"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/92 E., 2022/39 K.
DAHİLİ DAVALILAR : ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,Kapatılan 16. Hukuk Dairesin'ce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı ...'un muris ...'un çocukları olduklarını, davalı kardeşleri ... ...'un mülkiyeti babaları mirasbırakan ...'a ait dava konusu ... beldesi, 118 ada 114 parsel, 150 parsel, 48 parsel, 113 ada 29 parsel, 10 parsel ve 33 parsellerde tapuya kayıtlı tarla vasıflı (Fındık bahçesi) taşınmazları kadastro çalışmaları sırasında mülkiyetini kendi adına tescil ettirdiğini, anneleri ...'un mirasbırakan ...'dan sonra vefat ettiğini, babaları ...'un anneleri ...'dan iki kardeş olarak kendileri dışında evlatları olmadığını, bu nedenle babaları mirasbırakan ...'dan annelerine intikal eden hissenin kendilerine 1/2'şer oranında intikal ettiğini, babalarından kalan hissenin de 2/8'şer hisse olduğunu belirterek dava konusu ... parsel, 150 parsel, 48 parsel, 113 ada 29 parsel, 10 parsel ve 33 parsellerde tapuya kayıtlı taşınmazların 2/8 hissesinin ... adına, 2/8 hissesinin ... adına tapuya tescilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kök mirasbırakan ...'dan intikal eden taşınmazların dava dilekçesinde belirtildiği kadar olmadığını, davacıların sadece mirasbırakanın ilk eşi ...'dan olan çocukları davalı müvekkilline ve kardeşlerine intikal etmiş gibi göstererek dava açtıklarını, dava konusu yerlerin tamamının mirasbırakan ...'a ait olmadığını, müvekkilinin kardeşi ... ...'un amcaları ...'un yerlerini satın aldığını ve daha sonra ...'ın bu hisselerin tamamını müvekkiline sattığını, ...'un ...'nin yerlerine eşit yeri olduğunu, bu yerlerin müvekkiline kaldığını ve davacılardan fazla yeri olduğunu, ...'a ait gayrimenkullerin ilk eşinden olma evlatları ve ikinci eşinden olma evlatları arasında taksim edildiğini ve bu taksime uygun olarak kullanılageldiğini, kadastro çalışmaları ile de bu kullanıma uygun olarak tescil edildiğini beyan ederek usul ve esas yönünden yerinde olmayan davasının reddi istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.07.2013 tarih ve 2012/242 Esas, 2013/367 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 118 ada, 48; 114 ve 50 parseller ile 113 ada 10 parselin tamamının mirasbırakana tabi taşınmazlar oldukları anlaşıldığından bu taşınmazlar yönünden açılan davanın kabulüne, 113 ada, 33 parsel ve 29 parsellerin ise kısmen mirasa tabi taşınmazlar oldukları gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.09.2015 tarih ve 2015/879 Esas, 2015/10588 Karar sayılı kararıyla; gerekçe ile hüküm arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle karar bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda aynı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
3. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.11.2020 tarih 2016/17306 Esas 2020/5101 Karar sayılı kararıyla; "Tarafların hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Yargıtaya kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür. Ne var ki; somut olayda Mahkemece hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, yukarıda açıklanan ilkelere aykırı şekilde karar verilmiş olup hükmün hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlere dayandığı tartışılarak değerlendirilmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaz başında iki kez keşif icra edildiği, tutanak tanıklarının dinlenmediği, dinlenen mahalli bilirkişilerin bilgi sahibi olmadıkları, dinlenen tanık beyanlarının müphem olduğu ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilerek yeniden tutanak tanıkları mahalli bilirkişi eşliğinde keşif icrası yönünde ara karar kurulmuşsa da davacı vekili ile asil tarafından defaten verilen dilekçe ile bu yöndeki ara karardan dönülmesini, keşif icrasını talep etmediklerini belirttikleri, duruşmada hazır bulunan davalı ve asılında keşif yapılması yönünde taleplerinin bulunmadığı görülmekle yargılamaya hakim olan taraflarca getirilme ilkesi nazara alınarak keşif icrası yönündeki ara karardan dönülmesine karar verilmiş, davacıların iddiasının ispatına elverişli delil elde edilemediği gerekçesiyle ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde ve aşamada ileri sürdüğü hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu ... parsel ve 113 ada 33 parsel sayılı taşınmazlar senetsizden irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... ve ... adına
113 ada 29 ve 10 parsel irsen intikal taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... adına 13.11.2001 tarihinde tespit ve tescil edilmiştir.
3. Mahkemece, davanın niteliği itibariyle re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu davalardan olmadığı, davacı tarafça keşif yapılmasının istenmediği, taraflarca getirilme ilkesinin söz konusu olduğu, davacıların iddialarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de karar usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki, dosyanın keşfe hazır hale getirilmesinden sonra keşifle ilgili ara kararında keşif gün ve saatinin yanında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiye için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerektiği ve davacılar taşınmazların tamamına dava açtığı halde çekişmeli 118 ada 48, 114, 150 Parsel sayılı 113 ada 33 parsel sayılı taşınmazların 1/2 hissesinin maliki ...'a husumet yöneltilmesi gerektiği halde taraf teşkilinin tam olarak sağlanıp sağlanmadığı denetlenmediği gibi yargılama sırasında davacı vekili tarafından keşif harcı ve delil avansı yatırılmış olduğu halde Mahkemece keşif yapılmadan eksik incelemeyle karar verilmesi isabetsizdir.
4.Doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle ... hissesi yönünden talepleri olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı, bundan sonra davacı taraf taşınmazların mirasbırakanlarından intikal ettiğini miras paylarını talep ettikleri, davalı ise taksimen taşınmazların kendilerine kaldığını ve bir kısmını da amcasından aldığını savunduğuna göre uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak mirasbırakanlarından kalıp kalmadığı ve mirasbırakanından kalan taşınmazların ise taksim edilip edilmediği açıklığa kavuşturulmalıdır.
5.Bundan sonra, hal böyle olunca; Mahkemece mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların kimden ve nezaman kaldığı, taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise taksim sonrasında kime isabet ettiği maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; bu şekilde çekişmeli taşınmazlar üzerinde taksim tarihinden tespit tarihine kadar kimin zilyet olduğu tereddütsüz belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 sayılı HMK' nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.