"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVACI - BİRLEŞİTİRİLEN
Taraflar arasındaki tapu iptal- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin kararın, davacı-birleşen davalı vekili ve birleşen davacı mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı-birleşen davalı vekili ve birleşen davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-birleştirilen davada davalı ..., mirasbırakanı ...’nın 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan A Blok zemin kat 2 ve ikinci kat 5 nolu bağımsız bölümleri davalı gelinine satış suretiyle temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ayrıca kanser hastalığı nedeniyle mirasbırakanın ehliyeti'nin bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş, birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakanı ...’nın 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan A Blok ikinci kat 4 nolu bağımsız bölümleri davalı kızı ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı ..., taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığı, taşınmazın dava ve akit tarihindeki değerleri arasında fahiş fark bulunmadığı, çekişme konusu taşınmazların bulunduğu binada mirasbırakana ait çok sayıda bağımsız bölümün bulunduğu ve mirasbırakanın bütün taşınmazlarını devredebilecekken yalnızca çekişme konusu taşınmazları devrettiği nazara alındığında, asıl ve birleştirilen davadaki temliklerin mal kaçırma amaçlı yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili ve birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1 Davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, mirasbırakanın ölüm döşeğinde iken yaptığı devrin muvazaalı olduğunu, bedeller arası fahiş fark bulunduğunu, her na kadar dava konusu taşınmazın bulunduğu parselde B Blok olarak gözüken ve mirasbırakan adına kayıtlı bağımsız bölümler varmış gibi gözüküyorsada B bloğun tamamlanamadığını, müteahhit tarafından mirasbırakana iade edildiğini, aslında boş arsa olduğunu, terekeden satış bedeli çıkmadığını, davalınında satın aldığını ispatlayamadığını, aynı akitle dükkanın da satıldığını, parasınıda davalının aldığını, yine daha önce dolaylı yollardan başka taşınmazları da sattırarak adına yenilerini aldığını, davalının hem kocasının hem de kayınvalidesinin ağır hastalığından faydalanarak taşınmazları üzerine aldığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
2.1 Birleştirilen davada davacı ... vekili vekili istinaf dilekçesinde özetle, yalnızca birleştirilen davayı istinaf ettiğini, mirasbırasbırakanın çekişme konusu taşınmaz üzerine inşa edilen dava konusu bağımsız bölümü davalı kızına bağışladığını, işlemin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.02.2021 tarihli ve 2019/1390 E. 2021/1481 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın asıl dosya davalısı gelini ve birleştirilen dosya davacısı oğlu ... ile birlikte yaşadığı, geriye kalan başka taşınmazlarının da bulunduğu, hepsini devredebilecekken yalnızca çekişme konusu taşınmazları devrettiği nazara alınarak, temliklerin mal kaçırma amaçlı yapıldığının isppatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ancak fazla harcın iade edilmediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davacıların değinilen yöne hasren ve resen belirlenen sebeplerle istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derce mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 fıkrası uyarınca harçlar yönünden düzeltilerek asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili ve birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1 Davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, yalnızca asıl davayı temyiz ettiğini, mirasbırakanın kanser tedavisi gördüğünü, ölümünden kısa süre önce çekişme konusu taşınmazları muvazaalı bağışlayıp hastaneye yatırıldığını, terekesinden bedelin çıkmadığını, ölmeden kısa süre evvel oğlu yerine geline satış suretiyle devir yapmasının tipik muvazaa örneği olduğunu, davalının alım gücü bulunmadığını, geriye kalan malın değersiz olduğunu, mal kaçırma amacıyla yapıldığını, aksi durumda işlemin neden yapıldığının gerekçelendirilmesi gerektiğini, işlemin yanında yaşadığı ve hasta olan oğlunu kayırmak amacıyla muvazaalı ve bedelsiz yapıldığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
2.1 Birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle, yalnızca birleştirilen davayı istinaf ettiğini, mirasbırasbırakanın çekişme konusu taşınmaz üzerine inşa edilen dava konusu bağımsız bölümü davalı kızına bağışladığını, işlemin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası, birleştirilen dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, (IV.3) paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili ve birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının ayrı ayrı reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40'ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı-birleştirilen davada davalı ... ve birleştirilen davada davacı ... mirasçılarından ayrı ayrı alınmasına, 08/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.