Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4444 E. 2022/7557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında kızı üzerine yaptığı taşınmaz temliki işleminin muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmazı devretmesinde haklı bir nedeninin bulunduğu, davalının alım gücünün olduğu ve temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’ün ilk eşinden olma kızı olduğunu, mirasbırakanın 5317 ada 8 parsel sayılı taşınmazını ikinci eşinden olma davalı kızı ....’a satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, temlikin gerçek bir satış olup, mal kaçırma ve muvazaa bulunmadığını, mirasbırakanın emekli geliri yetersiz olduğu için borçlandığını, kendisinden de borç aldığını, borçları nedeniyle taşınmazı kendisine sattığını, doktor olup alım gücünün bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; toplanan delillerden mal kaçırma kastının bulunmadığının anlaşıldığını, salt bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olmadığını, davacı tanık beyanları ile davalı tanık beyanları değerlendirildiğinde davanın ispatlanamadığını, murisin temlike yakın tarihlerde üçüncü kişilere yaptığı taşınmaz satışları ve temlik dışı olup terekesinde bulunan çok sayıda taşınmaz dikkate alındığında mal kaçırma kastının bulunmadığının anlaşıldığını, bu nedenlerle mahkemece hatalı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/05/2022 tarihli, 2021/1666 Esas, 2022/681 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın Almanya'da oturduğu evinin tadilatı nedeniyle paraya ihtiyacından dolayı davalının dönem dönem mirasbırakan babasına para verdiği,mirasbırakanın da davalı kızına borçlu olmamak için dava konusu taşınmazı devrettiği, mirasbırakanın davacı kızı ile arasında husumet olmadığı, mirasbırakanın çok sayıda temlik dışı taşınmazının bulunduğu, temlikin mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının somut delillere ve hakkaniyete uygun olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın vasiyetnamesinde de en kıymetli taşınmazları ikinci eşi ve ikinci eşinden olma çocuklarına bıraktığını, kendisine ise kıymetsiz bir taşınmazı vasiyet ettiğini, yine mirasbırakanın sağlığında çok kıymetli taşınmazlarını satarak bedelini ikinci eşi ve ondan olma çocuklarına harcadığını, murisin çocukları arasında eşit davranmadığını, murisin kızı Yasemin’e ev ve araba aldığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre Bölge Adliye Mahkemesince kararın (IV./3.) no.lu paragrafında yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 16.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.