Logo

1. Hukuk Dairesi2022/44 E. 2022/1199 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararın, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, yerel mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı ... dava konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığı, ancak taşınmazın iddianın konusu çekişmeli bölümünün irsen intikal eden eklemeli zilyetliğe dayalı olarak yaklaşık 50 yıldır kullanıldığını, çekişmeli taşınmaz bölümünün kültür bitkileri ekilmek suretiyle tarla vasfıyla zilyet edildiğini, miras bırakanından intikal eden taşınmazın yapılan taksim sonucunda kendisine isabet ettiğini belirterek, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmemiş, aşamalarda ise davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili, aşamalarda sunduğu sözlü ve yazılı beyanlarında taşınmazın çekişmeli bölümünün mera parselinin bir parçası olduğu, çekişmeli bölümünün toprak yapısının taşınmazın tamamı ile aynı nitelikte olduğu, çayır bitki örtüsünün kendiliğinden yetiştiğini, çayır olarak istifadenin zilyetliği ispata elverişli olmadığını, meraların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İspir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.12.2012 tarihli ve 2011/739 Esas, 2012/579 Karar sayılı kararında, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davanın konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 22.014,62 metrekarelik bölümünün davacı adına çayır vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkemenin sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı Hazine tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.11.2013 tarihli ve 2013/12031 Esas, 2013/11334 Karar sayılı kararında özetle, " Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeleri ve hava ve uydu fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde komşu köylerden; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, tespit bilirkişilerinin tamamı, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif icra edilmesi, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, mahkemenin taşınmaza ilişkin ayrıntılı gözleminin tutanağa geçirilmesi, ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan, keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporundaki bulguların değerlendirilmesi suretiyle taşınmazın niteliğiyle ilgili olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümü ile kalan bölümünün mera olup olmadığı, taşınmazın tümünün niteliği, ne şekilde kullanıldığı, kalan bölümünün kadim mera olması halinde taşınmaz bölümü ile kalan bölümünü bir arada gösterir yan görünüş krokisi çizdirilmesi, taşınmazın her yönünden tüm özelliklerini gösterir fotoğrafları çektirilmesi, teknik bilirkişilere keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, hava ve uydu fotoğraflarının keşifte uygulanması suretiyle bilirkişi ve tanık beyanları denetlenmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi " gereğine değinilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İspir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.07.2017 tarihli ve 2014/111 Esas, 2017/205 Karar sayılı kararında, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davanın konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 22.014,62 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile aynı adanın son parsel numarası ile davacı adına çayır vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kalan bölümünün tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına ve özel sicile kaydına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İspir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı Hazine tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiği, taşınmazın mera vasfıyla kamu malı niteliği taşıyan yerlerden olduğu, böyle bir yerin sadece tanık beyanlarına dayalı olarak kazanılamayacağı, bilirkişi raporlarının tanık beyanlarına dayalı olarak düzenlendiği, re’sen takdir edilecek diğer hususlarda göz önüne alınarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1 Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).

6.2.2 Malik sıfatıyla zilyetliğin tanımı ise, 4721 sayılı TMK ve 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yapılmamıştır. Malik sıfatı ile zilyetlik hakkında öğretide çeşitli görüşler ileri sürülmekle birlikte, zilyedin o malı/taşınmazı sahiplenme, kullanma, idare ve işletme amacıyla hâkimiyetinde bulundurması hâlinde malik sıfatıyla zilyetlikten söz edilebileceği, o mal üzerinde kendi zilyetliğinden başka kişinin üstün korunmaya değer zilyetliğini tanımayan kişinin zilyetliğinin malik sıfatıyla zilyetlik olduğu kabul edilmektedir (Sapanoğlu, Süleyman: Zilyetlikten Kaynaklanan Tescil Davaları, Ankara 2013, s. 297-298; Özmen, İhsan /Çorbalı, Halim: 3402 Sayılı Kadastro Kanunu Şerhi, Ankara 1995, s. 424) .

6.2.3 Gerek Türk Medeni Kanunu'nda gerekse 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin süresi nizasız ve fasılasız yirmi yıl olarak kabul edilmiştir. Kazanmayı sağlayan zilyetliğin lehine olan tarafça kanıtlanması gerekir. Maddi olaylardan olan zilyetlik her türlü delille kanıtlanabilir. Her somut olayın özelliğine göre yerel bilirkişi, tanık beyanları, teknik bilirkişi raporları gibi deliller zilyetliğin kanıtlanmasında kullanılabilir. Nitekim 3402 sayılı Kanun’un 14/1. maddesinde, çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla geçen yirmi yıllık zilyetliğin belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla kanıtlanabilineceği hüküm altına alınmıştır. Maddede bilirkişi ve tanık beyanları yanında belgelere de yer verilmiştir.

6.2.4 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde; "Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.

6.2.5 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi, "Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının dava şartlarından olduğu" hükümlerini içermektedir.

6.2.6 Meraların mülkiyet hakkı Hazineye, kullanım hakkı ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine ait olup, bu nitelikte davalarda belediyelerin davanın tarafı olması kanunun gereği olup,

6360 sayılı Kanunun 1. maddesi,

" (1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.

(2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.

(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.

(4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. " şeklindedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1 Meraların mülkiyet hakkı Hazineye, kullanım hakkı ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir. Her ne kadar dava, Hazine ve ... hasım gösterilerek açılmış ise de, karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Erzurum İli Büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşturulmuş, aynı zamanda büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmışlardır. Hal böyle olunca, çekişmeli 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın ilgili kamu tüzel kişilikleri olarak davaya dahil edilmeleri gerekirken, bu husus düşünülmeden ve yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.

6.3.2 Diğer taraftan, mahkemece işin esası hakkında yapılan inceleme ve araştırma yetersiz olduğu gibi, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri de yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bir taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile kullanım şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olup, kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı evrelerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından inceleme yapılarak çekişmeli taşınmazların fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki nitelikleri ve kullanım durumlarının kesin olarak saptanması gerekirken mahkemece bozma ilamında açıkça değinilmesine karşın hava fotoğraflarından yöntemince istifade edilmemiştir.

6.3.3. Keza dosya arasında yer alan ziraat mühendisi bilirkişi heyetinin temyize konu taşınmaz bölümünün taşınmazın diğer bölümlerinden ne şekilde ayrıldığını, taşınmazın temyize konu bölümü ile kalan kısmı arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını ortaya koymayan soyut nitelikteki raporuna itibar edilmiş, bilirkişi ve tanıkların taşınmaz üzerinde sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğe yönelik maddi olaylara dayanmayan ve ayrıntı içermeyen soyut beyanlarına dayalı olarak karar verilmiş, süresi nereye ulaşırsa ulaşsın öncesi mera olan bir taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gözetilmeksizin karar verilmiştir. Noksan tahkikat sonucunda maddi gerçeğe ulaşılmadan verilen karar isabetli olmayacaktır.

6.3.4. Hal böyle olunca, öncelikle 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca, mahkemece davacı tarafa davasını Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı böylelikle taraf teşkili sağlanmalıdır.

6.3.5 Bundan sonra çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.

6.3.6 Taraf teşekkülü sağlanıp, noksanlar ikmal edildikten sonra taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu mahallelerde ve aynı mahallede ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üçer kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.

6.3.7. Keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, öncesinin kamu orta malı mer'a niteliği taşıyıp taşımadığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmelidir.

6.3.8. Nezarete alınan 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın temyize konu bölümü ile kalan kısmını karşılaştırmalı biçimde temyize konu taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden taşınmazın geriye kalan kısmından nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

6.3.9 Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlere ilişkin hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik olarak, temin edilebilecek en eski tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu ve çekişmeli taşınmaz ile 111 ada 1 parselin geriye kalan bölümleri arasında ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmalı, fen bilirkişisine mümkünse gerektiğinde uydu fotoğrafı ile kadastro paftasının çakıştırılması suretiyle ve keşfi takibe imkan verir rapor düzenlettirilmelidir.

6.3.10 Bu şekilde tüm deliller toplandıktan sonra taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.