"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar süresi içinde tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacı, 1935 doğumlu olup, okuma yazma bilmediğini, kalp ve diyaliz hastası olduğunu, torunu olan dava dışı ... Demir'in ceza evinde olduğu dönemde izin günlerinde evinde kaldığını ve zamanla maliki olduğu dava konusu taşınmazları devretmesi için kendisini tehdit ettiğini, torunu adına icra takipleri olduğundan taşınmazların davalıya temlik edilmesinin istendiğini, davalının torununun arkadaşı olduğunu ileri sürerek, 25682 ada 1 parseldeki 7 no.lu bağımsız bölüm ile 32843 ada 4 parseldeki 7 no.lu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada ölümü üzerine tereke temsilcisi ... davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacının 2017 yılının Ocak ayında dava konusu taşınmazları satmak istediğini ilettiğini, mirasını paylaştırmak ve hayır yapmak için taşınmazları satmaya karar verdiğini, bunun üzerine dava konusu taşınmazlar için 300.000,00 TL bedel ödeyerek taşınmazları yatırım amaçlı devraldığını, iyilik yapmak maksadıyla davacıyı oturduğu taşınmazdan çıkarmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalı ile davacının torununun arkadaş oldukları, davacının paraya ihtiyacı olduğunu gösterir delil bulunmadığı, devredilen taşınmazlardan birisinin davacının oturduğu taşınmaz olduğu ve temlik tarihinden sonra oturmaya devam ettiği, tanık anlatımlarından davacının torununun davacı ile birlikte yaşadığı ve davacıyı korkuttuğunun anlaşıldığı, devirlerin bedelsiz olarak baskı ve tehdit ile gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının dava konusu taşınmazları satın aldığını, babasının davacıyı daha önceden tanıdığı ve bildiği için yardımcı olmak istediğini, bedelin nakit olarak ödendiğini, davacı tanıklarının görgüye dayalı bir bilgilerinin olmadığını, davacının mirasçılarının davacının ölümünden sonra muris muvazaasına dayanarak dava açtıklarını, eldeki davada iddianın kanıtlanamadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; dava dışı torununun davacıyı ikrah suretiyle Tapu Müdürlüğüne götürerek dava konusu taşınmazların davalı adına devrini sağladığı şeklinde yapılmış ve aleyhe sonuçlanmış bir ceza yargılaması olmadığı, dosyada dinlenen tanıkların olaya ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı gerekçesi ile davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının 83 yaşında bir kadın olup, torunu ... tarafından sık sık korkutulduğunun, taşınmazları temlik etmesi için davacıyı baskı altına aldığının, evde bıçakla gezdiğinin sabit olduğunu, dava konusu taşınmazların zorla davacının elinden alındığını ve davacının mağdur edildiğini, davalının, davacının torununun arkadaşı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, korkutma (ikrah) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun 37. maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nın 38. maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK'nın 39. m.) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına, 28/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.