme yapmaksızın davanın, aldatma (hile), korkutma ve vekaletin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı olduğu kabul edilerek karar vermiş olmasının doğru olmadığı, vekaletin iradeyi fesada uğratan nedenlerle alındığı iddiasının kanıtlanamadığı, vekilin azledilmesi nedeniyle yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak açılan davada satış işlemi yapıldıktan sonra azilnamenin vekile ve Tapu Müdürlüğüne tebliğ edildiği, yolsuz tescil iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değerinin 2.108.740,72 TL olduğunu, resmi akitte yazan bedelin ise 100.000 TL olduğunu, vekaletnamenin davalı tarafın davacıyı alıkoyması sonucunda zorla düzenlendiğini, taşınmazın rızası dışında temlik edildiğini, davalının kendisine taşınmazı temlik eden...’in kardeşi olarak tüm bu süreci bildiğini ve iyiniyetli kabul edilemeyeceğini, vekilin kendisi yararına işlem yapmak zorun olduğunu, azilnameyi ilgili Tapu Müdürlüğüne ve Noterliğe faksladığını, temlikin azil işleminden sonra yapıldığını, tescilin yolsuz olduğunu, ayrıca Tapu Müdürlüklerinin sabah saatlerinde satış işlemleri için gerekli belgeleri hazırlayıp gerekli onayları aldıktan sonra satış işlemlerini yaptıklarını ancak eldeki olayda satışın saat 10.50’de yapıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve yolsuz tescil hukuki nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, aşamada bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506 ncı maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

Öte yandan, vekaletnamenin hile ile alındığı iddiası, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını da içermektedir.

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” Anılan yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” düzenlemeleri mevcuttur.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 08/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.