"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemli dava sonunda Şenkaya Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.04.2022 tarihli ve 2021/70 Esas, 2022/15 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan babaları .....’nun 1 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını 18.08.2003 tarihinde üvey oğlu olan davalıya temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacı ...’un ölümüyle mirasçıları davaya müdahil olmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı, temlik işleminin gerçek satış olduğunu, davacıların da bu durumu bildiklerini ve bu zamana kadar itiraz etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ilk kararına karşı davacılar ve davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 09.12.2019 tarihli ve 2016/14103 Esas, 2019/6365 Karar sayılı kararı ile, "Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların iddialarını kanıtlayabildiklerini söyleyebilme olanağı olmadığından davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacıların temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davalının temyiz itirazına gelince; davalıya davacının temyiz dilekçesi 18.05.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı 23.05.2016 tarihinde katılma yolu ile temyiz talebinde bulunmuş, mahkemece 05.08.2016 tarihli ek kararla, davalının temyiz isteğinin süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, davalının katılma yolu ile temyiz talebi süresinde olduğundan, temyiz isteğinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak işin esası ile ilgili temyiz incelemesine geçildi; Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, ancak davalı yararına vekalet ücretine ilişkin bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece dava reddedildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken, bu hususta karar verilmemiş olması doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12.04.2022 tarihli ve 2021/70 Esas ve 2022/15 Karar sayılı kararıyla; bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ikinci kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından temyiz isteminde bulunmuşlardır.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, dava konusunun ipoteğin kaldırılması ve nispi harca tabi olduğunu, harcı tamamlamaları için süre verilmemesine rağmen davalı lehine ipotek değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, bu durumun usule aykırı olduğunu, taraflarına ipotek miktarı yani dava değeri üzerinden Dairenin 2014/1926 Esas sayılı kararında belirtildiği şekilde işlem yapılması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerektiği halde anılan husus göz ardı edilerek işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığını, davanın esasına dair istinaf başvuru taleplerinin reddi halinde usulden İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.2.2. Bilindiği üzere; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, çekişme konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olup, davanın reddi halinde davalı lehine bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesinin ikinci fıkrasında “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıda (IV/2.) paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasına göre, davacıların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
6.3.2. Somut olayda davacılar eldeki davayı 20.04.2012 tarihinde 10.000,00 TL değer üzerinden harç yatırarak açmışlar, davalı tarafından cevap dilekçesinde bu değere itiraz edilmemiştir. Davanın reddine karar verilmesinden sonra dava değerine itiraz edilmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, böyle bir durumun hukuk sistemi tarafından korunmayacağı kuşkusuzdur. Mahkemece, harcı tamamlanan 10.000,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile harcı tamamlanmayan değer üzerinden davalı lehine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
6.3.3. Ne var ki, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438. maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
V. SONUÇ
1. Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin (IV/6.3.2. ve IV/6.3.3.) numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün vekalet ücretine ilişkin “3” üncü bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme “3” üncü bent olarak “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, Mahkeme kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.